SON

112 7 0
                                    

     Nehirden.

" Koskoca dört yıl.O kapıdan sınıfa ilk girdiği andan itibaren aşığım.
Hep içimde yaşadım aşkımı.
Çünkü bana bakmayacağını biliyordum. Farklı dünyaların insanlarıydık işte.
Beni sevme ihtimali bile yoktu.
Bu dört yıl içinde onu unutmak için çıktığım kızların sayısını bile hatırlamıyorum."dedi acıyla.
Duraksadı.
" Ama o gün gelip bana beni sevdiğini söyledi. Yemin ederim o söyledi Nehir. Gelip kendi söyledi bana." Bana bakıp burukça tebessüm etti.
" O an o kadar imkansız bir şeye kavuşmuştum ki, ben ... ben düşünemedim bile. Bu işte bir terslik olduğunu düşünememiştim. Böyle imkansız bir şey nasıl olurdu da gerçekleşirdi düşünemedim." Dedi yine acıyla.
Acısını anlaya biliyordum.

Şu an onu en iyi ben anlıyordum. Beni de en iyi o.

Zaten bu yüzden gelmemişmiydi yanıma.

Sedefle Yiğitin evli olduğunu öğrendiğimden beri kimseyle tek kelime konuşmamıştım.
2 gündür kimsenin telefonunu açmıyordum.
Mert de kayıplara karışmıştı.
Ablam Mardinden dönmüştü. O da beni teselli etmek için bir sürü şey söylemişti ama kulaklarım kapalıydı tüm kelimelere.

Belki de bu yüzden Merte burda olduğumu söylemişti.
Dinleyeceğim tek kişinin Mert olduğunu biliyordu. Çünkü ikimizde aşk acısı çekiyorduk.
İkimiz de aldatılmıştık.
   Canımızdan çok sevdiklerimiz bizi kandırmıştı.

2 gün önce

  Üniversiteden  dönerken evimizin önünde gördüğüm son model arabayla kaşlarım çatıldı.
    Bizim evin önünde böyle lüks arabanın ne işi vardı ki.
   Bu kadar zengin bir tanıdığımız yoktu.
Yiğitin de arabası bu değildi. Hem Yiğit İzmire gitmişti.
   Yutkunarak hızlıca eve koştum.
  Kapıyı aceleyle açıp içeriye girdiğimde mutfaktan gelen seslerle parmak uçlarımda yürüdüm.
    Her şey ola bilirdi sonuçta.
" O zaman seni benim bu  yeni 'NSNK' projesine alalım.Bu projeye çok umutluyum.Çok emek lazım ama başarılı bir proje olacağından eminim.
   Seni de burdaki şirkete müdür yardımcısı yaparız"diyen yaşlı adama hayretle baktım.
   "Yok Cihat,ben ne anlarım öyle müdürlükten falan. Kağıt işleri beni bozar.Lise terkim ben. Biliyorsun.
  Sonra iş batar. Ben de rezil olurum.Hiç gerek yok"dedi babam.
  
   Demek bu yaşlı adamın ismi Cihattı.

   "Ben bu işimde mutluyum. Hem sen geldin meseleyi hallettin. Başka sıkıntı çıkmaz bence."
  " Tamam sen bilirsin. "Dedi adam nefesini vererek.
  
   Omuzuma dokunan elle çığlık atıyordum ki,eliyle ağzımı kapattı.
   Çok debelenmeden omuzunun üzerinden elin sahibine bakmaya çalıştım ama kendisi beni geri çevirdiğinde annemin çatılı kaşlarıyla karşılaşmayı bekliyor olmam gerekirdi değil mi.
  
    " Ne yapıyorsun sen böyle?" Diye sordu kısık ama sinirli bir biçimde.
   Konuşamadığım için defne takliti yaparak gözlerimle anlatmaya çalışacaktım ki annem ellerini çekti.
   " İçerdeki adam kim?" Hemencecik sordum.
    Derin bir nefes aldı.

  " Babanın askerlik arkadaşı."
   Gözlerimi şaşkınlıkla büyüttüm.

   Demek babamla o Cihat denilen zengin adam asker arkadaşıydı.

  "Dışardaki arabaya benzeyen o şey de onun mu?"
   Annem önce neyden bahs ettiğimi anlamadığı için gözlerini kıstı ama anlar anlamaz salak bu kız bakışları atıp kolumdan çekerek olay yerinden uzaklaştırdı.
   Odamın önünde durunca " evet onun. Bak  görüyormusun elalemi. Bir de bizim durumumuza bak. " dedi başını iki yana sallayarak.
    Dediyi şeyle ters bir cevap vermemek için kendimi zor tuttum.
    Hep olduğumuz durumdan şikayet ediyordu.
   Oysa her kes gibi normal bir yaşamımız vardı.
   Sadece sanırım annem çok paragöz biriydi.
   " İki eski dost. " başını sallayarak "ama ikisinin de konumuna bak. Biri patronun patronu. Diğeri de çalışan . Az kalsın kovulmak üzere olan çalışan hem de"dedi tükürür gibi.
   " Bir dakika babam kovuluyor mu?Neden?"diye sordum.
   Annem bana yandan bir bakış atıp" kovuluyormuş. Sonra bu dostu gelip çıkmış tam zamanında.  İşin aslını öğrenmiş. Meğer malzemeler çalınmamış. O müdür olacak adamlar para aklamak için sahte dosyalar hazırlamışlar.
   Bu adam da babanın çalıştığı inşaatın sahibiymiş. İnşaatta sorun olduğunu duyunca gelmiş. Sonra çalışanlarla görüşmüş. Orda baban tanımış adamı." Dedi. Kısaca gülüp" Artık baban nasıl çökmüşse adamın tanıması biraz zamanını almış. Tanıyınca da baban eve getirmiş işte" diyerek lafını tamamladı.

BİR SEVDANIN BErDELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin