Jiyan'ın evi

4.5K 188 73
                                    

Jiyan'ın o gün revirde bana yaptıklarının üzerinden birkaç gün geçmişti ve benim yaptığım tek şey onu görmezden gelmek oldu. Hayatım buna bağlıymış gibi ondan kaçındım.
Maalesef beden eğitimi ve matematik derslerimiz ortaktı. Jiyan aynı zamanda benim en iyi arkadaşımın abisiydi bu yüzden ondan hep kaçmanın imkânı yoktu. Bugün okuldan sonra Baran'la evinde takılacaktım. Onun evi benimkine kıyasla çok büyük olduğu için rahattım,Jiyan'la karşılaşmazdım en azından.

Okul çıkışıydı ve Baran beni arabayla alıcaktı. Onu arabasının yanında gördüm ve ona el salladım. "Baran!" diye bağırdım.

Baran üzgün bir şekilde baktı. "Bunun için üzgünüm..." Kapıyı açtı ve arka koltuğu işaret etti. Dikkatlice arabasının arkasına baktım. İşte oradaydı, Jiyan.

Kapıyı kapattım ve Baran'a bakıp. "NE OLUYOR BARAN ALLAH AŞKINA? ONDAN KAÇTIĞIMI BİLİYORSUN?" diye bağırdım.

Baranın yapabildiği tek şey omuz silkmek ve "Üzgünüm, onun bir araca ihtiyacı vardı. Jiyan'ın sana iyi davranmasını ve seni yalnız bırakmasını söyledim zaten" demek oldu.

Yüksek sesle inledim ve yavaşça arabaya girdim. Ön koltuğa oturdum ve bırakın beni dövmeyi, hiçbir şey söylememesi için dua ettim. Hemşirenin revirinde yaptığını yapmasına rağmen hala bir zorbaydı. Baran sürücü koltuğuna oturdu ve okulun otoparkından çıktı. Gözlerini başımın arkasında hissedebiliyordum. Ara sıra öksürüyordu ve boynumdaki tüyler diken diken oluyordu. Tanrım, ondan korkuyordum.

Kısa süre sonra Baran ve Jiyan'ın evine yaklaştık. Hızla arabadan indim ve onların evine doğru koştum. Tabi şansım yaver gitmedi kapı kilitliydi. Kapıyı çarptım ve Baranın hemen arkamda olmasını diliyerek arkama baktım, Jiyan'ı görmemle ani irkilmeyle zıpladım , Jiyan genişçe sırıtıp "Sana hiçbir şey yapmayacağım, Baran eğer yaparsam odamdaki her şeyin içinden geçeceğini söyledi, şanslı günüdesin velet" dedi, evin anahtarlarını ararken. Ellerimiz birbirine değdi. Elimi hızla ondan uzaklaştırdım ve hızlanan kalbimle onu bir daha görmemek için bedenimi diğer tarafa çevirdim.
Sonunda kapının kilidini açtı. İçeri girdim ve merdivenlerden Baranın odasına çıktım.

Birkaç saat sonra acıktım. Mutfağa inip yiyecek bir şeyler bulmaya karar verdim. Bütün dolaplara baktım ama hiçbir şey bulamadım.
Gözlerimi dokunmadığım tek dolaba çevirdim. Jiyan'ın dolabıydı. Kimsenin buna dokunmasına izin verilmezdi. Midem guruldadı. İki seçeneğim var; bir ninja olmak ve Jiyan'ın yiyeceklerinden biraz çalmak, ya da odaya geri dönüp  kendimi açlıktan ölmeye bırakmak.

B seçeneğini unutun, ben ninja olacağım. Hızla ahşap dolaba koşup kapıyı olabildiğince hızlı açtım. Yenilebilir bir şey var mı diye rafları taradım. Oreo, Favorim. Paketi aldım ve bir bardak süt almak için kendimi buzdolabına attım. Oreo'yu süt olmadan yiyemezsin. Bir Oreo'yu smaçladım ve ikinciye başladım.

Elimdeki oreodan bir ısırık daha aldığım esnada arkamdan gelen ayak sesleri duydum ve çok geçmeden bir bedenin beni belimden tutuşunu ve bedenini bana bastırdığını hissettim. Kulağıma doğru eğildi. "Bakın burada ne var." Boğuk ses kulağıma fısıldadı. Omurgamdan aşağıya ürpertiler indi. Jiyan olduğunu biliyordum, sesinden bunu anlayabiliyordum.

Jiyan'la yüzleşmek için döndüm, elleri hâlâ belimdeydi. Jiyan Oreo'yu elimden aldı ve bir ısırık  aldı. Dudaklarını yaladı ve genişçe sırıttı,"Tadı neredeyse bizim bahsimiz kadar iyi." diye mırıldandı. "Ama sen daha iyisin." Eğilip yüzüme doğru nefesini verdiğinde görülür şekilde yutkundum.

Ani farkındalıkla bulunduğumuz konumun saçmalığından kurtulmak için kendimi Jiyan'ın elinden kurtardım ve onu tezgâha doğru ittim. İki elimi de onun beline koydum bu hareketimle yüzündeki sırıtış daha da genişledi "Sertliği sevdiğini hiç bilmiyordum ama bu biraz hızlı değil mi?"  dedi ve masumane bir şekilde dudak büzdü. Zihinsel olarak kendimi tokatladım, ne yapıyordum. Jiyan onun belini tutan bileklerimden yakaladı. Yakalananın ben olmam için bizi geri çevirdi. Tabii bunun olacağını nasıl göremezdim.

"Ne istiyorsun?" Ona hırladım.

Jiyan dudağımda oluşan kurabiye kırıntılarını sildi. Başparmağını ve üzerindeki kırıntıyı yaladı. "Oreo'mu geri istiyorum." Tatlı bir şekilde mırıldandı.

*
*

________

Q: Günlük hayatınızda stres ve baskıyla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Me: Kafayı vurup yatıyorum başka türlü geçmiyor.

ZORBA | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin