6

37 5 1
                                    



"Ah, şehvetle doluyum ben
Ölüm şehvetiyle.
Sersemletici bir duyguyla ürperdi iki göğsüm."
- Furuğ Ferruhzad



"Neden beni aramadın?"

Halit uyanalı daha on dakika bile olmamıştı. Savaş'ın telaşlı halini görünce de kendini kötü hissetti. "Önemli bir şey olduğunu düşünmemiştim. Sen gelene kadar kendime gelirdim."

Ama canı hala yanuyordu ve ilaçlar yüzünden sersemlemişti. "Hem de ne durumda olduğunu bilmiyordum. Seni tehlikeye atmak istemedim."

Savaş'ın çenesi gerildi. Hemen göz ucuyla kapıyı kontrol etti. "Gelirdim." Gelirdi. Onu tanıymayan biri olsa bile ses tonundaki kararlılıktan geleceğini anlardı.

"Ezgi bana gayet iyi baktı merak etme." Daha sonra endişeli bir bakış attı kapıya. "O hala burada değil mi?"

Savaş gözlerini devirerek "Burada," dedi.

O sırada Ezgi kapıyı tıklatıp içeriye uzanınca Halit hemen "Gel," dedi.

"İyi misin?" Yatağın başında, Savaş'ın hemen yanında durdu.

İnlemesini bastırarak "Ağrılarım var," dedi.

"İlaçlarını bir saat sonra tekrar alabileceksin ama önce yemek yemelisin. Senin için çorba yaptım."

Halit minnet dolu bakışlarını Ezgi'ye yöneltti. "Yorgun görünüyorsun."

"Ona gitmesini söyledim ama gitmiyor," diye araya girdi Savaş.

Ezgi uzanıp Halit'in yastığını düzeltti. Daha sonra fısıldıyormuş gibi yaparak "Sana bakabileceğine inanmıyorum," dedi alayla.

"Farkında değilsen diye söylüyorum, uzun zamandır birlikte yaşıyoruz ve gayet iyi durumdayız."

Ezgi, Savaş'a ters bir bakış attıktan sonra Halit'e döndü. "Ne dediğini hatırlıyorum," dedi resim dersi konusunu hatırlayarak. "Ama en azından sen iyi olana kadar burada kalmama izin ver." Elini tuttu ve şefkatle sıktı.

Halit gözlerini Savaş'a çevirdi. Olumlu ya da olumsuz herhangi bir işaret bekledi fakat Savaş tepkisizdi ve bazen tepkisizlikte bir tepkidir. Bazı zamanlarda bir yeşil ışık görevi de görebilir.

Halit sonunda başını salladı.

"Harika! İşten birkaç günlüğüne izin almıştım zaten." Sevimli bir şekilde gülümsedi. Ne yazık ki bu gülümsemeyi Savaş göremedi.

Bir saat sınra Halit yemekten sonra ilaçlarını alıp uykuya dalmıştı. Savaş bu gece kendi dairesinde kalmak istemedi. Halit'in yanında kalmak en azından vicdanını rahatlatacaktı. Ama burada artı iki kişi için yer yoktu.

Ezgi'yi kendi dairesine göndermeyi teklif etmeliydi ama birini mahremine bu kadar kolay almak onun için pek de kolay sayılmazdı. Üstelik bunun bir savcu olması onu iyice diken üstünde tutuyordu. Yine de Savaş temkinliydş. Tam şu an dairesine bir baskın düzenlense hiçbir şey bulamayacaklarından emindi.

Halit'in odasından çıkıo salona girdiğinde Ezgi sandalyenin başında uyukluyordu. İki gündür koltukta uyuduğu düşünülürse epey kötü durumdaydı.

YakalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin