"Siz uçuruma baktığınızda,
Uçurum da size bakar."
-Friedrich NietzscheGözündeki kurdeleyi çekip çıkardı ve ceketinin cebine sıkıştırdı. Koridorun loş ışığına alışmak için bir süre gözlerini kıstı. Vega, odadan çıktıktan iki sonra harika bir zamanlamayla hattın diğer ucunda belirdi.
"Hazırsan başlıyoruz."
Savaş saatine baktığında saat çoktan dokuz olmuştu. "Geldiler mi?"
"Evet. Söylediğim gibi ikinci katta seni bekliyor."
Savaş hızlıca maskesini taktı. Kravatını içerde bıraktığından gömleğinin bir düğmesi açıktı. Hızlı adımlarla buluşma yerin olan lavaboya yürüdü. Karşısında bir adam görmeyi bekliyordu, bu yüzden kısa bir anlığına duraksadı.
Bir kadın, tahminince ellili yaşlardaydı, elinde bir dosyayla bekliyordu. Siyah bir şapka takmıştı. Şapkasından sarkan siyah, ince bir tül yüzünün büyük bir kısmını örtüyordu. Gözünde siyah bir gözlükte vardı. Uzun, siyah bir kaban ve sivri burunlu kıpkırmızı topuklu ayakkabısıyla oldukça şık görünüyordu. Dik ve kendinden emin duruşu Savaş'ı etkilemişti doğrusu. Kadınlarla nadiren iş birliği yapardı ama bu kadın bugüne kadar gördükleri arasında en ihtişamlı ve görkemli olanıydı.
Konuşmadılar. İkisi de sessizlik içinde bir işaret bekliyordu. O işaret ise Vega'dan geldi. Savaş'ın kulağına "Arıyorum," dedikten sonra kadının telefonu çalmaya başladı.
Kadın telefonu yanıtlayınca Vega konuştu. "Dosyayı teslim edebilirsin." Kadın o sırada karşısındakinin teslimatçı olduğunu anladı. Savaş'a tedirgin bir bakış attıktan sonra telefonu kapattı.
Dosyayı uzattığında Savaş birkaç adım yaklaşarak dosyayı aldı ve tek bir kelime etmeden odadan ayrıldı.
Sırada dosyayı değiştirmek vardı. "Oda boşta," dedi Vega.
Vega otelin tüm kameralarına çoktan erişim sağlamıştı. Şu an Gür Holdingteki insanları tek tek izliyordu. Hatta Savaş'ın bir odadan tek başına ayrıldığını da görmüştü ama peşinden çıkan kimseyi göremedi. Sormadı da. Muhtemelen birini beceriyordur, diye düşündü.
Savaş, dosyayı ceketinin iç cebine sıkıştırdı ve Vega'nın tarif ettiği odaya doğru ilerledi. Bugün kimseyle dövüşecek hali yoktu. Aklı ilk defa bambaşka yerlerdeydi. Bir an önce lanet dosyadan kurtulup otelden ayrılmak için can atıyordu.
"Kapının şifresi?" diye sordu Vega'ya. Odaya ulaşmasına yalnızca birkaç adım kalmıştı.
Vega odanın şifrwsibi verdikten sonra Savaş şifreyi dijital ekrana girdi. Kapı açıldı. Savaş yavaş hareketlerle odaya girdi. Karanlıktı. Gözünün önüne az önceki kadının muhteşem kalçası gelince dikkati bir anlığına dağıldı.
Telefonun el fenerini açtı ve odayı inceledi. Masanın üzerinde bir el çantası vardı. Çantanın içini karıştırdı. Önce değiştirmesi gereken dosyanın neyle ilgili olduğunu bilmesi gerekiyordu.
Anlaşma Yalı kasabasındaki bir göl kenarıyla ilgiliydi. Arazi Gür Holdinge aitti ancak bu anlaşmayla arazi ve araziyi kullanma hakkı Yıldırım Holdinge geçecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakala
Mystery / ThrillerBen değişir miydim? Farklı bir yol seçseydim. Durup geriye bakmasaydım. Her insanın kendi özünü bulması için yıkması gereken yollar vardır. Ben de çocukluğumun ayakta durmasını sağlayan sütunlara inen ilk darbeyle öldüm. Bu darbe, bir süre sonra at...