12

29 3 0
                                    



"Gözlere ışıltılı anlamlar bağlayan,
Yaşamı ölüme güldüren nedir?"
-Özdemir Asaf

Hazırlanıp evden çıktığında Halit ve Ezgi arabaya binmek üzereydi. Aslında aklında Ezgi'yle beraber gitme düşüncesi yoktu ama Halit'i görünce fikri değişti. Savaş'ı bir kez gördüğü halde öldürmek isteyen bir adamın evine bir de Halit'i göndermeyecekti.

Halit arabanın kapısını tam kapatacağı sırada kapıyı yakaladı ve kapanmasını engelledi. "Ben giderim," dedi Savaş.

Halit, Savaş'ı görünce şaşırmıştı. "Yorgun olduğunu sanıyordum."

Ezgi de Savaş'ı onunla geleceğini tahmin etmemişti. Öyle bir talebi de yoktu. Son konuşmalarının üzerinden zaman geçmişti ama hala tuhaf hissediyordu. Üstelik onun dudaklarını hissetmek bile hala tüm vücudunu titretiyordu. "Buna gerek yok," dedi Ezgi yine de.

Savaş, Ezgi'ye uyarı dolu bir bakış attıktan sonra Halit'e döndü. "Onlarla muhatap olmanı istemiyorum."

Halit bir şey demeden arabadan indi. "Geldiğimde konuşalım," dedi Savaş ve arabaya bindi.

Ezgi dikkatlice arabayı sürmeye başladı. Bir hata yapmamaya özen gösteriyordu ama Savaş yanındayken hata yapmamak mümkün değildi. Savaş'a doğru yan bir bakış attı. Siyah bol bir pantolon ve beyaz bir tişört giymişti.

Savaş, "Önüne bak," dediğinde Ezgi az kalsın direksiyonu ters çeviriyordu.

"Gelmek zorunda değildin," dedi Ezgi. Yakalandığını unutturmak için konuyu değiştiriyordu.

"Halit abiyi peşinden sürüklemen doğru değildi. Özellikle de Kerem Gür gibi bir adamın yanına."

"Gelmemesini söyledim ama dinlemedi."

Aslında bunu biliyordu ama yine de kendini Ezgi'yi suçlamaktan geri alamıyordu. Ona Kerem'i sormak istiyordu fakat bunun tuhaf olacağının farkındaydı. Onun yerine "Fazla eşyan var mı?" diye sordu.

İçten içe Kerem'le karşılaşmak istiyordu. Onun öldürmek istediği adamın kolay bir yem olmayacağını ona göstermek istiyordu.

"Sadece kıyafetlerimi alacağım. Bilgisayarımı ve birkaç tane de dosya ve kitap koleksiyonumu ve..." diye devam edecekti ama Savaş'ın derin bir nefes aldığını duyunca, onun yerine "Geçen gün seni zorladığım için özür dilerim," diyiverdi.

Savaş aniden konuya girmesini beklemiyordu. Ezgi'ye baktı ama o doğruca yola bakıyordu. "Seni hayal kırıklığına uğrattığımın farkındayım," dedi Savaş.  Hala utanmadan yalan söyleyebildiği için kendine hayret etti.

"Bu konu benim için utanç verici olmaya başladı," dedi Ezgi bıkkın bir ifadeyle. "Yine de önüme gelenle yatmıyorum ya da aldatmak gibi huylarım yoktur."

Kendine defalarca bunun açıklamasını yapmaması gerektiğini söylemişti ama Savaş'ın onu önüne gelenle yatan bir kadın olarak bilmesini de istemiyordu. "Onun sen olduğunu düşündüğüm için buna cesaret ettim." dedi en sonunda.

Savaş, Ezgi'nin bu kadar açık sözlü olmasına hala alışamamıştı. Ama onun oynadığına oyuna dahil olmak da hoşuna gidiyordu. Gözlerini Ezgi'ye dikti. "Beni arzuluyor musun?"

YakalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin