19

9 1 4
                                    



"İnsanlar, siz
Birer çıngırak değilsiniz de nesiniz
Külahında Tanrının."
-Vladimir Mayakovski


Ertesi günün akşamı Savaş bir Çin restoranında Filiz Hanım'la buluştu. Özel olarak sipariş vermemişti ama Filiz Hanım'ın isteği üzerine masaya yemekler çoktan gelmişti.

Deniz mahsülleri çorbası, acılı tofu ve tavuk, mantı...

"Afiyet olsun," dedi Filiz Hanım keyifle.

Ancak Savaş yemek yiyecek kadar iyi hissetmiyordu. Hissettiği suçluluk duygusu iştahını kapatalı epey olmuştu. Sadece iş yapıyor olsalar bile Vega ile birbirlerine bağlıydılar.

Filiz Hanım ağzına bir parça karides attı ama Savaş'ın yemediğini görünce çatal bıçağını masaya geri koydu.

"Rahat görünmüyorsun."

Savaş söylenenein aksini yaparak rahat bir şekilde arkasına yaslandı. "Neden benimle çalışmak istiyorsun?"

Filiz Hanım bir süre düşündükten sonra "Çünkü bir yılan gibisin. Gecenin karanlığında ilerlerliyorsun ama kimse farkına bile varmıyor. Bana da böyle biri lazımdı."

Savaş dudağının kenarıyla güldü. "Pek de dikkat çekmemiş sayılmam. Düşmanının beceriksiz oğlu merdivenlerden düşerek o hale gelmedi."

Filiz Hanım neşeli bir kahkaha attı. "Çoktan düşman oldunuz mu?"

Savaş ne yapabilirim, dermiş gibi baktı. "Yani bu iş için pek uygun sayılmam. Kerem, attığım her adımda beni izliyor olacaktır."

"Ama bu zamana kadar seni yakalayamadı."

Savaş başıyla onayladı.

"O halde her ne yapıyorsan yapmaya devam et ama sadece benim için çalış."

"Yalnız çalışmıyorum," dedi Savaş sonunda. "Bana ulaşmak için konuştuğun kişi..."

"Sahiden o çocuğu nereden buldun?" diye sordu şaşkınlıkla. "Reşit mi?"

"Elbette reşit," dedi Savaş hemen. "Ve işinde oldukça iyidir."

Kadın ikna olmuş gibi "Sorun yok," dedi. "Onunla iş yaptığına göre ona güveniyorsundur. Arkadaşınla konuş. Kabul ederse onunla da çalışmayı isterim."

"Birbirimizi tanımıyoruz. Eğer onunla konuşursanız ismimi söyleyemezsiniz. O da size kendi ismini söylemeyecektir."

Kadın anlayışla başını salladı.

"Önce benden ne istediğini duyalım," dedi Savaş.

"Senden istediğim Gür Holding'ten çalınabilecek her şeyi çalman. Sakladıkları çok şey var ve ben o şeyleri istiyorum. Tüm kanıtlar onların kasalarında duruyor. Gerekirse kasaları da çalmanı istiyorum."

"Her görev için farklı ücret alıyorum."

"Para dert edeceğin en son şey bile değil. Sen bana istediğimi verirsen ben de sana istediğimi veririm. Basit."

İşte para dedikleri şey böyle bir şeydi. İnsanı korkusuzca konuşturan, özgüven sağlayan, kendi hayatının yerine başkalarının hayatını tehlikeye attıran bir güç.

Savaş, "Benim şartlarıma gelecek olursak," dediğinde Filiz Hanım içkisinden bir yudum alarak boğazını temizledi.

"Dinliyorum."

"Tam gizlilik istiyorum. Benden hiç kimseye bahsedemezsin. Avukatların, korumaların... Özellikle de..."

"Ezgi'ye," diye devam etti kadın. "O konusa şüphen olmasın. Ezgi'ye hiçbir şey söylemeyeceğim. Fakat günün birinde ona kim olduğunu söylemek zorunda kalacaksın."

YakalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin