16

13 3 0
                                    




"Ay ölür şimdi.
Uzuneski saldırışlı, ağlaması gökyüzünden."
-Turgut Uyar

Savaş ne ara uykuya daldı bilmiyordu ama kapının zili evin içinde yankılandığında yerinden fırladı. Kolu, Ezgi'nin başının altında hafiften uyumuştu. Ezgi, başını Savaş'ın göğsüne yaslamış, kolunu da beline dolamıştı.

Savaş'ın yerinden sıçramasıyla uyandı ve kendini Savaş'tan uzaklaştırdı. "Kim geldi?" diye sordu hemen. İkisi de basılmış gibi panik halinde yataktan kalktı. Savaş, çarşafa dolanıp düşmekten son anda kurtuldu.

"Halit," dedi Savaş telaşla. "Halit abi gelmiş olmalı. Saat kaç?"

Ezgi hemen telefonuna uzandı ve "Sekiz buçuk," dedi. İşe yetişmek için yarım saati vardı.

Savaş, Ezgi'nin yerdeki ayakkabısını ve elbisesi alıp Ezgi'ye uzattı. "Saklan," dedi hızlıca.

"Ne?"

"Halit abi seni burada görürse yanlış anlar. Saklanmalısın."

Savaş telaşla Ezgi'yi saklayacak bir yer arıyordu. "İyi de bir şey yapmadık ki?"

"Bana asla inanmaz!" diye çıkıştı Savaş. Zaten Halit, Savaş'ı Ezgi'den uzak durması için bir kez uyarmıştı. Şimdi onu yatak odasında görürse asla aksi bir duruma inandıramazdı ki birlikte uyumak bile yanlış anlaşılmaya yeterinde müsait bir durumdu.

Zil bir kez daha çaldığında Savaş "Dolaba," dedi. Ezgi'yi omuzlarından dolaba doğru ittirdi ve içeri girmesi için ona yardım etti.

"Ah," diye sızlandı Ezgi bacaklarını karnına doğru çekerken.

"İki dakika," dedi Savaş mahcup bir edayla. "İki dakika dayan."

Dolabın kapısını Ezgi'nin suratına doğru kapattı ve dış kapıya doğru ilerledi.

Kapıyı açtığında tahmin ettiği gibi Halit karşısında duruyordu. "Amma da derin uykun varmış be!"

İçeri girmek istedi ama Savaş belli belirsiz onun önüne geçerek Halit'i engelledi. "Biraz erkenci değil misin?"

Halit, Savaş'ın kolunu indirerek önündeki engeli kaldırdı ve içeri girdi. "Atölye için birkaç malzeme alınacak. Öğlene kadar gidip alman gerekiyor."

Daha sonra durakladı ve koridorun ortasında durup gözlerini kısarak Savaş'a baktı. "Kulağına noldu?"

Savaş'ın elinde istemsizce kulağındaki yara bandına gitti. Yüzünü buruşturdu. Aklından tamamen çıkışmıştı.

"Biraz kanamış. Odada yara bandı vardı." Halit aniden dönüp Savaş'ın yatak odasına doğru ilerleyince Savaş resmen yerinden fırladı ancak Halit'i durdurmak için çok geç kalmıştı.

"Dün gece işte miydin? Araban da yok..." Cümlesini bitiremedi. Normalde yatağını pek bozmadan yatan Savaş'ın yatağı şu an savaş alanı gibiydi ve içerisi yoğun bir kadın parfümü kokuyordu.

"Misafirin mi var?" diye sordu Halit, Savaş'a dönerek. Yüzünde tuhaf bir ifade vardı. Savaş'ın bazı zamanlar kız arkadaşlarıyla gelmesine alışkındı. Çoğu da farklı kadınlar olurdu ama uzun zamandır onu biriyle görmediği için biraz mutlu olmuştu sanki.

YakalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin