9

121 3 0
                                    

Mutfağa elimde bulaşıklarla girdiğimde şaşırdım, topluydu.

" Almila toplattı." Dedi Sancak yanımdan geçerken. Gülerek bulaşıkları makineye yerleştirdim.

" Komutanım!" Diye ses geldi içeriden. Ardından Akın girdi mutfağa.

" Ya komutanım bu Alpay gelmedi."

" Nereye gitti ki?" Diye sorunca sırıttı.

" Çiğ köfte almaya."

Boş bakışlar attık.

" Peki herşeye tamamım neden Akın sen değilde o gitti?"

Düşünmeden cevap verdi.

" Çünkü bizim..."

" Anlıyorum şimdi git de Alpay'ı alıp gel."

" Anlamadım?" Dedi. Anlamıştı sadece sebebini anlamamıştı.

" Emrimi mi sorguluyorsun asker?"

Gayet açık açık tehdit ediyordu.

" Emredersiniz." O çıkarken güldüm.

" Uğraşma şu çocukla Karanlığın Komutanı." Söylediğim hoşuna gitmiş olacak ki dudağının tek kenarı yukarı kıvrıldı.

" Masaj borcunu unutmadım." Dedi ve kendisine su aldı. Omuzlarım çökerken boş bakışlar attım.

" Şaka mısın ya sen?" Diye söylendim.

" Değilim."

Kesinlikle şaka gibi adamdı. Kehribar gözleri oldukça ciddi bakınca inadımı kenara bıraktım.

" Uyuz Üsteğmen!" Diye yükselince şokla bana baktı.

Sıçtım bir de sıva yapayım dedim yani olmaz mı?

" Bir daha söyle bakayım."

Dedi inatlaşarak.

" Uyuz,egolu üsteğmen, isim de vereyim mi?"

Ellerimi belime yerleştirdim.

" Versene." Dedi daha da inatlaşarak.

" Sancak Dalkıran." Dedim tek seferde. 

Dudakları birşey söylemek için aralandı ki gözleri boynumdaki yaraya kayınca sustu. Eh ona gelirsek. DEHŞET ACIYORDU!

" Doğruyu söyle. Çok acıyor değil mi?"

Biraz önceki ufak inatlaşmanın ardından bu soru beni hazırlıksız yakalamıştı. Bi anlığına bocaladım.

" Hayır."

" Yalan atma."

Aslanım.. olmaz böyle. Her şeyi anlamak veya bilmek zorunda değilsin.

" Neden sordun?" Canın yanıyor.." diye mırıldandı sessizce.

" Çok değil."

Yalandı. Çok acıyordu ya!

" Çok acıyor. Hastaneye gidelim dedim!"

" Lan sen herşeyi bilmek zorunda mısın?! Yanıyorsa yanıyor ne halt değişecek!"

" Pansuman yapmama izin ver bari!" Diye söylenince bıkkınlıkla sandalyeye oturdum. Mutfakta da ufak bir masa vardı.

" Bekliyorum yap ne yapıyorsan."

" Nerde?"

Çenemle üstteki dolabı işaret ettim. Malzemeleri alıp sandalyeyi bana yaklaştırdı ve çenemi kaldırıp kendine her açtı. Pamuğu, hafifçe kanamış boynuma sürterken dişlerimi sıktım.

GECENİN KOMUTANI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin