Mutfağa elimde bulaşıklarla girdiğimde şaşırdım, topluydu.
" Almila toplattı." Dedi Sancak yanımdan geçerken. Gülerek bulaşıkları makineye yerleştirdim.
" Komutanım!" Diye ses geldi içeriden. Ardından Akın girdi mutfağa.
" Ya komutanım bu Alpay gelmedi."
" Nereye gitti ki?" Diye sorunca sırıttı.
" Çiğ köfte almaya."
Boş bakışlar attık.
" Peki herşeye tamamım neden Akın sen değilde o gitti?"
Düşünmeden cevap verdi.
" Çünkü bizim..."
" Anlıyorum şimdi git de Alpay'ı alıp gel."
" Anlamadım?" Dedi. Anlamıştı sadece sebebini anlamamıştı.
" Emrimi mi sorguluyorsun asker?"
Gayet açık açık tehdit ediyordu.
" Emredersiniz." O çıkarken güldüm.
" Uğraşma şu çocukla Karanlığın Komutanı." Söylediğim hoşuna gitmiş olacak ki dudağının tek kenarı yukarı kıvrıldı.
" Masaj borcunu unutmadım." Dedi ve kendisine su aldı. Omuzlarım çökerken boş bakışlar attım.
" Şaka mısın ya sen?" Diye söylendim.
" Değilim."
Kesinlikle şaka gibi adamdı. Kehribar gözleri oldukça ciddi bakınca inadımı kenara bıraktım.
" Uyuz Üsteğmen!" Diye yükselince şokla bana baktı.
Sıçtım bir de sıva yapayım dedim yani olmaz mı?
" Bir daha söyle bakayım."
Dedi inatlaşarak.
" Uyuz,egolu üsteğmen, isim de vereyim mi?"
Ellerimi belime yerleştirdim.
" Versene." Dedi daha da inatlaşarak.
" Sancak Dalkıran." Dedim tek seferde.
Dudakları birşey söylemek için aralandı ki gözleri boynumdaki yaraya kayınca sustu. Eh ona gelirsek. DEHŞET ACIYORDU!
" Doğruyu söyle. Çok acıyor değil mi?"
Biraz önceki ufak inatlaşmanın ardından bu soru beni hazırlıksız yakalamıştı. Bi anlığına bocaladım.
" Hayır."
" Yalan atma."
Aslanım.. olmaz böyle. Her şeyi anlamak veya bilmek zorunda değilsin.
" Neden sordun?" Canın yanıyor.." diye mırıldandı sessizce.
" Çok değil."
Yalandı. Çok acıyordu ya!
" Çok acıyor. Hastaneye gidelim dedim!"
" Lan sen herşeyi bilmek zorunda mısın?! Yanıyorsa yanıyor ne halt değişecek!"
" Pansuman yapmama izin ver bari!" Diye söylenince bıkkınlıkla sandalyeye oturdum. Mutfakta da ufak bir masa vardı.
" Bekliyorum yap ne yapıyorsan."
" Nerde?"
Çenemle üstteki dolabı işaret ettim. Malzemeleri alıp sandalyeyi bana yaklaştırdı ve çenemi kaldırıp kendine her açtı. Pamuğu, hafifçe kanamış boynuma sürterken dişlerimi sıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN KOMUTANI
Humor' Öldürmeyen acı güçlendirir.' derdi hep babam. Bir bakıma haklıydı şimdi ona daha çok hak veriyordum. Babamı vatana vereli 20 yıl olmuştu bende onun izinden gidip asker olmuştum. Yeni bir yere göreve giderken kimle nasıl ve hangi yüzüyle karşılaşac...