30

90 2 0
                                    

Hızlıca giyinip mekana girdiğimde bakışlarım ilk kehribarlara denk geldi. Umursamamaya çalışarak yerime oturdum.

" Evet!" Dedi Alpay her zamanki neşeli sesiyle.

" He Alpay söyle."

" Aşk olsun komutanım ya. Kılıç abi sen devam et."

Boğazını temizledi Kılıç.

" Çıkarın ağzınızdaki baklayı!" Diye yükseldi Sancak.

" Bağırma askerlerime!" Diye de ben yükselince ortalık buz kesti. O ise sandalyesini sertçe geriye çekti ve kalktı. Birşey söylemeden gideceği sırada mekanda sandalyemin sesi yankılandı.

" Sen dur Üsteğmen bozuntusu!" Dedim ve ondan önce çıkarak arabama ilerledim. Aramızdaki bu her neyse time zarar veriyordu o yüzden benim gitmem en doğrusu olurdu.

" Nereye gidiyorsun sen?!" Diye seslendi arkamdan.

" Cehennemin dibine!" Dediğim gibi yüzü buruştu. Ben daha arabaya binmeden hızlıca yanıma geldi.

" Açıkladığım hâlde bana bu şekilde davranamazsın Gökçe."

Dedi uyarır bir ses tonuyla.

" Sende alakam olmayan bir adam hakkında bana hesap sormazsın Sancak."

" Herif sana sevgilim dedi Gökçe."

" Lan sen tanıyorsun onu! Takmış işte gelip bana hesap soramazsın bu yüzden."

Sabır nefesini aldı ve arkasını dönüp ilerledi.

" Her zaman yaptığını yap Sancak! Her zaman yaptığın gibi git!" Dediğimde öfkeyle bana döndü.

" Ben gidiyorum öyle mi?" Diyerek yaklaştı yanıma.

" Ben mi gidiyorum Sancak?"

" Lan ben seni kendimden korumak için 12 yıl bekledim! 12 yıl! Sırf seni de üzmeyeyim diye!"

" Sen buna korumak diyorsun Sancak! Lan en çaresiz anımda engel yediğimi bile bile seni aradım ben!"

" Öyle mi küçük hanım? Peki sana soralım sence ben neler çekmişimdir?! Dur ben söyleyeyim. 12 yıl ruh gibi gezdim ben! Sırf seni kendi timime alabilmek için ne kadar uğraştım haberin var mı?! Sırf yanımda ol en azından diye 6 yıl uğraştım ben! Seni ruh gibi gezmemden uzak tutmak korumak değil de ne Gökçe?"

" Sırf seni hatırlatıyor diye şehir değiştirdim Sancak! Bir gün bulurum umuduyla kaç tane görev yeri değiştirdim! Aç bak dosyama sonra gel konuşalım. Şimdi timinin yanına git!" Dedim ve arabaya bindim.

💫

Derin bir nefes alıp kapıyı açtım. Üstümdekilerden kurtulup televizyonun karşısına kuruldum ve gezinmeye başladım. Oflayarak başımı geriye attım.

Üsteğmenim: 4 şehir değiştirmişsin

Üsteğmenim: Seni sonradan durduran ne oldu

Siz: Timim

Siz: Bitti mi sorgulama işlemin

Üsteğmenim: Bitti

Telefonu kenara fırlattığım gibi kapı çaldı. Gelen kişiyle kaşlarım çatıldı.

" Sen bulunca gel öyle konuşalım demedin?"

Dedim mi?

Geçmesi için yer açtım.

Kapıyı kapatmamla derin bir nefes almam bir oldu.

" Aklında başka hangi sorular kaldı?"

Dedi yorgun bir sesle.

" Anlamıyorum neden seni toparlamama izin vermedin anlamıyorum Sancak."

" Diyorum ya kötü bi dönemimdi. Beni toparlayacakken hem ben seni üzecektim hemde sen üzülecektin."

" Bilmiyorum." Dedim üstümdeki fermuarı açık poları çekiştirerek.

" Bilmiyorum diyorsun demek ki hâlâ sorular var Gökçe sor."

Ters bakışlar attım.

" Doğru sende hep sorular va.."

Derken kapı kırılacak gibi çaldığında kaşları çatıldı.

" Bekle ben bakarım." Dedi kapıya doğru yönelerek bir eli tabancada hazır bekliyordu.

" Sen kimsin?"

" Sevgilisiyim kardeşim var mı diyeceğin?" Dediği an bende şimşekler çaktı.

" Siktir." Diye mırıldandım ve yanına ilerledim.

" Gökçe cidden mi?"

" Ben sana geri zekalı diye az demişim sanki ya. Bak bakayım tanıyacak mısın?" Dedim Sancak'ın önünden çekilerek.

" Sancak Dalkıran." Diye mırıldandı kısık bir sesle.

" Ya Sancak Dalkıran sana soralım gereksiz. Senin bu saatte sevgilimin evinin kapısında ne işin var?" Dedi birkaç adım yaklaşarak. Boğazımı temizledim.

" Siz ne ara sevgili oldunuz ya Gökçe hani bekliyordun bunu." Alay akan sesiyle daha fazla dayanamadım ve hemen önüne geçip yumruğumu tam çenesinin altına yerleştirdim.

" Daha önce yapmalıydım bunu." Diyerek kapıyı kapattım.

" Üstümden yük kalktı resmen. Sana gelince. Sen niye sevgilim diyorsun Sancak?"

" Değil miyiz?"

" Öyle miyiz?"

" Seni öpmediğim sevgili olmadığımız anlamına gelmez. Seviyor muyum seviyorum. Seviyor musun seviyorsun. Konu kapanmıştır."

Dedi umursamaz bir ses tonuyla.

" Ama ben bu şerefsizi sikerim!" Dedi içerden.

" Kıskançlık damarın tuttu herhalde! Kıskandığın adama bak ya!" Dedim söylenerek ve içeri girdim.

" Lisedeyken de böyleydi. O zaman onu.." dudaklarını birbirine bastırıp sustu.

" Görüşeceğim onunla da az kaldı."

Özür diliyorum bölüm atamadım biraz yoğundum neler yaptınız ben yokken?? Sancak kıskanç biraz ama o da olacak bence ya sizi çoook seviyorummm💜💜💜

GECENİN KOMUTANI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin