13

110 2 0
                                    

Anlıyorum der gibi salladı başını. Aynı saniyeler ayağa kalktım ve denize doğru ilerledim.

" Nereye?" Diye seslendiğinde ona döndüm.

" Islandım zaten tam ıslanayım diyorum."

Diyip son adımımı attım ve denize daldım, başımı çıkardığımda gözlerini kırpıştırdı.

" Şaka mısın kızım sen?"

" Güzel bir şaka."

" Güzel bir şaka." Diyerek onayladı beni. Bana doğru yaklaşırken suya girmemeye özen gösteriyordu.

Aklıma sinir bozucu bir fikir geldi.

Sırıttım.

Planladım.

Ve uygulamaya geçtim.

Yavaşça doğrulup yanına yaklaştım. Bedeni buz keserken onu kendime çektim. Benimle beraber suya düşerken belimden tuttuğu gibi bedenime yapıştırdı. O yüzeye çıkarken otomatik olarak bacaklarım beline dolandı bir koluyla bedenimi desteklerken diğer kolu belimdeydi. Ellerimi omuzlarına yerleştirirken gözlerimi kırpıştırdım.

" Oyun mu oynuyor Buz Küpü bana."

Sesinden akan alay ile kaşlarımı çattım.

" Bunun sonu böyle bitmemeliydi." Diye mırıldandım kendimce. O ise güldü. Ciddi ciddi güldü.

Uyuz Üsteğmen.

Bakışları tekrar beni bulurken bulunduğumuz konumdan memnunmuş gibi dudağının bir kenarı usulca yukarı kıvrıldı.

Utangaçlık krizine giremezdim şuan.

O yüzden bacaklarımı belinden çektim ve kendimi uzaklaştırdım. Bakışlarım etrafı tararken Almila ve Tuğkan çarptı gözüme omzundan dürttüm Sancak'ı.

" Baksana." Dedim mırıltı bir şekilde. Bakışları benimle aynı yöne dönerken dalgayla bedenlerimiz hafiften havalandı. Bedenimi kıyaya doğru çekti ve telefonumu uzattı. Ardından ne zaman oraya koyduğunu bilmediğim polarının fermuarını açtı.

" Giy hadi şunu."

Ben ise o sırada fotoğraf çekmekle meşguldüm. ' senden adam olmaz.' bakışlarıyla polarını giydirdi ve önümü kapattı. Kolundan çekiştirerek ufak dükkanın kenarına doğru ilerlettim. Sırtımı göğsüne yaslayıp bedenimi sarmasına izin verdim. Tüm fotoğrafları ikisine de atıp sırıttım. Nefesini ensemde hissetmemle gerildim. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırıp başımı ona çevirdim.

Meraklı gözlerle beni izleyen Sancgk ile gülme isteğimi zor bastırdım.

Güzelimm: Komutanım???

Güzelimm: Nerdesiniz ya

Attığım fotoğraf tam olarak şu şekildeydi.

Tuğkan diz çökmüş Almila'nın ayakkabısının bağcığını bağlarken Almila gülümsüyordu ona bakarak.

Şerefsizlik yaptım biraz evet.

Kabul ediyorum.

" Sen ciddi misin?" Diye sordu bakışlarını bana çevirirken. Omuz silkmekle yetindim.

" Evet?"

Dedim umursamaz bir ses tonuyla. Dudağının tek kenarı yukarı doğru kıvrıldı usulca. Hoşuna gitmiş gibi duruyordu. Başımı hafiften kaldırıp Tuğkan ve Almila'ya baktım.

" Şaka gibiler yemin ediyorum! Nereden çekmiş olabilir?!"

Almila ise bu söyleme karşı umutsuz vakaya bakar gibi baktı ve ya sabır temalı derin bir nefes aldı. Bu halleri ile gülme isteğimi bastıramadım. Sessiz bir şekilde gülerken adımları buraya yaklaştı.

Eğer yanınızda bordo bereli bir üsteğmen varsa yakalanma ihtimaliniz sıfırdı. Beni kenara çektiği gibi dükkanın içerisinde kaldık. Nasıl oldu anlamadım ama önümde bir elini dudaklarıma yaslayıp ağzımı kapatmış diğer eli ise belimde olan üsteğmen ile gözlerim kocaman açıldı.

Bir süre gözleri gittiklerini anlamaya çalışır gibi kapıya baktı ardından bana  döndü kehribar hareleri. Ellerini yavaşça çekerken sırtını dikleştirdi.

" Kızım sen nasıl Özel Kuvvetler'densin? Geliyorlar ne bekliyorsun çeksene işte kendini geriye?"

Diye söylemesiyle ters bakışlar attım.

" Kırıldım."

Parlayan kehribar gözlerini kapıdan çekti ve toprak gözlerimle buluştu.

" Ha? Şaka yapıyorum."

Dudak büzdüm alayla.

" Kırıldım." Dedim omuz silkerek.

" Koltukta yat bu gece." Dedim masum bir sesle o ise güldü buna. Ciddi ciddi güldü.

" Yeni evli çiftlere mi özendin sen?"

Yüzüm düştü anında.

" Bugün koltukta yat da gör."  Dedim gayet ciddi bir şekilde. Bunu farketmiş olacak ki omuzları çöktü biraz da olsa.

" Ha? Kıyacak mısın bana?"

Pis bir sırıtış belirdi dudaklarımda.

" Böyle giderse evet."

Dedim gayet net bir şekilde.

" Hemde seve seve." Diye de ekledim.

Açık bıraktığım saçlarımı geriye atarak sahile ilerledim. Hissettiğim tek şey belime sarılan kollar ve baş dönmesi oldu.

Dönmekten pek de hoşlandığım söylenemez. Bununla gözlerimi sıkıca kapatırken nefesini boynumda hissettim. Tam şah damarımın üstünde.

" Senin ebeni sikeyim!"

Diye ufak bir çığlık koptu dudaklarımdan.

" Çok kibarsınız Gecenin Komutanı hanım."

" Hay senin kibarlığa Karanlığın Komutanı. Hay senin kibarlığını!" Dedim isyanla. Sırtım göğsüne yaslıydı ve ben bu durumdan hiç hoşnut değildim.

Durduğu gibi ters bakışlarla ona döndüm.

" Kesinlikle koltukta yatıyorsun komutan!"

Son sözüm budur ahali! Kaşları çatıldı.

" Miden mi bulandı?"

" Ben dönmeyi sevmem." Dedim gayet net bir cevapla. Anladım der gibi salladı başını.

" Rahatsız olacağını düşünemedim.. benim hatam.." diye mırıldandı kendince. Gülümsedim hafifçe.

" Bak beni çok çabuk yumuşatıyorsun. Olmaz böyle."

Dedim keyifle. Kehribarları anlamaz bakışlarla döndü bana. Güldüm seslice.

" Koltukta yatmanı diyorum, boşver diyorum."

Gözlerini kırpıştırdı.

" Senin nasıl bir ruh değişimin var?"

SELAMLARR bugün biraz geç bölüm atabildim yine her gün bölüm atmaya çalışacağımm en kötü ihtimal iki günde bir bölüm gelir bilemiyorum şu anlık ama her gün bölüm atmaya çalışacağımm neler yaptınız ben yokken??

💜
💜

GECENİN KOMUTANI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin