" Şimdilik..." Geçiştirmeyin sorumu."
Nasıl cevap vereceğimi bilemedim. Bakışlarımı kaçırdım. Ne diyecektim ki? O şehit oldu, babam şehit oldu. Bende onlarla mı gömüldüm diyecektim? Ne diyecektim?" Eski timimden bir askerim vardı. Bu sene şehit oldu. Hâlâ onun yasını tutuyorum." Eksik." Ne eksik size yalan borcum yok." Eksik anlatıyorsun Üsteğmen. Geceleri uyuyamadığın çok belli."
Bir senedir gidememiştim yanına ama şimdi burdaydım işte. İsteğim zaman gidebilirdim. Her gece gidebilirdim. Aslında fena fikir değildi aklıma yattı.
" Sende kabuslarla, kabus görmediğin zaman onu görsen sende uyuyamazdın Üsteğmen." Gözleri kısıldı anında." Nerden biliyorsun öyle olmadığımı." O zaman uykusuzluğuma laf etmecektin Üsteğmen." Laf etmedim.." Timin adı neden Gündoğdu?"
Sorumu beklemiyordu ve bunu kimse bilmiyor olacak ki hepsinin bakışları Üsteğmene döndü.
" Bu tim hep böyle değildi. Binbaşı Turan Gündoğdu. Bu timi o kurmak istedi onun seçtiği askerlerden biriyim. Tim kurulamadan şehit oldu. Onun komutanı olacağı time beni komutan seçtiler. O tim kurulmadı. Turan Binbaşının yerine ben geçtim ve kurdum timi. Yas tutan sadece sen değilsin Üsteğmen Keskin."
Sandalyesini geriye iterek kalktı ve çıktı. Kendimi bencil hissediyordum. Sadece benim acım varmış gibi davranmıştım. Babam görse ya da Alp görse ne derdi bana? Kızarlardı. Kesinlikle özellikle babam bu konuda katı birisiydi. Sandalyemi geriye ittim yavaşça. Masa ölüm sessizliğine bürünmüştü. Etrafta gezindim. Üsteğmeni aradım. Özür mü dileyecektim. Sayılırdı. Çardaklarda parlayan kehribar gözlerle adımlarımı oraya çevirdim. Bakışları kısa bir anlığına beni buldu yanındaki boş yere geçtim.
" Kullanıyor musun?" Hayır."
Cevabımla sigara paketini önüne doğru attı. Sigarasını dudaklarının arasına yerleştirirken bakışlarımı ondan çektim ve dağlara çevirdim." Bencil davrandım.." sesim mırıltıdan farksız çıkarken duymuştu ve anlamıştı başını yana çevirip dumanı üfledi." Hayır." Babam görse çok kızardı." Gözlerimin dolduğunu hissettim. Akmalarına izin vermeden koluma sildim.
" Şehit oldu değil mi? Dosyanda öyle yazıyordu." Şehit oldu. Ben altı yaşındayken." Başın sağ olsun demek bana değil bana vatan sağ olsun demek düşer." Vatan sağ olsun Dalkıran."
" Sesini hatırlıyor musun?"
Başımla reddettim.
" Hatırlamıyorum. Belki abim hatırlar ama ben hatırlamıyorum." O askerinin?" Hatırlıyorum. Sen Binbaşı'nın sesini hatırlıyor musun?" Hatırlıyorum."
Başını çevirip bir kez daha üfledi dumanı.
" Biliyor musun burada şehit oldu. Şırnak'tan geçici görevle gelmiştik.." çenemle karşı dağları işaret ettim.
" O dağların biraz daha arkası."Keribar gözleri dağları buldu.
" Aynı yer gibi duruyor." Kaşlarım çatıldı. Yüzümde ufak, buruk bir tebessüm belirirken dudaklarım aralandı." Yürüyen Ego çok sırrın varmış. Tim bile bilmiyordu galiba bunu."
Aynı tebessüm yarım da olsa onun da dudaklarında belirdi. Sigara sönerken başını geriye attı.
" Senin yok mu Buz Küpü." Hadi ama bunu neden time anlatmadın?" Konusu açılmadı ilk merak edensin. Açılsa bile anlatmayı düşünmüyordum." Neden?" Bir süre bilinçleri kapalı gezecekler gibi duruyor. Çıkarkenki sessizlik hiç iyi değildi."
Gülmeye çalıştım. Çalıştım ama sadece.
" Depresifler yani?" Onların nasıl bir ruh değişimi var anlamıyorum. Geldiğin ilk gün Alpay'ın bakışını gördün." Bu sefer ciddi ciddi güldüm.
" Elimde kalacak bir gün o çocuk." Kalamaz." O niye?" Tek kaşını kaldırdı ve bedenini tamamen bana çevirip demirlere yaslandı.
" Kalamaz çünkü Ana Kuzusu'nun arkasında ben varım." Ana Kuzusu mu?" Ana Kuzusu gibi Üsteğmen o. Eminim annesi saat başı rapor alıyordu.."
cümlemi yarıda kesen Alpay'ın' iyiyim anne birşeyim yok her saat başı rapor alıyorsun benden.' lafı oldu." Demiştim." Annesinin benden haberi dahi yok. Üzüldüm." O neden?" Acımasız Komutan'ı bana boşuna demediler Gecenin Komutanı." Acımasız Komutan mı?" Burası otel değil askeriye. Rahatına düşkünün burada işi yok." Askeriliği bana mı öğretiyorsun Yürüyen Ego?" Sende bunları gayet iyi biliyorsun Buz Küpü." Sizin Tuğkan ile nasıl bir bağınız var?"
Gözlerini devirdi.
" Psikoloğum olur kendisi."
Anlamaz gözlerle baktım.
" Ne zaman derdim olsa ona giderim diyorum. Çok arkamı topladı."
Mesela?" Mesela.. esir düştüğümü hatırlıyorum. O buldu. Çok parlak bir çocukluk yaşadığım da söylenemez. Kavgaya karışırdım mesela yine arkamı o toplardı." Hangimizin parlak bir çocukluğu var ki?" Sen anlat."Düşündüm bir süre.
" Dokuz ya da onuncu sınıftayken okuldan kaçmıştım." Ha?" Sorgulama kaçmıştım bir şekilde.." anlattıklarımı ilgiyle dinliyormuş gibi bir hâli vardı sanki." Nereye gittin peki kaçıp?" Babamın yanına.. daha doğrusu babamın yanına gitmek istedim. İşler pek istediğim gibi gitmedi. Sarhoştu galiba. Öğlenin o saatinde nasıl sarhoş olduğunu bilmiyorum ama çok sarhoştu. Yanlış yere sapmışım. Biri geldi hastanelik etti adamı. Tanıştık bir süre arkadaş kaldık.."
anlatırken gerildiğini yakaldım ama çok kısa sürdü. Anlam veremedim." Sevgili olduk." Sonra?" Bir anda engelledi anlamadım. Belki aldatmıştır,belki başka birini sevmiştir, belki de sadece benimle oynamıştır." Hiçbirşey söylemedi mi?" Söylemedi." Unutabildin mi?" Bilmiyorum yani.." elimi enseme götürdüm.
" Unutamadın." Yani ondan sonra birini sevmedim. Bilmiyorum. Neyse bu kadar duygusallık ve anı yeter.." ayağa kalktım.
" Yarın seni yine Yürüyen Ego olarak görmek istiyorum Üsteğmen." İyi geceler Buz Küpü."Selamlarrre ben geldimmm karakterlerimizi nasıl buldunuz??
💜 Teğmende mavi Şafak da sarı burada da mor kalp kullanalım
💜
💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN KOMUTANI
Comédie' Öldürmeyen acı güçlendirir.' derdi hep babam. Bir bakıma haklıydı şimdi ona daha çok hak veriyordum. Babamı vatana vereli 20 yıl olmuştu bende onun izinden gidip asker olmuştum. Yeni bir yere göreve giderken kimle nasıl ve hangi yüzüyle karşılaşac...