18

101 5 0
                                    

Odaya çıktığımda saat üçtü. Balkonda oturan şahısa baktım kısa bir süreliğine.

" Gelmeseydin?" Dedi yine ters bir sesle.

" Sizi ilgilendiren bir durum değil komutanım. Özel hayatın gizliliği ne de olsa." Dedim aynı terslikte. Gece lambasını açıp koltuğa oturdum ve tabancamı temizlemeye başladım, yarın dönüyorduk.

" Nerdeydin?" Dedi içeri girerken.

" Ne yapacaksınız?" Dedim göz ucuyla bakarak.

" Ne demek ne yapacağım? Senin sevdiğin adamım ben."

Bakışlarımı tabancamdan çektim.

" Bu size bana hesap sorma hakkını vermez, mazide kalmış birisiniz benim için artık." İşime geri döndüm. O ise karşıma masayı biraz uzaklaştırıp kendisine oturacak kadar yer açtı ve masaya oturdu. Bakışlarımı ona çevirmedim ama kehribar harelerinin yüzümde dolaştığına emindim.

Yüzümü elleri arasına aldığında hızla geri çekildim.

" Temas sevmem." Sırtımı geriye yaslayıp devam ettim temizlemeye.

" Seni tanıyorum Gökçe.." hiçbir halt bildiğiniz yok, eğer bilseydiniz ona göre davranırdınız. Uzak dur dedim benden Sancak. Uzak dur."

" Durmazsam?"

Sabır.

Amin.

Alt dudağımı ısırdım sinirden.

" Ne yapmaya çalışıyorsun sen!" Diye patladım anlık.

" Ha?"

" İstemiyorum Sancak! Beni nefret ediyormuş gibi seven birini istemiyorum!"

Bir anlığına durdu.

Baktı.

" Sevgi ne diye sorsalar seni anlatırdım Gökçe."

Ve ekledi.

" Nefret ettiğimi mi zannediyorsun? Ben seni korumak için neler çektim haberin var mı?! Asıl senin hiçbir halttan haberin yok! Gelmiş bana burada sevgiyi anlatıyorsun!"

Güldüm sinir bozan bir şekilde.

" Sevgi mi?" Yüzüm düştü.

" Babam şehit olduğunda altı yaşındaydım. Annem kendine gelemedi. Abim Harp Okulu'na hazırlanıyordu! Ben abimden başka sevgi görmedim Sancak! Ben babam gittikten sonra sevgiyi hissetmedim! Gelmiş sana sevgi muhabbeti yapacağım öyle mi? Lan ben sevgiyi yalan zannederdim! Nasıl senin sadece Ayla'n varsa benim de abim! Bitti! Ve sen Sancak.." işaret parmağımı ona doğrulttum.

" Sen de yoktun. Ne zannettin sen beni? Hep gülen abisi tarafından şımartılmış bir kız çocuğu mu? Yoksa ya bu zaten sevgi bilemez ben bununla oynayım mı dedin?! "

Derin bir nefes alıp ekledim.

" Hayatımdan zamanında nasıl gittiysen yine gideceksin Sancak. Sen gitmeyi zaten alışkanlık haline getirdin."

Koltuktan kalkıp kapıya ilerledim ve kapıyı çarparak çıktım.

Nereye gideceğimi, ne yapacağımı, ya da bundan sonra neler olacağını bilmiyordum. Aslında bir bilinmezliğe girmiştim ve her geçen gün orada kayboluyordum.

Sahile inmeyi düşündüm sonra bu fikirden vazgeçtim. İlk defa beni bulmasını istemiyordum. Beni bulamacağı tek yer olan ağaçlık bir alana gittim. Beni bulamazdı orada ben ormanda gezmeyi sevmezdim. Nereye gittiğimi bilmeden ilerledim. En sonunda dizlerimdeki tüm güç çekildi. Kendimi yerde buldum.

Etrafımda gölgeler gördüm, umursamadım. Gölgeler yaklaştı, Karanlığın Komutanı'nın gölgesi üzerime düştü. Yanıma otururken bedenimi geriye çektim.

" Bulamayacağımı zannediyorsun Gecenin Komutanı," biraz durdu ve ekledi.

" Karanlık sadece gece varken belli olur."

" Gece güneş doğunca biter, senin güneşin çoktan doğmuş."

Bakışları anlamaz gözlerle döndü bana.

" Benim güneşim sen gittikten sonra söndü."

Sinir bozucu bir gülüş belirdi dudaklarımda. Aynen canım der gibi havalandı kaşlarım.

" Uzak dur Sancak, gerekirse beni şikayet et mesleğimden et ama benden uzak dur."

" Mesleğin senin kalbin, yaşam sebebin..." Yeter ki uzak dur benden Sancak!"

Kendinden emin bir cevap verdi.

" Sen niye engel olmuyorsun?"

Derin bir nefes aldım. Ben ona aittim. Benim kalbim bir mesleğim,bir abim, bir de onun için atıyordu. Şimdi ise ondan benden uzak durmasını istiyordum. Eğer o beni itmezse ben onu itemezdim.

" Kes sesini komutan." Dedim ters bir sesle o ise güldü hafifçe baya baya güldü.

" Gökçe," diye mırıldandı kısık bir sesle.

" Ben on yıl zaten uzak durdum senden. Benden bunu tekrar bekleme." Dedi ve kalktı.

" Çünkü ben senden uzak durmayacağım, eh sen durabiliyorsan dur."

Dişlerimi sıktım ve ayağa kalktım.

" Uzak duramazsam giderim Üsteğmen." Dedin net bir sesle ve yanından ayrıldım. Herife bak ya! Uzak dur diyorum uzak falan duramam diyor! Senin belanı sikeceğim Üsteğmen.

Evet bu konuda ciddiydim.

" Komutanım,sizin geceyle ne alıp veremediğiniz var?" Kılıç'ın sesiyle düşüncelerimden uzaklaştım.

" Oğlum Gecenin Komutanı dediler bana? Neden olmasın benim geceyle bir alıp veremediğim."

" Sancak Komutanım ile mi tartıştınız?"

Gözlerimi kaçırdım.

" Ben aldım cevabımı," gözlerime baktığında başımı çevirdim.

" Yani komutanım." Dedi ilk kelimenin harflerini uzatarak.

" Bence hata yapıyorsunuz?" Anlamadım?" Dedim ters bir sesle.

" Komutanım seviyorsunuz işte?" Sevseydi terslemezdi, umursardı demek vardı. Ama işte bununla idare edecektik artık.

" Geçmiş geçmişte kalsın Kılıç, bazen zorlamaya gerek yoktur."

Emin misiniz der gibi bakmaya devam etti.

" Bana öyle bakmayı kes."

Yo der gibi dudaklarını büzdü.

" Komutanım ben sizi anlamıyorum yani kabul edin işte seviyorsunuz hâlâ ne bu inat?" Kılıç," diye mırıldandım.

" Sonra."

Dün bölüm atamadım özür diliyorumm Kılıç seni de seviyorum koçum Gündoğdu Timi'nin yeri bende ayrıı neler yaptınız ben yokken??

💜
💜

GECENİN KOMUTANI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin