Hakkari'ye geri dönelim iki gün olmuştu. Derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. Bir iki dakika sonra kapı açıldı.
" Abi!" Diyerek Sancak'ın sırtına atlayan Ayla ile yere düştü Sancak.
" Ayla!" Diye bir ses yükseldi. Kafamı çıkartıp onlara baktığımda ikisi de yerde yatıyordu. Sancak bakışlarını çekip bana çevirdiğinde güldüm.
" Gül sen gül. Sende kalkar mısın artık Ayla?"
Babasının Sancak'a yazmasıyla annesini de çağırmıştı. Ayla da izinli olduğu için buradaydı.
" Abi ya!"
" Ne abi ya?!" Dediğinde yaklaşık 50 yaşlarında bir kadın yaklaştı yanlarına.
" Napıyorsunuz siz? Misafirin önünde. Buyur kızım." Dediğinde Ayla güldü.
" Yabancı değil ki annem yengem o yengem." Dediğinde işlerin karışacağı anlaşıldı. Kadın bana şaşkınlıkla dönerken ben elimdeki evraklarla kaldım. Sancak ise o ara ayaklanmıştı.
" Sancak! Ne saklıyorsunuz siz benden!" Sancak bana imdat bakışları atarken aynı bakışları bende ona attım.
Üzgünüm Sancak. Çıkış yok.
İçeriye geçtiğimizde Sancak ile Ayla bir koltukta, ben ise Sancak'ın annesi ile ayrı bir koltukta oturuyordum.
" Anlatın bana şimdi şu işi." Dediğinde boğazını temizledi Sancak.
" Çanakkale'den Gökçe anne. Tanımadığın biri değil yani." Dediğinde kadının gözleri parladı.
" Şehit kızı Gökçe Keskin.." diye mırıldandığında gülümsedim.
" Bilmez olur muyum? Her gece anlatırdı seni Sancak." Dediğinde gülümsemem büyüdü.
" Ne zamandır Hakkari'de peki?" Diye sorduğunda bu sefer benim sesim duyuldu.
" 3 ay olacak."
" Yani üç aydır sevgilisiniz?" Dediğinde başımla reddettim.
" Bir hafta olacak." Dediğimde kaşları çatıldı.
" Bakma anne öyle bir ay ben sakladım, onun sorularına saçma cevaplar verdim, bir iki hafta da Gökçe'nin aklındaki soruları cevapladım." Dediğinde yanındaki yastığı Sancak'a fırlattı.
" Ne diye saklıyorsun kızdan!"
" Heh o da işte aynı soruyu sordu." Dediğinde ters bakışlar attım.
" İnadı da inat bilirsin bir iki hafta da onunla uğraştım." Dediğinde kaşlarım çatıldı.
" Ben miydim hiçbirşey demeden seni engelleyen? Ne bekliyordun pardon." Dedim ters bir sesle.
" Hayır niye engel yediğimi de söylemiyor ki." Diye söylendim.
" Ne haltlar çevirdin sen Sancak!" Dedi yanımda oturan kadın.
" Valla bende bu kadar ama Ayla için bilemem." Dediğinde ters bakışlar attı Ayla.
" Seni Akın'a söyleyeceğim abi." Dediğinde tek kaşı yukarı kalktı Sancak'ın.
" Akın'ın komutanını Akın'a mı şikayet edeceksin Ayla."
" Kartının içinden geçeceğim!" Dediğinde şokla döndü Sancak.
" Nah veririm sana kartımı! O hatayı bir kere daha yapmam."
" Anne ya ne diyor!"
" Sancak!"
" Tabi senin kartına girmedi anne yirmi beş bin lira. Benim kartıma girdi. Hayır yani yirmi beş bin liralık nasıl bir alışveriş yapabilirsin onu da anlamadım ki."
" Makyaj malzemeleri abi." Dedi Ayla umursamaz bir ses tonuyla. Yanımdaki kadın ise gayet sakinlikle bir cevap verdi.
" Sıkı yönetim ilan ediyorum!" Dediğinde şokla döndü ikiside.
" Bölüyorum ama evrakları imzala da teslim edeyim komutana." Dediğimde hızlıca kalkıp evrakları imzaladı.
" Sancak." Diye mırıldandım o imzaları atarken.
" Hı?"
" Abim geliyormuş, annemle." Dediğinde bakışlarını bana çevirdi.
" Müstakbel kayınvalidem ile de tanışmış olurum, ne güzel işte."
" Yemin ediyorum timden hiçbiri akıllı değil. Daha Alpay'a kız bulacağız unutma."
" Hızlı çıktı şerefsiz."
Ters bakışlar attım.
" Daha biz evlenemeden bütün timi evlendireceğiz herhalde."
" Sakin ol şampiyon." Dedim ve ekledim.
" Bildiğim kadarıyla ailelerin tanışması istemeden bir önceki aşama." Dediğimde gözleri parlayarak döndü.
" Hadi hadi ver evrakları da komutan fazla beklemesin."
" Beni de unutma ama." Diyerek yüzünü yüzüme yaklaştırdı ki çaktırmadan bir adım geri çekildim.
" Annenler var Sancak ver hadi evrakları." Dediğimde istediğini alamamış çocuk gibi verdi evrakları.
" İyi günler." Diyerek çıktım ve askeriyenin yolunu tuttum. Arkamdan gelen ayak seslerine verdim kulağımı bir elimi tabancamın üstüne yerleştirerek. Bir nefesi ensemde hissetmemle dirseğimi yüzüne geçirdim.
Ufak bir çığlık çıktı dudaklarından arkamdaki kişinin.
" Napıyorsun kızım!" Dedi çenesini tutarak.
" Aptal mısın Tuğkan! Arkamdan öyle yaklaşılır mı! Birşey oldu mu?" Tuğkan çenesinin kırılmadığına emin olunca bakışlarını kaldırdı.
" Sancak olsa ona da mı vuracaktın böyle?"
" Lan oğlum delirtme beni! Arkamdan sessiz sessiz yaklaşıyorsunuz! Manyak mısınız nesiniz?!" Dediğimde sen değil misin ki bakışları attı.
" Yemin ediyorum bir tane akıllı yok. Allah'ım lütfen bir tane akıllı gönder, yarım akıllıya da razıyım."
Bu da normal bölümdü özel bölümün yanında olann tekrardan sizi çok seviyorumm 💜
Bölüm hakkında yorum yaparsanız çok mutlu olurumm gelmişken yıldıza da basarsanız yine çok seviniriimmm
Kendinize iyi bakın diğer bölümde görüşelimm canlarımm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN KOMUTANI
Humor' Öldürmeyen acı güçlendirir.' derdi hep babam. Bir bakıma haklıydı şimdi ona daha çok hak veriyordum. Babamı vatana vereli 20 yıl olmuştu bende onun izinden gidip asker olmuştum. Yeni bir yere göreve giderken kimle nasıl ve hangi yüzüyle karşılaşac...