50

46 3 0
                                    

Vay bee ellinci bölümdeyiz hadi sizi tutmayayım

Üstümü değiştirip aşağıya indiğimde Kılıç'ı aradı gözlerim. Bulduğumda Yiğit ile tartışıyordu yine. En sonunda dayanamayıp bir tane vurdu kafasına.

" Lan sus! Allah çene vermiş al bu sana yeter demiş! Sus! Komutan bekliyor yürü gevşek!"

Bu hâllerine gülme isteğimi bastıramadım.

" Seninki gelmiyor mu?" Dedi Yiğit gülerek.

" Benimki kim lan gevşek! Düzgün konuş."

" Yaa komutanın kızı işte. Asena." Dediğinde gözleri kocaman açıldı ve bu sefer daha sert bir şekilde vurdu. Yiğit kaçıp yanıma gelirken hâlâ gülüyordu.

" Lan oğlum kaçma! Geberteceğim seni gel lan buraya şerefsiz!" Bu sefer Yiğit fısıldadı kulağıma.

" Komutanım bakın nasıl hemen sinirlendi." Sesinden de belliydi keyif aldığı.

" Oğlum bu sefer ben bile alamam seni Kılıç'ın elinden. Kolla götünü." Dediğimde güldü her zamanki neşesiyle. Arabaya bindiğimizde Yiğit kayarak ortaya kısma oturdu ve kafasını çıkardı.

" Aşkım." Dediğinde bir elini direksiyondan çekerek kafasına vurdu Kılıç.

" Sikerim belanı Yiğit! Bu sefer sülalen gelse alamaz seni elimden!"

Sırıttı Yiğit.

" Valla amcaoğlu o sülaleye baban ve yengem de dahil." Dediğinde arabayı durdurdu Kılıç. Bu sefer kafasına daha sert vurdu.

" O sesini kes lan artık. Evde sikeceğim belanı!" Diyip tekrar arabayı çalıştırdı. Mırıldanarak bir kaç kez ya sabır dediğinde güldüm seslice.

" Lan oğlum siz manyak mısınız?"

" Kafama elma koydurup Asena'ya elmayı vur dedi!" Mızmızlanır gibi bir ses çıkardı Yiğit.

" Canıma da değsin! Keşke kafana sıksaydı!" Dediğinde durdu Yiğit ve tekrar kafasını çıkardı.

" Valla helal olsun ama kızda iyi göz var. Kafamı uçurabilirdi." Dedi ciddiyete dönerek.

" Nerede bende o şans." Dedi Kılıç umutsuz bir sesle.

" Abi ciddiyim ha. Valla komutanım kız güzel, yakışır kardeşime!" Dediğinde sabır nefesi aldı Kılıç.

" Bana bak! Doğru düzgün konuş artık! Yok aramızda birşey!" Dediğinde dudak büzdü Yiğit.

" E oğlum şimdilik yok. Lan kız seni sevmese niye sürekli yanında?"

" Onu korumakla görevlendirildim?" Dediğinde umutsuz vakaya bakar gibi baktık.

" SALAK MISIN LAN SEN?" aynı andan söylediğimiz şeyle bakışlarını kısa bir süreliğine bize çevirdi ardından yola döndü.

" Olmaz." Dediği de göz devirdi Yiğit.

" Neden lan? Neden? Bana bir tane mantıklı sebeb söyle lütfen ya! Bir tane bak çok değil! Görmüyor muyum zannediyorsun seviyorsun kızı." Dediğinde derin bir nefes aldı Kılıç.

" Sen ne diyorsun komutanım?" Diyerek bana döndü.

" İyi kız aslında."

" Olmaz! Komutan bana güvenerek onu emanet etti! İhanet etmiş olmaz mıyım? Komutan kızı o, bense komutanın askeri!"

" Bu sefer ben çakacağım ha kafana Kılıç!" Diye sesimi yükseltince Yiğit sırıttı.

" İhanet değil bu, öyle olsa Sancak da abime ihanet etmiş olurdu. Sancak ile olan geçmişimizi biliyorsunuz da yani. Gönül bu oğlum. Affetmem dediğin kişiyi de affettiriyor, olmaz dediğin kişiyi de olduruyor. Akın'ı düşünün? Bu ne? O da mı ihanet ediyor Sancak'a? Hayır yani anlamıyorum şu nazınızı. Benim bildiğim kadınlar nazlı olur sizin nazınız daha beter." Dediğimde başıyla onayladı Yiğit.

" İşte bu anlamıyor ki komutanım. Akıl hastası gibi geziyor günlerdir. Ara sıra duvara bakarak gülüyor ya."

" Seninle evde görüşeceğim Yiğit!"

" Kılıç, Yiğit haklı oğlum. Kendine de kıza da eziyet ediyorsun." Dediğinde bakışları keskinleşti tekrardan.

" Olmaz işte komutanım. Hayır time de oyun çıktı iyi mi?"

" Ha kardeşim! Ana Kuzusu sarmadı sıra sende!  Var mı itirazın?! Lan manyak geri zekalı! Ayrı kalmak ne bilmiyorsunuz! İkiniz de mutsuz olacaksınız!" Dediğimde ikisi de sustu.

" Belki o mutlu olur?" Diye sordu bir umut.

" Olmuyor. Olunmuyor Kılıç. Boşuna uğraşma. Ne kadar kaçarsan kaç baktığı her yerde seni hatırlayacak. İstersen dünyanın diğer ucuna git. O olsaydı nasıl olurdu diyecek. Kıza da kendine de eziyet edeceksin." Dertli bir nefes aldı.

" Bilmiyorum komutanım." Diye mırıldandı. Geri kalan yol boyunca konuşmamış hatta Yiğit bile olduğu yere sinmişti. Geldiğimiz yere göz gezdirirken hava kararmış ay kendi yerini yukarıda belli etmişti. Karanlıktı.

" Komutanım el feneri açmak yok." Dediğinde kaşlarımı çattım.

" Ne halt dönüyor burada? Ne demek el feneri açmak yok? Noluyor lan!?"

Evettt ben geldimmmm

Sözüm söz beş bin olduğumuzda özel bölüm artı normal bölüm atacağımmm

Sizi çokkk seviyorummmm kendinize iyi bakın diğer bölümde görüşelimm 💜

GECENİN KOMUTANI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin