Hepimiz oturmuş Yiğit'e bakıyorduk.
" Senin belanı sikeceğim Kılıç." Diye mırıldandığında'öyle mi ' der gibi baktım.
" Dökül Yiğit." Emrim kesindi. Avukatı anlattıkça anlattı en sonunda yenge dememize izin verdi. Eve geçtiğimde üstümdekilerden kurtulup duşa attım kendimi. Duştan sonra çıktığımda kapımın çalması ile ilk önce o küçük boşluktan baktım ve kapıyı açtım. Bakışları bir süre beni süzdü.
" Geliyor musun kalıyor musun?" Dediğimde hızla içeri girip kapıyı kapattı.
" Kızım sen niye böyle açıyorsun kapıyı?" Ellerimi belime yerleştirdim.
" Ne varmış halimde?" Dediğimde bakışlarıyla süzdü. Ofladım.
" Görende hiç tanımadığım birinin karşısına böyle çıktım zannedecek. Baktık da açtık sana kapıyı."
Başıyla ' anladım' ifadesini verdi.
" Burada mı bekleyeceksin içeri mi geçeceksin?"
" Napıyorsun diye gelmiştim ama boşver, sen üstünü giyin." Hızlı adımlarla içeri geçtim ve koltuğa oturdum.
" Bekle orada o zaman." Dediğimde dertli bir nefes alıp yanımdaki koltuğa yerleşti. Bakışları özellikle bana yaklaşmıyordu bu durumdan rahatsız olup üstümü giyinmeye gittim. Siyah bir atlet ile şort tarzı bir şey geçirdim üstüme. HAVA DEHŞET SICAKTI! Odaya geri döndüğümde başını geriye atmış tavanı seyrediyordu.
" Güzel boyamış mı bari usta?" Başını kaldırdı.
" Hı?"
" Usta diyorum güzel boyamış mı tavanı?" Konuşarak yanına yaklaştım ve hemen yanına oturup sırtımı çapraz bir şekilde küçük mavi ve gri karışımı yastığa yasladım. Bakışlarını bana döndürdüğünde beni taklit ederek aynı renk yastığa yaslandı.
" Ee Gökçe Hanım?"
" Sen geldin Sancak Bey."
Dudaklarını birbirine bastırdı.
" Gökçe ikimizde biliyoruz aramızda aşamadığımız bir engel var. Senin koyduğun bir engel var. Geçmiş mi o engel Gökçe?"
Yutkunma isteğimi bastıramadım.
" Geçmiş.." diye mırıldanarak onayladı kendini.
" Ben bırakmayacak desem bile bir yanım uzak tutuyor Sancak."
' anladım' der gibi bastırdı dudaklarını.
" Ama bu sefer değil." Diye mırıldandığımda anlamaz bakışlarla baktı.
" Yaklaşık 2 aydır beraberiz Sancak. İlk ayı geç. O kısımlara girersek çıkamayız. Geri kalan bir ayda hep seni kendimden uzak tuttum. Ya bırakırsan diye. Bu sefer değil hayır." Aramızdaki o kısacık mesafeyi kapatıp dudaklarımı dudaklarına bastırdım.
İlk başta ne olduğunu anlamadı. Birkaç saniye sonra dudakları hareket etmeye başladı, bedenimi bedenine çekerken kollarımı boynuna sardım. Ayrıldığımızda gözleri kapalıydı. Tek kaşımı kaldırarak baktım.
" Gözlerini açacak mısın acaba?" Cıkladı.
" Eğer rüyaysa uyanmak istemiyorum."
" Rüyada değilsin." Diyerek kolunu cimcikledim. Tam o anda telefonu çaldı. Kaşlarını çatarak gözlerini açtı ve bıkkın bir nefes alıp telefonuna uzandı.
" Üsteğmen Dalkıran emredin komutanım." Bir süre konuşan kişiyi dinledi ve boştaki elini belimden çekmeden doğruldu.
" Evet komutanım yanımda." Dediğinde ya benden bahsediyordu ya da tabancası falandı.
" Hemen geliyoruz." Diyerek telefonu kapattı.
" Nolmuş?" Diye sorduğumda alnımdan öptü.
" Görev var." Diye mırıldandığında hızla kalkıp üstüme birşeyler geçirdim. Timi toplayıp askeriyeye geldiğimizde time göz gezdirdi Albay.
" Arkadaşlar kızım kaçırıldı."
" Komutanım sizin kızınız Antalya'da değil miydi?" Diye sordu Yiğit.
" O değil diğer kızım. Onu bulmanızı istiyorum. Dalkıran."
" Emredin komutanım."
" Bilgiler bu dosyada acele edin vaktiniz kısıtlı."
"EMREDERSİNİZ KOMUTANIM!"
Helikoptere binerken aklımdaki herşeyi kenara attım.
" Tim mekan pek de iç açıcı değil." Dediğinde aslında Kılıç'a bakıyordu.
" Kılıç kız sana emanet olacak. Biz etrafı temizlerken içeriye Yiğit ile gireceksin. Yiğit sen içeriyi temizlerken Kılıç kızı alacak."
" Emredersiniz komutanım."
" Emredersiniz komutanım."
Birkaç kurşun sesi duyulduğunda kaşlarım çatıldı.
" Teğmenin neler oluyor?"
" Sizi biraz erken indirmek zorundayız komutanım." Bakışlarım Sancak'a doğru dönerken o da neler oluo bittiğini daha doğrusu bundan sonra ne yapacağını düşünüyordu.
" Plan aynı." Çıktı sadece dudaklarından. İşte burada biraz işler karışıyordu. Aşağıya indiğimizde bize kurşun sıkan şahıslar ile aramızda ne kadar mesafe olduğunu kestirmeye çalıştım.
" Yaklaşık bir kilometre mesafe var aramızda." Diye açıkladı Alpay.
" Eğer onlarla uğraşırsak çok zaman kaybederiz." Diye mırıldandığımda Sancak'ın bakışları etrafı taradı.
" Gökçe, Kılıç, Yiğit ve Alpay. Siz mekana doğru gideceksiniz. Biz de buradaki küçükleri halledeceğiz."
Başımla onayladım.
" Dikkatli olun." Diyerek yanımdaki olan askerlerimle ormanın içine doğru yöneldik.
" Kılıç kız sende. Yiğit Kılıç'ı koru. Alpay.."
" Diğerleri bizde tamamdır komutanım."
Derin bir nefes aldım ve önümüze döndük.
" Alpay ne kadar mesafe kaldı?"
" Yaklaşık 500 metre komutanım." Başımla onayladım. Bina görüş açıma girdiğine bir dizimden destek alacak şekilde eğildim böylece gözükmeden alanı daha rahat inceleyebiliyordum.
" Yiğit ve Kılıç sessiz." Dediğimde anlayıp bıçaklarını çıkardılar.
Selamlarrrr sonunda sevgili oldular Gökçe ile Sancakk
Çok sevdiğim okurlarım 2 bin olmamıza çok az kaldı kocaman bir aile oldukk sizi çok seviyorum
2 binde özel bölüm artı normal bölüm atacağımm
Sağlıkla kalın kendinize iyi bakın canlarr
💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN KOMUTANI
Humor' Öldürmeyen acı güçlendirir.' derdi hep babam. Bir bakıma haklıydı şimdi ona daha çok hak veriyordum. Babamı vatana vereli 20 yıl olmuştu bende onun izinden gidip asker olmuştum. Yeni bir yere göreve giderken kimle nasıl ve hangi yüzüyle karşılaşac...