3: Alaz Bey

1.5K 51 8
                                    

Yıl: 2014

  Asi'nin şu an neler olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Rüya mı görüyordu? Yoksa şu an ölmek üzereydi ve hayatı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden mi geçiyordu? Hayatı gözlerinin önünden geçerken iş yerini gören tek kişi Asi'ydi herhalde, diğer insanların mutlu anılarını düşündüklerinden emindi. Çağla'dan hoşlandığını hatırlıyordu, ama hiçbir zaman çok yakın olmamışlardı, o yüzden ölmeden önce onu hatırlaması pek de mantıklı değildi. Hoş, hayatından Sude ve Bora'nın olduğu anları çıkarınca geriye pek bir şey kalmıyordu-

  "Asi?"

  Duyduğu sesle Asi'nin kalbi korkudan göğüs kafesinin içinde bir kuş gibi çırpmaya başladı. Lütfen arkamdaki Bora olmasın, lütfen arkamdaki Bora olmasın-

  "Seni yerinde göremeyince merak ettim. Ofistekilere nerede olduğunu sorunca da Çağla burada olduğunu söyledi." Bora gülerek ona bakıyordu. Elindeki kupayı kaldırıp ona gösterdi. "Ayılmak için kahveye ihtiyacın var mı?"

  Bu pisliğin burada ne işi vardı? Asi'yi öldürdüğü yetmiyormuş gibi bir de hayallerine mi dadanmıştı şimdi de?

  "Hayatım? İyi misin?" Bora ona yaklaşınca Asi geri geri gidip kendini masaya yapıştırdı. "Yüzün çok solgun görünüyor."

  Belki beni kelimenin tam anlamıyla kanser etmeseydin hala canlı görünen bir suratım olurdu, diye düşündü Asi.

  "Şerefsiz."

  "Asi? Sen gerçekten iyi değilsin. Eğer hastaysan ilaç-"

  Bir de onun sağlığı ile ilgileniyormuş gibi mi yapacaktı? Asi'nin ona olan nefreti -eğer bu mümkünse tabii- biraz daha arttı. Yanından geçerken ona omuz attı. "Çekil önümden."

  "Asi!" Bora bileğini kavrayıp onu kendine doğru çevirdi. "Derdin ne senin?"

  "Bırak!" Bora ona dokunur dokunmaz onu nasıl pişkin bir ifadeyle dövdüğünü hatırlamıştı. "Dokunma bana! Bana bakma da!"

  Tam o anda kapıda başka biri belirdi.

  "Asi, tatlım? Neler oluyor?" Sude'nin o tatlı sesiydi bu. Tatlı ve sahte. Tıpkı boş kalorilerle dolu olan pastalar gibi. Sizin onları yemenizi sağlamak için cezbedici görünürlerdi ama onları yedikten sonra sağlığınıza ne kadar zararlı olduklarını anlardınız. "Sesiniz taa koridora kadar taşınca merak edip neler oluyor diye bir bakayım dedim."

  O da buradaydı yani, öyle mi? Yaşarken arkasından iğrenç planlar çevirmeleri ve onu öldürmeleri yetmiyormuş gibi ölümden sonra bile onu rahat bırakamıyorlardı. Burası cehennem miydi acaba? Asi ne günah işlemişti de bunları yaşamayı hak etmişti?

  Madem cehennemdeydi, madem zaten cezalandırılıyordu o zaman son isteğini yerine getirse bir şey olmazdı, değil mi?

  Tam onu boğmak için Sude'nin üzerine atlamak üzereydi ki birden arkasında Çağla belirdi.

  "Asi, her şeyi duydum. Neler oluyor burada? Sen iyi misin?"

  "Çağla Hanım-"

  "Ay, neyse. Alaz Bey ofisinde seni bekliyor."

  Alaz Bey mi? Neredeyim ben? Neden buradayım? Öteki hayatta bile birilerine hesap vermek zorunda olduğuma inanamıyorum! Bari bırakın da huzur içinde öleyim...

  Asi son on yıl içinde başına gelen şeylerin çoğunu hatırlayabiliyordu, çünkü neredeyse her günü aynı geçmişti. Berbat geçen lise yıllarından sonra üniversitede de göz ardı edilmiş, Sude'nin göz kamaştırıcı ışığı altında yanarak can vermişti. Neredeyse her şeyi ve herkesi hatırlıyordu... Alaz Bey hariç.

Renata | AslazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin