Asi elindeki bardağı masaya bırakıp az önce yanına oturmuş olan Bora'ya baktı.
"Bir şey mi oldu?"
Bora kolunu sandalyesinin arkasına atıp gülümsedi. "Ailemle tanışmanı istiyorum."
Ah, tabii. Şu meşhur tanışma.
Önceki hayatında Bora'nın annesi ve babasıyla tanıştığı gün ne kadar mahcup hissettiğini hatırlıyordu Asi. Üstüne elindeki en iyi kıyafetleri giymiş, saçını düzleştirmiş, onlarla buluşmadan önce gözlüğünü camında en ufak bir iz kalmasın diye en az üç kez silmişti.
Peki sonucunda ne olmuştu?
Onlar tarafından hiç sevilmediği gibi bir de üstüne oğulları tarafından öldürülmüştü.
Sanki bunu itiraf etmekten utanıyormuş gibi gözlerini Bora'dan kaçırdı.
"Ama benim giyecek hiçbir şeyim yok ki..."
Bora biraz düşündükten sonra başını salladı. "Orası kolay. Birlikte alışverişe çıkarız. Tamam mı?"
Asi'nin giyeceği kıyafetleri kendi seçmezse ölürdü çünkü.
"Yarın çıksak olur mu?" Önce Rüya'yla konuşması ve en pahalı kıyafetleri satan yerleri öğrenmesi gerekiyordu.
"Olur. Tamam."
Bora yanağını öpmeye çalışınca yalandan gülüp kendini geri çekti. "İş yerindeyiz."
"Tabii. Doğru." Bora sandalyesini geriye ittirip ayağa kalktı. "Yarın iş çıkışında beni bekle, tamam mı?"
"Tamam."
***
Planını Rüya'ya anlatınca kızın gözleri parladı.
"Tam kadınına geldin, Asi. Kendime bir şeyler alıp erkekleri batırmak en sevdiğim aktivite. Zaten bir işe yaradıkları yok, bari para versinler de alışveriş yapalım." Asi'nin ifadesinden ona katılmadığını anlamış olacak ki bıkkın bir ifadeyle oflayıp gözlerini devirdi. "Sakın abimi övmeye kalkışma şu an. Dediğimi onayla geç, tamam mı?"
"Tamam."
"Ne yapıyormuşuz?"
"Erkekleri paralarını almak için kullanıyormuşuz." dedi Asi.
Rüya "Aferin. Aferin." dedikten sonra sanki bir teknik direktörmüş gibi yumruğunu havaya kaldırıp "İşte aradığım takım ruhu bu!" diye bağırınca Asi gülmeye başladı.
Alaz'la ilk konuşmaya başladıklarında kız kardeşinin cüzdanındaki parayı ay sonu gelmeden bitirmesinden şikayet ettiğini hatırlıyordu. Sonra Rüya'nın da zengin olduğunu öğrenince neden sürekli Alaz'ın kartına dadandığını anlayamamıştı ama şu an bunun Alaz onu gıcık edince kızın abisini cezalandırmak için kullandığı bir yöntem olduğunu idrak etmişti.
***
Akşam Alaz'la yemek yerken elindeki küçük hediye paketini ona uzattı.
"Ne bu?"
Omuzlarını kaldırıp indirdi. "Bilmem. Aç bak."
Alaz paketi yırtar gibi açınca aldığı anahtarlık masanın üstüne düştü. Alaz önüne düşmüş olan anahtarlığı görünce kahkaha attı.
"Bana Charmander anahtarlık mı aldın?"
"Beğendin mi?"
"Bayıldım." Charmander'ı eline alıp incelerken gözleri yeni oyuncak alınmış bir çocuğunki gibi parlıyordu. Anahtarlığı kaldırıp başının yanında tutarak Asi'ye bakarken sırıtıyordu. "Bana benziyor, değil mi? Benziyor bence."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renata | Aslaz
FanfictionAsi hayatta insanlara ikinci bir şansın verildiğine inanmazdı... Ta ki kendisi öldürülüp yeniden hayata döndürülünceye dek. Kısacası: Marry My Husband'ın AsLaz versiyonu. (Bazı yerleri değiştireceğim ama eğer webtoon'u okumadıysanız ya da diziyi izl...