Renata | Aslaz

7: İlk Kahvaltı

  Alaz Bey hızını alamayıp katlar arası ondan kaçmaya devam ettiği için Asi en sonunda nefessiz kalıp pes edecek hale gelmişti. İşe gidip gelmek dışında yaptığı bir şey olmadığı için vücudu iyice hantallaşmıştı. Spora yazılmam gerek diye aklının bir köşesine bir not düştü.

Tam pes ettiğini Alaz Bey'e söylemek üzereydi ki yaşlı bir kadın adamı durdurdu. "Oğlum dur, dur!" Alaz Bey durup kadına gözlerini kırpıştırarak bakarken o kadar tatlı duruyordu ki...

Kendine gel, Asi! Adam senin patronun!

"Ah, rahatsızlık verdik galiba." Yanakları mı kızarmıştı? Asi onun bu hali karşısında gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. "Özür dileriz."

"Yok, yok. Ondan değil." Kadın başıyla Asi'yi işaret etti. "Ama kızı peşinde deli ettin!"

Asi o anda onları gülerek izleyen yaşlı adamı fark etti. "Delikanlı aynı benim gençliğim, değil mi, Fatma?"

"Yaa, sorma."

"Sen de az peşimde koşmadın benim..."

"Mahalledeki çocukları dövmek için arkadaşlarını toplayan sen değil miydin?"

"Ne yapayım, o gevşek Necmi'nin sana göz koyduğu haberini alınca yerimde duracak halim yoktu ya! İyi ki de dövmüşüm. Ellerime sağlık!"

Alaz Bey yanına gelip kulağına "Burada şu an tam olarak ne oluyor?" diye fısıldadı. "Ben pek bir şey anlamadım da."

Kadının kulakları yaşına rağmen hala iyi duyuyor olmalıydı çünkü Asi ağzını açamadan Alaz Bey'in sorusunu duyup kendi cevapladı.

"Diyorum ki, sevgilini sabah sabah bu kadar yorma." Bakışları şimdi Asi'nin üzerindeydi. "Kızım bak, beni iyi dinle. Bir ilişkide biri birinin peşinden koşacaksa koşan taraf erkek tarafı olmalıdır."

"Fatma, bırak da çocuklar eğlensin."

"Sen sus." Kadın kocasını azarladıktan sonra tekrar Asi'ye döndü. "Daha evli değilsiniz herhalde? Elinizde yüzük göremedim ben."

"Şey, aslında-"

Asi tam birlikte olmadıklarını söyleyecekti ki Alaz Bey lafa atladı.

"Daha evlenme teklifi etmedim, teyzecim."

"Aa, utanmaza bak! Bir de gülerek söylüyor." Kadın yanına kolunu okşayacak kadar yaklaştı. "Kızım, sen buna çok yüz vermişsin."

Asi Alaz Bey'in dediklerine sinirlendiği için teyzeyle birleşip onun üstüne gitmeye karar verdi.

"Değil mi, teyzecim? Ne yapayım sence?"

"Bir kere sen bunu evlilik teklifi alana kadar süründür. Öyle gülerek peşinden koşmak falan yok! Hele sabahın köründe!"

"Çok haklısınız."

"Haklıyım, tabii!" Kadın gururlu bir ifadeyle göğsüne vurdu. "Yılların tecrübesi konuşuyor burada."

"Başka ne yapayım peki?"

Kadın tekrar Alaz Bey'e dönüp onu baştan aşağı süzdü.

"Zengin bir şeye benziyor bu."

Alaz Bey kendini işaret ederek "Bir şey mi?" dedi ama kadın onun "şey" olarak anılmaktan alınmasını takmayarak konuşmaya devam etti.

"Evlilik sözleşmesi falan isterse hayır de! Televizyonda neler görüyoruz, çevreden neler duyuyoruz..."

"Ya ya..."