11: Yolcu Koltuğu

930 55 41
                                    

  Alaz, Asi'nin Bora denen şerefsizden ne kadar korktuğunu bugün bir kez daha görmüştü. Ona istemeden soğuk bir patronmuş gibi davrandığı gün dinlenme odasında Bora'ya bağırıyor olmasının sebebi bu olmalıydı. Bora ne yapmıştı da kadını iş yerinde bağırtacak hale getirmişti acaba?

Fazla düşünmenin yarattığı sıkıntı duygusuyla derin bir nefes aldı. Akşam Asi'yi eve bırakmayı teklif etse çok mu ileri gitmiş olurdu? Acaba evine Bora'yla gitmeyi mi tercih ederdi? Alaz daha Asi'nin akşamları eve nasıl gittiğini bile bilmiyordu. Gerçi sabahları otobüse bindiğini ve bu yüzden kahvaltı yapamadığını söylemişti, demek ki akşamları da otobüse biniyordu. Bora da etrafta Asi'nin sevgilisiyim diye geziyordu işte. Ne biçim sevgiliyse! İnsan arabası varken ve sevgilisiyle aynı yerde çalışıyorken sabah onu almaya gitmez miydi? Ya da birlikte yaşamak istemez miydi?

Alaz mesela, eğer Asi'nin sevgilisi olsaydı... Düşüncesi bile gülümsemesine yetmişti. Asi'nin dibinden ayrılabileceğini sanmıyordu. Asi işe gelirken yorulmasın diye büyük ihtimalle şirkete yakın bir yerde ev tutardı. Hatta isterse şirketin en üst katını boşaltıp onun için özel bir daire bile yaptırabilirdi. Yazları birlikte terasta-

Dur, Alaz, dedi kendine. Dur, oğlum. Bugün ne yapacağına odaklan.

Bora'nın ofisindeki tepkisine ve Asi'nin gözlerindeki korkuya bakılırsa bu fiziksel şiddet durumu aralarında ilk defa olan bir şey değildi. Alaz göz ucuyla Asi'nin bileğini nasıl ovuşturduğunu görmüştü. Ona utanmasın diye belli etmemeye çalışmıştı ama çok endişelenmişti. Bileği kızarmış mıydı acaba? Hala acıyor muydu?

Perdesini aralayıp Asi'nin masasına bir bakış attı. Şimdi ofisine çağırsa... Yok, belki ona kızacak sanıp panik olabilirdi. Dolaptan buz alıp yanına gitse? Çok mu garip olurdu? Al bunu, bileğine koy, da diyemezdi çünkü diğer çalışanlar meraklanıp ne olduğunu sorabilirlerdi. O zaman da Asi bugün başına gelenlerle ilgili açıklama yapmak zorunda kalırdı. Onu hoşlanmayacağı şeyler hakkında konuşmak zorunda bırakmak ya da üzülmesine neden olmak da Alaz'ın dünyada yapmayı en son isteyeceği şeylerdi.

Diğer cama doğru yürüyüp bu sefer de Bora ne yapıyor diye kontrol etti. Gözlerini Asi'ye dikmiş, ona düşmanına bakar gibi baktığını görünce bir küfür savurdu. Yok, bu adamın Asi'yi rahat bırakmaya niyeti yoktu. Bu akşam iş çıkışında onu bekleyeceği garantiydi.

Alaz sonunda bir karara varınca rahatladığını hissetti.

***

Tamam, Asi'yi eve bırakmaya karar vermişti de... Nasıl soracaktı?

Bora'nın sana yapabileceklerinden endişeleniyorum, deyip peşine kuyruk gibi takılamazdı. Açık açık sorsa Asi rencide olabilirdi, ofiste size rezil oldum zaten deyip nasıl özür dilediğini hatırlıyordu Alaz. Parmaklarını dudaklarına vurarak düşünürken aklına gelen fikirle ufak bir sevinç çığlığı attı.

"Kendimi öpebilsem öperdim şu an."

Herkes işten çıktıktan sonra Asi masasında biraz daha oyalandı, sonra tuvaletin yolunu tuttu. Alaz onu avlanmak üzere olan bir şahin gibi izledikten sonra sapık bir takipçi gibi görünmemek için ofisinden birkaç belgeyi çantasına sıkıştırıp asansöre doğru yürüdü. Sadece Asi gelene kadar beklemesi gerekiyordu, sonrası kolaydı.

Beş dakika, on dakika, on beş dakika derken Asi neredeyse yarım saat boyunca gelmeyince endişelenmeye başladı. Acaba Bora farklı bir çıkıştan içeri girip Asi'ye zarar vermiş olabilir miydi? Ya erkekler tuvaletine saklandıysa ve Asi'yi pusuya düşürdüyse?

Asansör onların olduğu katta kalsın diye tekrar çağrı tuşuna bastıktan sonra tam Asi nerede kaldı diye ofise dönüp kontrol etmeye hazırlanıyordu ki kadının ayak seslerini duydu.

Renata | AslazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin