12: Ruj

1K 51 26
                                    

  Asi derin bir nefes aldıktan sonra yüzünü tekrar diğer tarafa çevirip camdan dışarı baktı. Alaz Bey'in suratındaki ifadenin değiştiğini fark etmesini istemiyordu.

Elbette adamın sevgilisi vardı. Elbette. Çok terbiyeli biriydi, kadın çalışanlara şirketteki erkeklerinin hepsinin toplamından daha kibar davranıyordu, iyi bir işi vardı, çok güzel gözleri vardı-

Asi düşüncelerinin başka bir tarafa kaydığını fark edince beynini durdurmaya çalıştı ama nafile, onlar atın dizginlerini ele geçirmişlerdi bile.

Az önce acaba önceki hayatımda tanışsak nasıl olurdu diye düşünürken şimdi Acaba Bora yerine onunla birlikte olsaydım nasıl olurdu, diye düşünüyordu. Cuma günü hayata dönüşünün şokunu üstünden atamamıştı, hafta sonunu ise şirkette çıkabilecek olası bir dedikodu hakkında endişelenerek geçirmişti ama bugün... Bugün Alaz Bey Sevgilim Olsa Hayatım Nasıl Olurdu adlı tiyatronun ilk sahnesini görmüştü ve itiraf etmekten ne kadar utansa da, adamın ilgisinin odağı olmak çok hoşuna gitmişti.

Alaz Bey gibi birinin ondan hoşlanmayacağını bilmeliydi. Adam büyük ihtimalle Bora'nın ona davranış şeklini görünce ona acımış ve yardım etmek istemişti. Sabah aç olduğunu patronuna yanlışlıkla itiraf etmesi şimdi kulağa çok daha acınası geliyordu. Acaba Asi hakkında ne düşünüyordu? Sabah işe erken gelmek için aç kalan, öğlen sevgilisi tarafından oraya buraya çekilen, akşam yorgunluktan hiçbir şey yapamayan çalışanı...

Sevgilisi nasıl biriydi acaba? Asi çok güzel bir kadın olduğuna emindi. Belki de üniversitede tanıştığını biriydi. Çaktırmadan adamın suratına bakmaya çalıştı. Alaz Bey kaç yaşındaydı acaba? Asi'nin yaşlarında olmalıydı, ama Asi tam olarak kaç yaşında olduğunu bilmiyordu. Bu yaşlarda insanlar neler yapıyorlardı, Asi onu da bilmiyordu. Bora işe başladığı hafta hemen onunla flört etmeye başlamıştı, çıkmaya başladıktan bir süre sonra da evlenmişlerdi zaten. Bora hem onun tüm ilklerini almış, hem de hayatının en büyük hatası ve celladı olmayı başarmıştı.

İçini basan sıkıntıdan kurtulmak için tekrar göğsünü ovuşturmaya başladı. Sevgilisi olan bir adam hakkında romantik şeyler düşündüğüne inanamıyordu. Fark etmeden Sude'ye mi dönüşüyordu?

Alaz Bey sokağına girince binasının tam olarak nerede olduğunu sordu. Asi adamdan uzak durması gerektiğini bilse de arabadan hemen inmek yerine arabayı apartmanının önüne park etmesine izin verdi. Tamam, dedi kendi kendine. Bu beni eve bırakmasına ilk ve son izin verişim.

"Ee," Alaz Bey arabayı durdurduktan sonra ona dönüp gülümsedi. "Bir kahveyi hak ettim bence."

Asi bir an söylediği şeye şaşırsa da fikrini değiştirmeden hemen cevap verdi.

"Kusura bakmayın, bugün gerçekten çok yorgunum."

Alaz Bey'i evinde vakit geçirirken görürse düşüncelerinin çok daha tehlikeli yerlere kayacağını biliyordu çünkü. Patron-çalışan ilişkisini ve akıl sağlığını koruyabilmek için adamdan olabildiğince uzak durması lazımdı.

"Ah, tabii. Şirkette söylemiştiniz." Alaz Bey'in gülümseyişi suratından anında silindi. Tekrar direksiyonunu kavrarken üzgün görünüyordu. "Kusura bakmayın. Rahatsız ettim."

"Yok, ne rahatsızlığı!"

Lanet olsun, neden adamı üzgün görmek Asi'ye bu kadar kötü hissettirmişti? Gerçi üzgün müydü, değil miydi, Asi ondan da emin değildi ya... Asi'yle kahve içemedi diye niye üzülecekti ki? Harika bir hayatı olmalıydı, çalışanıyla kahve içemedi diye bozulacak hali yoktu. Eve gidince kahveyi sevgilisiyle içerdi işte.

Renata | AslazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin