Kollarımı yavaşça çektım ve bir kaç adım geri attım. Kerem ilk önce bana sonra Emre'ye baktı. Bende gözlerimi Emre'ye diktim ve gördüğüm manzara sırtmama sebeb olmuştu. Emre'nın gözleri yaşlarla dolmuştu ve ellerini yumruk yapmıştı. O önümde ağlamıştı; işte buda onun güçsüz olduğunu gösterdi.
Yüzü kıpkırmızıydı, gözlerini kısıp bizi izledi. Onu takmamaya çalışıp Kerem'e baktım. Oda bana baktığında bir kez daha derin nefes aldım. "İyisin, değil mi?" diye sordum endişeli şekilde."Evet,iyim." diye cevap verdi Kerem gülümseyerek. Bir kaç saniye sonra devam konuştu; "belli ki Emre seninle yalnız başında konuşmak istiyor, ben yüzümü yıkayıp geliyorum, hem müdür odasına çağırmıştı beni." Kafamı sallayıp Kerem'ın gidişini izledim. Emre arkamdan gelip kolumu sıkıca tuttu. Ona kaşlarımı çatarak baktığımda bana şok içinde baktı. "Senin problemin ne? Yani şimdi kolumu sıkıca tutup ne kadar güçlü ve sinirli olduğunu mu ispatlıyorsun?!"
Emre bağırmaya başladı:" SEN ANLAMIYOR MUSUN GECE?! GERÇEKTEN BU KADAR MAL MISIN SEN?!"
"Bağırman seni haklı çıkartmıyor,Emre!"
Emre kolumu dahada sıkı tuttu ve bana 'ben konuşuyorum, beni dinleyeceksin' bakışı attı. Kolum ne kadar acısada ne bağıracaktım nede ona kolumu bıraksın diye yalvarmayacaktım. Emre kantinin kapısına doğru baktı, birisi bizi izliyor mu diye. İçimden dua ettim, birisi çıkıp gelsin diye. Ama yok, kimse yoktu."Bana bak, ilk önce Faruk'u sonrada Kerem'ı dövdüm. Eskiden iki dostumu. Sirf senin için. Gör beni, gece. Fark et artık beni. Ben senin için nelerden vazgeçtim biliyor musun?!" Ona sinirlice bakıp ağlamamak için kendimi tuttum. Bana öyle kolayca gözlerime bakıp, sanki suçlusu benmişim gibi davranması gururuma dokunuyordu. Kolumu elinden çekip onu arkaya doğru ittim. "Sen ne diyorsun ya?! Ne saçmalıyorsun?! Senin böyle bir canavara dönüşmen tek ve sadece senin suçun! Sen. beni. taciz. ettin! Ve halada utanmadan devam ediyorsun!"
Emre bir kaç saniye durdu. Öylece durdu ve birşey demedi. Söylediklerim sanki ona dokummuş gibiydi. "Kerem seni bayağı bir etkiledi."
"Hayır, bana yardım etti. Gözlerimi açmaya yardım etti. Ve sana bakınca artık korkmuyorum, Emre." dedim yavaşça kafeteryaya doğru yürüyerek. "Hah birde emre, söylemek istediğim birşey daha var." Arkamı döndüğümde Emre hafifçe gülümsüyordu. "Kerem seni kendi silahinla vurdu." Emre'nın gülümsemesi anıden kayboldu ve ben gülmeye başladım.Emre kaşlarını çattık şekilde bana baktı. O an kafeteryanın kapısını açtım ve herkes bize doğru baktı. Sanki herkes bizi dinlemeye çalışmış gibiydi. Neşe ve yanında bir kız bana doğru koşmaya başladı. "Kanka, noldu?"
"Hiç ya, Kerem'le konuştum sadece."
"Salaklara bak, kavga ettiler kafeteryanın ortasında." dedi Neşe'nın yanındaki kiz. Ona bakıp gülümsedim hafifçe. "Hah, pardon ben kendimi tanıtmadım, ben Helen, memnum oldum." Elini uzattığında kisa bir tedirgin oldum.Emre'nın bahsettiği Helen oydu. Kerem'le konuşan kızdı o. Aklımda oynayan bütün tuhaf düşünceleri bir kenara bırakıp elimi uzattım. "Bende gece" Helen etrafına bakınıp geri bana baktı. "Birşey sorsam yanlış anlar mısın?"
"Yoo, niye ki?"
Helen güldü. Mavi gözleri parlıyordu. Sanki denize değen güneş gözlerine değiyormuş gibiydi. Sarı saçlarını arkaya bağlamıştı, mükemmel görünüyordu.Mükemmel bir kızdı. Her erkeğin tipiydi.
"Sen Kerem'ı, Emre'yı ve Faruk'u daha önceden tanımış olabilir misin?" diye sordu Helen gülümseyerek. Yere bakıp sırtmaya başladım. "Yani, Kerem'ı daha önceden tanıyorum, ama Emre'yı tanımıyorum, neden ki?"
Helen yine gülümsedi. "Kerem çünkü sürekli senden bahsediyor. Onun yakın arkadaşı sayılırım, yani ailemiz tanışıyor." İçimde nedense bir rahatlık vardı. O kızın Kerem'ın sadece dostu olması nedense beni mutlu etmişti.Neşe araya girip bize tedirgin şekilde baktı. "İyide bunlar niye kavga etti?"
"İşte ben zaten o yüzden sordum Geceye Emre'yı tanıyor mu diye. Yani, çocuk sinifta gayet Gece'ye yürüyordu." dedi Helen uzun süre düşünerek. Neşe kaşlarını havaya kaldırıp bize baktı. "İyide onlar-"
"BIZ- okulda aynı projedeyiz belki o yüzden beni sevmiştir bilmiyorum."
Neşe hala bana şaşırmış şekilde baktı. Helen'e birazdan geleceğimizi söyledim ve Neşe'nın kolundan tuttum ve onu köşeye sıkıştırdım."Oğlum, noluyor burda tövbe?!" Neşe sinir krizi geçirirken onu sakinleştirmeye çalıştım.
"Anlattım ya sana, Emre üvey olduğumuzu kimseye anlatmak istemiyor, bitti gitti. Konuyu açma bi zahmet lütfen Neşe." Neşe bana hala şaşırmış şekilde bakıp kafasını salladı. "Anlamıyorum." diye fısıldadı.
"Sorma, neşe unut gitsin."
Neşe kaşlarını çattı ve ben kapıya doğru yürümeye başladım.Tam tuvalettin kapısını açarken Neşe'nın söylediği söz beni tuttu. "Yada üvey abin sana yürüdüğü için mi susuyorsun?"
Arkamı dönüp ona korku içinde baktım. "Sen...ne? nasıl...."
Neşe'nın yüzü ciddileştiğinde korkudan titrediğimi fark ettim. Yakın dostum yanıma gelip omzuma dokunduğunda ağlamamaya çalıştığıma yemin ederim.
"Gece sen beni salak falan mı sandın?"
"Neşe ne saçmalıyorsun Allah aşkına!?"
Neşe kahverengi saçlarını bağlayıp bana baktı. "Sen bunu bana nasıl anlatmazsın gece!! Sana o pisliğin sana birşey yaparsa ne yapacağımı söylemiştim!""Neşe nolur birşey yapma, yalvarırım sana. Bak zaten Emre Kerem bu olayı biliyor diye sürekli krize girdi, sende yapma." Neşeye yalvarır şekilde baktığımda onun gözleri yaşlarla dolduğunu fark ettim. Sonra bana sarıldı. Sıkıca sarılıp birakmadı. "Gece, iki senedir tanıyorsun onu, bir senedir ayni evdesiniz... na-nasıl katlayabildin o acıya?"
nasıl katlanabildin o acıya?
nasıl katlanabildin o acıya?
nasıl katlanabildin o acıya?Derin bir nefes alıp Neşe'ye sarıldım. Kendimi bir yandan rahat hissediyordum, bir yandanda korkmuyordum Neşe'nın Emre'ye gitmesinden. "Neşe, sen bu olayı nerden biliyorsun?"
"Efeden. Sanırım kavgalıydınız. Bana nasıl olduğunu sordu ve Emre sana yakınlaştı mı diye sordu." Neşe kaşını havaya çatarak sorumu cevapladığında sinirden ne yapacağıma şaşırdım. Birşey demeden birlikte tuvaletten çıktık. Çıkar çıkmaz Helen'ı önümüzde durarken gördük.Yüzü bembeyaz olmuştu, kız şok içindeydi. Bize bakıp ağızını eliyle kapattı. Neşe'ye baktım, oda bana baktı. Demin söylediğimizi duymaması için dua ettim. "Kızlar...ben.." devam konuşamadı.
"Noldu, Helen?!" diye sordu Neşe yüksek sesle. Kahretsin, Neşe hep yalan söyleyince veya şokun içindeyse sesi yükseliyordu. Neşe'nın ayağına basıp Helen'e baktım.
"Emre okuldan atılıyormuş." dedi şok içinde. Nedense kız gülmeye başladı bunu söylerken.Emre okuldan atılıyormuş
Emre okuldan atılıyormuş
Emre okuldan atılıyormuş"NE!" diye bağırdık Neşeyle aynı anda. Hafifçe gülmeye başladım. Kurtuldum. Savaş yavaş yavaş bitmeye başladı. Ben artık özgürdüm. O yoktu artık burda. Neşe bana bakıp gülümsemeye başladı. Helen bize bakıp hafifçe sırtı. "Oh be sonunda okuldan gidiyor gerizekali." dedi Helen hepimiz birlikte mutlu şekilde sinifa doğru yürüdük.
———
Uyy heycanlı mıyızzz😍🫶🏽
Düşünceleriniz?? 👉
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecem | Texting
ChickLitGece: niye? Gece: niye bana kim olduğunu söylemedin.. Gece: niye bana bunu yaptın? Gece: ben en yakın dostuma bile söyleyemedim neye uğradığımı.. Gece: ne kadar utanıyorum senin haberin varmi? Gece: şimdi hangi cesaretle gözlerine bakabileceğim? Gec...