3.6

35 1 0
                                    

Eve gelir gelmez Kerem'ı aradım. Nerdeyse hiç bir yerde yoktu. En sonunda Emre'nın odasına girip ona Kerem'ın nerde olduğunu sordum. Emre bana bakıp gülümsedi. "Vayy beni ziyaret etmek falan. Özledin mi beni güzelim?"
"Ne saçmalıyorsun acaba? Ayrıca Kerem nerde?"

Emre bilgisayat masasından kalkıp bana doğru geldi. Kapının önünde yaslanıp bana baktı. "Özledin mi yoksa Kerem'ı?"
"Yoo?"
"O zaman niye merak ettin?"
"Edemez miyim?" diye sordum sinirle.
Emre gülerek bana baktı. "Sinirlenince çok tatlı oluyorsun biliyorsun değil mi?"
Kaşımı havaya çattım.
"Kerem'ın nerde olduğunu söyleyecektin?"
Emre derin bir nefes alıp telefonunu eline aldı. Sonra bana Kerem'le arasındaki mesajları gösterdi.

Kerem: herşey için teşekkür ederim, fakat ben amcamın yanında kalmaya karar verdim. Herşey için teşekkür ederim.

Emre geri telefonunu çekip bana baktı. "Kendisi gitmek istedi." diye ekledi son bir kez daha. Emre'nın gözlerine baktığımda kendisi bana gülümseyerek bakıyordu. Bu sefer pis niyetine değil. Ona güvenmemi ve inandığımı bekliyordu. O gülümsemesi ve gözleri bunu diyordu.

Gözlerim yaşlarla dolduğunu hissettiğimde yaşlarımı sildim. "Tamam, ben odama gidiyorum. Ayten abla ve baba gelince haber verirsin." dedim odama doğru yürüyerek. Gitmesine anlam veremiyordum. Söz verdiği halde gitmişti.. ve bana görüşürüz bile demedi. Sustu sadece.

***
"NE DEMEK O KADIN SANA SÜREKLI YAZIYOR?!" diye bağırdı Ayten abla kapıyı açar açmaz. Aşağıdaki gelen gürültü beni bir an korkuttuğu için merdivenlere doğru yürüdüm. Sadece ben değil Emre'de merak etmiş olayları çünkü merdivenlerin ortasında oturup ikisine bakıyordu.

Onun arkasına oturup aşağa baktım. Ayten abla yaşlı gözlerle babama bakıyordu. "NIYE O KADIN SENINLE BULUŞMAK ISTIYOR?!"
"Ayten, sakin o-"
"SUS! SUS KONUŞMA!" diye bağırdı ayten abla merdivenleri yukarıya doğru yürüyerek. Bizi gördüğünde gözyaşlarını silip yanımıza oturdu.

Sonra bir koluyla beni sardı, öbürüyle Emre'yi. Dona kaldım. Ayten abla bizi, daha doğrusu bana ilk defa bu kadar yakındı. Yutkundum. Ağlamamak için kendimi zar zor tuttum. Annem bana hiç sarılmamıştı. Ben annemın kokusunu ve sesini hatırlamıyordum.

Emre herhalde benim halimi anladı çünkü ayağa kalkıp annesinin elini tuttu. Ayten ablayla birlikte ayağa kalkıp birbirimize baktık. Ayten abla bana doğru gelip yüzümdeki saçı yavaşça kulağımın arkasına koydu. "Sen çok değerlisin güzel kızım..." diye fısıldadı bana.

Kaşlarımı havaya çatıp ona baktım. Gülümsemeye başladım, fakat sözüne anlam veremedim. "Kendini üzme olur mu?" diye sordu son bir kez daha başıma bir öpücük kondurarak. Sonra odasına doğru yürüyüp kapısını kilitledi. Ben hal şok içinde aynı yerde duruyordum.

Emre bana doğru gelip ellerini gözümün önüne salladı. "Huhuu gece!"
"he...ne?"
"Noldu şok içinde kalmışsın?"
Bir an aslında söylemek istemediğim o sözü söyledim; "bana yardım eder misin?" Bu soruyu ona sorduğumdan utanıyordum. Kahretsin.
Emre bana şaşırmış şekilde bakıp gülümsemeye başladı. Sevinmiş gibiydi.
"Tabi, senin için herşeyi yaparım."

***

Elimde babamın telefonu vardı. Yanımda ise Emre duruyordu. Birlikte soğuk ekrana doğru bakıp kaşlarımızı çattık. Bir kadın babama yazıyordu. Sürekli.
Evli olduğu halde bırakmıyordu.
"Şimdi ne yapacağız?" diye sordu Emre telefona devam bakarak. "Şimdi... kadının numarasını alacağım, ve o kadının ağızını burnunu kıracağım." dedim numarayı bir kağıda yazarak.

Gecem | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin