0.6

125 3 0
                                    

Bazen insan kaybolmak ister ya.
Gitmek ve birdaha dönmemek ister.
Bazen hayatını bile yaşamamak isteyecek kadar çok şey yaşamıştır o insan.

"Kızım yarım saatır yemeğine bakıyorsun, ağızını bıçak açmıyor. İyi misin?" diye sordu babam yemeğini bitirdikten sonra. "Nasıl iyi olayım ki?" diye fısıldadım. Herkes bana 'ne dedin' bakışı attığında boğazımı temizledim.

"Aklım başka yerdeydi baba." dedim sessiz sesimle. Aklım hala Keremın planındaydı. Acaba ne demek istiyordu 'hakkını bildirmek'le? Gözlerim Emre'ye kaydığında kendisi zaten bana bakıyordu.

Benim bakışlarını fark ettiğinde hafifçe sırtıyordu. Hemen gözlerimi yemeğime kaydırıp düşündüm. Belkide Kerem yalvardığım için susmuştur? Olaya bakın, hiç tanımadığım bir insana yalvarmıştım.

"Gecem, bana oradaki ekmeği uzatır mısın?" sordu Ayten teyze. 'Gecem' demesi beni hep sevindiriyordu. Kendi annem bile ismimi hatırlamazken üvey annem beni gerçekten çok seviyordu. "Tabi." Elimi uzatırken Emre ellerini benimkilerine deydirdi.

Adım geceyse size yemin ederim ki elini ekstra benimkine uzattı. Ellerimi çekerek ayağa kalktım. "Ben bir hava almaya gidiyorum." dedim derin nefes alarak.
Dışarıya koşarak aklıma ilk gelen kişiyi aradım. Efe.

"Bakkalda mısın? Geliyorum." Yaklaşık on dakka sonra, hızlı yürüyüşlerle bakkala vardım. Zar zor nefes aldığımda Efe karşımda duruyordu. Bana korku bakışlarla baktığında onu sakinleştirmeye çalıştım.

"İyim, zor kurtuldum." dedim gülerek. Efe etrafına bakındı ve sonra yüzüme baktı. "Bizi takip etmediğinden emin misin?" diye sordu. Kafamı 'hayır' anlamda salladım. Belki şuan arkamda bıçağını bana doğru tutuyordur?

Efe bakkaldan dışarıya çıkıp etrafına bakındı. Hatta bir an birisini dövecekmiş gibi görünüyordu. Sonra bana 'dışarıya çık' işaret etti. Onu takip ettiğimde bana bir paket sigara ikram etti. "Ben sigara içmiyorum." dedim red ederek.

Efe ağızına sigarayı alıp konuşmaya başladı. "Abini ilk tanıdığımda dersteydik. Kendisi sinifin en popüler çocuğu olduğu halde kimseyle çıkmıyordu. Bir gün sen sinifimiza dalmıştın, hatırlıyor musun?"

Hafifçe güldüm. O günler ne güzeldi be. Okulda arkadaşım neşeyle heryere birlikte giderdik. O gün neşeyle benim önemli projemiz vardı. Ben lavoboda hazırlanırken neşe bana "ben sinifa gidiyorum ve herşeyi ayarlıyacağım." dedi. Bende lavoboda heycanımı geçtirmeye çalıştım.

Beş dakka sonra lavobodan çıkıp sinifa koştum. Unuttuğum tek nokta; o gün 10-c bizim sinifimizde ders görüyordu.

"Hatırlıyorum." dedim hafifçe gülerek. Efe devam etti: "sonra sen sinifimiza girdiğinde nefes nefese kalmıştın. Ve o gün Emre'nın bakışları tamamen değişti. Hiç bir kıza bakmadığı gibi sana baktı. Her kızın öleceği bakışlardı bunlar. Bende salaktım daha, gerçek yüzünü bilmiyordum o piç'in. Şaka falan yapıyordum 'aşık mısın' diye."

Yutkundum. O gün kimsenin bakışlarını fark etmemiştim stresten. Tabi, bir kaç kız görünüşümle dalga geçmişti. Bazı kızlar ise gülümsemişti bana. "H-hocam çok pardon yanlış...yanlış odaya girmişim." Kendisi benim edebiyat hocamdı ve çok şükür bu durumda gülmeye başlamıştı. "Sorun değil. 3. ve 4. ders saatte görüşürüz."

"O zaman piskopatlığı başlamıştır." dedim yere bakarak. "Dersten sonra hocamızın yanına gidip senin kim olduğunu öğrenmek istiyordu. İsmini duyar duymaz her sinifi aradı teneffüste." Efe devam anlattıkça midem bulanıyordu. İğreniyordum.

"Hatırlıyor musun, o gün kantinde buluşmuştuk beşimiz. Ben, arkadaşın neşe, o, sen ve Kerem." Nedense Kerem ismini duyduğumda kalbim daha hızlı atıyordu. Yazıştığım Kerem olmadığını bile bile şüphelenmiştim durduk yere.

"Emre gözünü senden alamıyordu. Neşe bizi geçiştirmeye çalıştığı halde sen bizi takmayıp kitap okuyordun."
"Ahaha evet..." dedim gülerek. Neşe benim konuşmayı sevmediğimi bildiği için onları kovalamaya çalışıyordu.

"Emre seninle konuşmaya deniyordu fakat sen red eder halde cevap veriyordun. Kerem ve ben birbirimize bakıp gülüyorduk. Hayatında ilk defa red yemişti çocuk."
"Tabi gururuna dokundu o yüzden benim hayatımı kararttı."
Sessizlik.

İkimizde susup etrafımıza bakındık.
"Emre hangi zaman bu kadar piskopata dönüştü ya..." Efe'nın sözleri beni düşündürdü. Aslında onun ruhunda hep o canavar yatıyormuş, ve uyanmasını bekliyormuştu. "O aslında hep o canavardı, Efe. Siz fark etmediniz."

Efe bir kaç saniye sussada onun neyi düşündüğünü biliyordum. Üzülüyordu. En yakın dostunun bir canavar olduğundan korkuyordu.

----

Efe üzümlü kekim

Gece ve Efe mi yoksa Gece ve Kerem mi? 👉

Gecem | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin