Ufaklık

26 5 2
                                    

-2004 Sonbaharı-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-2004 Sonbaharı-

Kumsal öfkeliydi ama en çok da üzgündü. Annesi eskiden Hazal ve Dilara'yla takılmasına hiç karışmazdı. Şimdiyse onlarla dışarı çıkmasına bile izin vermemişti. Katı bir duruşu, katı bakışları vardı. Okulda maddenin üç halini öğrenmişlerdi bugün. Sıvı ve gaz neyse de katı için kesinlikle annesini örnek gösterebilirdi.

Kaleminin arkasını sertçe dişledi, sanki öfkesini ondan çıkarmaya çalışıyordu. Ödev, diye düşündü. Ödevimi yapmalıyım. Tekrar tekrar yazması gereken cümleler vardı. Kalemi oynatıyordu, kağıt üzerinde siyah şekiller beliriyordu ama ortaya çıkan cümlenin farkında bile değildi. Aklındaki tek şey Hazal ve Dilara'nın, Kumsal olmadan ormana gittikleriydi. Beni arkada bıraktılar. Anneme karşı gelebilirlerdi.

Yine de bunun imkansız bir istek olduğunu biliyordu. Hale Okur'a kimse karşı gelemezdi. Derin bir nefes alıp güneşi odaya yayan pencereye göz attı. Serin bir hava vardı ama gökyüzü bulutsuzdu. Kumsal'ın en sevdiği mevsimin içindeydiler. Resim dersinde sürekli sarı yapraklı ağaçlar çizerdi, sonbahar temalı çizimli kitaplar okurdu ama yine de sonbaharın içinde var olamıyordu. Bu haksızlıktı.

"Birazdan ödevlerini kontrol etmeye geleceğim. Dikkatin fazla dağınık ufaklık." Ablasının uyarı dolu bakışları kapıdan göründüğünde Kumsal isteksizce dikleşti.

Ablası Gülşah tam bir görev insanıydı. Evin kuralları sayesinde yaşamını döndürür, annesi için yaşardı. Kumsal onun gibi olmak istemiyordu. Yakası sonuna kadar iliklenmiş pamuklu gömlekler ve diz kapaklarının altına kadar inen düz etekler giymek istemiyordu mesela. Gülşah'ın üzerinde ana renkler ve belirli kıyafetler dışında pek bir şey göremezdi. Bir de abileri vardı. O da fazla uysaldı. Saçını kısacık kestirir, sıska vücudu öksürükler eşliğinde sürekli bükülürdü. Hastalık bedenine yapışmıştı sanki ve anneleri en çok ona özenirdi. Semih el üstünde tutulan, özgüvensiz biriydi, Gülşah ise evi çekip çevirendi. Kumsal ise hep göze batardı. Batmamak için sürekli çabalamalıydı.

Bu kadar baskı altındayken Ufaklık olarak kalması zaten kaçınılmazdı.

Bu kadar baskı altındayken Ufaklık olarak kalması zaten kaçınılmazdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sonsuza KadarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin