Vicdan Yükü

17 2 0
                                    


Hazal - Günümüz -

Semih tuhaf biriydi. Onunla ilgili diyebileceğim ilk şey buydu.

Tuhaftı ve benim de tuhaf kişilere karşı hep zaafım olmuştur. Onu izlemeyi severdim. Evlerimiz zaten yan yanaydı, bahçelerin görünür kısımlarında bazen denk gelirdik ve bakışlarımız kenetlenirdi. O benden büyüktü ve beni fark ediyor olması içimdeki bir yerleri okşardı. Gözlerimi kısarak ona bakmayı sürdürür ve hafifçe gülümserdim. Sonra sanki Semih hiç umurumda değilmiş gibi kafamı çevirir ve onu düşüncelerle baş başa bırakırdım. Benim düşüncelerimle...

Beni düşündüğünü bilirdim. Akşam serinliğinde üşümeyeyim diye omuzlarıma battaniye sererkenki hafif temasında, Kumsal'ı görmek için evlerine gittiğimde gergin hareketlerle etrafımızda dolaşmasında, onun görebileceği yerlerde başka erkeklere kur yaparken yanaklarına yürüyen kanda bilirdim.

Başta fazla küçüktüm ve bana ilgi duyuyor olması Semih'i fazlasıyla gererdi. Aramızdaki yaş farkı yüzünden, bana duyduğu ilgi ortaya çıkarsa bu ciddi sorunlara yol açardı. Yine de kendine engel olmadı. Olamadı. Buna izin vermedim. 

Onun gittiği her yerdeydim ama aynı zamanda da değildim. Çünkü o kendi jenerasyonunun gözünde ezikti, içe kapanıktı ve dışlanmalıydı. Bu yüzden ben de bir denge kurmaya çalıştım. Ona olan ilgimi kendi içime hapsettim ve dış dünyadayken Semih'i gördüğüm her an alaycı gülümsemelerimle onun kalbini paramparça ettim. Belki de bu yüzden ormana daha sık kaçar oldu. O ormanda ona kesinlikle bir şey musallat oldu ama bunu kızların yanında dillendiremezdim. Çünkü bunu kabul etmek; benim yüzümden mahvolan bir hayatı daha kabullenmek demekti. Birincisini henüz hazmedememiştim ve bu yüzden Semih'i de vicdan yüküme ekleyemem. 

Kaldırabileceğim şeylerin de bir sınırı var. 



Sonsuza KadarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin