33.Bölüm "Bazı insanlarla iki kere tanışırız."

302 22 5
                                    


O geceden sonra Saye ne zaman Seçkin Özenle ne zaman karşılaşsa Seçkin Özen ona sürekli rövanş yapalım diyordu. Saye onu geçiştirse de adam resmen hırslı domuzun tekiydi. Aleyna bile yanına gelip "Babam o günden sonra en iyi satranç hocalarını araştırıp satranç çalışıyor." Demişti.

"Daha önce hiç yenildiği olmadı mı?" diye sormuştu Saye. Çünkü daha işin başında Seçkin Özen'in kendisinden nefret etmesini hiç istemiyordu.

"Oldu tabii ama onu yenerken biraz gömmüşsün bunu yediremedi sanırım." Saye kendine bir kere daha kızdı. Neden bu kadar hırs yaparak adamı kışkırtmıştı sanki? Aren'e olan sinirini ondan mı çıkarmıştı? 

 Saye, Atay Hoca'nın yanına giderken bunları düşünüyordu. Bu akşam İlay, Saye ve Atay Hoca dövüş kulübünde buluşmaya sözleşmiştiler. Saye ise arabasında yağmurun camı tıkırdatmasını dinlerken dalıp gitmiş neden bu kadar hırs yaptım diyerek kendini suçluyordu. Yeşil ışık yanar yanmaz bir korna sesi duydu arkasından. Sanki dakikalarca yeşil de kalmıştı da arkadakiler saatlerdir bekliyordu. Arkadakilerin ısrarıyla ani bir şekilde gaza bastı ve dövüş kulübüne sürdü arabasını. Camı açarak içeriye biraz yağmur damlalarının girmesine ve yüzünde rüzgârın esintisini hissetmesine izin verdi. Bu arada derginin yeni sayısı için çizim yapmaya başlamıştı. Dergi de kendi resminin olmasından çok çizdiği resimlerin olması onu daha da heyecanlandırmıştı. Birçok düşünceyle sürdüğü arabasıyla sonunda o tanıdık mahalleye girdi.

Mahalleye girer girmez bir araba gözüne çarptı. Aren'in arabası buradaydı. Gözlerini devirerek arabasından çıktı. O an Aren'in Seçkin Özen'in evine geldiği an gözlerinin önünde canlandı. Seçkin Özen bir şeyleri anlamış ve onu buraya mı yollamıştı? Ya da kendisi mi anlatmıştı? Arabasını kilitleyerek hızlı adımlarla dövüş kulübüne doğru yürürken Aren kapıdan çıkıyordu. Saye'yi görünce durdu ve "Birkaç eşyam kalmıştı." Dedi elinde tuttuğu poşeti göstererek. Arkasında duran Atay Hoca ve İlay dikkatle ikisini izliyordu. Saye hiçbir şey demeden yoluna devam edecekti ki aklına Aren'in Seçkin Bey'le konuşurken önünü iliklemesi geldi. Nasılda saygı duymuştu kardeşinin katiline?

"Senin sorununun ne olduğunu anladım." Dedi birden Saye.

"Anlamadım."

"Anlayacağını beklemiyordum zaten. İnsanlara zarar verdiğimde ve senden de yardım istediğimde ne dediğin hâlâ kulaklarımda yankılanıyor." Aren cevap vermeden onu dinliyordu ama yüzü iyice gerilmişti. Atay hoca ve İlay'da onların kavga etmelerinden korkuyor gibi her an tetikteydiler.

"Ama senin sorunun insanlara kendin zarar vermemek ya da zarar görürlerken görmemekmiş."

"Ne kastediyorsun Saye açık ol."

"Ben bir katil değilim ama ben insanlara doğrudan zarar veriyorum diye benden uzaklaştın. Seçkin Bey ise bir katil ancak direkt olarak insanlara zarar vermeyip dolaylı yoldan zarar veriyor diye ona yaklaştın. Nasıl? İnsanlara kendin zarar vermeyip bir katilin yanında durmak senin içini rahatlattı mı?" Atay hoca Saye'nin yanına gelerek: "Saye ne diyorsun sen?" dedi. Saye'nin aklını kaçırdığından şüpheleniyor gibi bakıyordu. Aren ise "Ben onun pis işleriyle ilgilenmiyorum. Sadece davalarına bakıyorum."

"Hımm evet üstünü örtüyorsun yani anladım." Aren kaşlarını çatmış "Bak Saye." Derken Atay Hoca ona okkalı bir yumruk geçirdi. Saye bile ne olduğunu anlamamıştı ki... Aren yere serilmişti.

"Bu şerefsiz Seçkin'in tarafında yani öyle mi? Bize ihanet etti." Derken doğrulmaya çalışan Aren'e bir yumruk daha geçirdi. Saye tüm gücüyle çalışsa da bu gerçekten zordu.

GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin