15.Bölüm: "Bu bir savaştı ben de karşılık verdim."

453 40 7
                                    

Okulun sokağına gelmişti. Okulun bahçesindeki büyük kalabalık Saye'nin olduğu yerden bile rahatça gözüküyordu. Etrafından geçen insanlar "Kavga mı varmış?", "Kimle kimin?" diye sürekli birbirlerine soru soruyorlardı. Okulun önüne bisikletini bırakıp kilitledi. O sırada uzaktan ona bakan birini fark etti. Ne kadar uzakta olsa da sağında bulunan parka baktığında ona bakan kişinin Aren olduğunu gördü. Onu bayadır görmemişti. Sanki ona şans dilemek için gelmişti ve büyük ihtimalle okulda olanlardan haberi vardı. Ama onun şansına ihtiyacı yoktu çünkü kendisini yarı yolda bırakmıştı. Kafasını çevirip arkasını dönerek okula girdi.

O okula girer girmez etrafındakiler "Geldi, geldi." Diye söylenmeye başlamıştılar. Bazıları "Yazık olacak ona üzülüyorum." diyordu. Zorbalarsa genelde "Hak etti birinin ona gününü göstermesi gerekiyordu." Diyorlardı. Okulun içine doğru ilerlerken telefonlar ona doğru çevrilmişti. Etrafına baktığında tek bir öğretmen bile göremedi. Sınıfa doğru yaklaşırken sınıftakilerin hepsi dışarı çıkmıştı ve ona üzüntülü gözlerle bakıyorlardı. Sınıftaki arkadaşlarının kendisini –yani Gaye'yi- sevdiğini biliyordu. Onlara bakarak gülümsedi. O sırada endişeyle bakan İlay ile göz göze geldi. İlay gözleri dolu dolu bakıyordu. Onun için de öç alacaktı, buradaki bütün zorbalığa uğrayanların öcünü alacaktı. En çok da kardeşinin. Sınıfın kapısını açınca karşısında simsiyah saçlarını at kuyruğu şekilde toplamış Aleyna'yı gördü. Elinde bir sopa vardı ve elindeki sopayı yere vurarak kendini hazırlıyordu.

Arkasında ise kırmızı kafalı, saçlarıyla uyumlu olmayan siyah kaşlara sahip saçma görünümlü aptal arkadaşı Ceyda vardı. Bir halt yapabilirmiş gibi boynunu kütürdetiyordu. Dilara ise daha stresli gözüküyordu ama Ceyda'dan güç alıyordu.

"Dersi mi kaynatmaya karar verdiniz Aleyna?" Dedi içeri elini kolunu sallaya sallaya girerek. Bu rahat tavrı onları rahatsız etmişti.

"Yok güzelim seni." Dedi Dilara araya girerek. Ardından Ceyda gülerek "Hemde fokur fokur." Dedi.

"Öyle mi? Peki o kaynattığınız şey üzerinize dökülürse ne olur biliyor musunuz?" Sonra ağzını kapatarak "Hele yüzünüze dökülürse. Olacakları düşünemiyorum o zaman." Dedi endişelenmiş gibi. Aleyna'nın gülümseyen yüzü ciddileşmişti.

"Kardeşimin sana çok yüz verdiğini ona söyledim ama asla dinlemedi. Seni hep korudu, bizde ona rağmen senin gibi bir eziğe katlandık. Ama çok şükür bizim kâbusumuz bitti şimdi seninki başlayacak. Hem de tekrar ama bu sefer daha acı." Dedi Aleyna, Saye'nin etrafında dönmeye başlayarak.

"Ne oldu Aleyna tavaf mı edeceksin? Ama sakın zahmet etme senin günahların bir tavafla af olmaz." Dedi Saye, Aleyna'nın etrafında sopasıyla dönmesini izleyerek.

"Bu sefer öncekinden daha acı olacak." Önceki. Bu laf Saye'nin aklına kardeşine yaptıklarının tekrar gelmesini sağlamıştı.

"Hımm öncekileri unutmuşum biraz hatırlatır mısınız?" Anlatmalarını istiyordu. Onlar anlatırken hayal etmek istiyor ve acı çekmek istiyordu. Çünkü acısıyla öfkesini besleyip onları çok daha iyi haklayabilirdi.

"Tek tek ne yaptığınızı anlatın." Dedi Aleyna'nın gözlerinin içine dik dik bakarak. Ceyda burnunun dibine gelerek "Bence anlatmayalım direkt uygulayalım." Dedi saçından tutarak. Saçından tutmasına izin vermişti kontrolün kendilerinde olduğunu sanmalarını istiyordu.

"Bugün okul boş olacak galiba." Dedi Saye, Ceyda'ya bakarak. "Uygulamaya zamanınız olduğunu göre."

"Korkmuş gözüküyorsun güzelim. Ne oldu cesaretine?"

"Sana aylardır yaptığımız şeyleri bir günde yapmak zor olabilir ancak sen istedin." Dedi Aleyna kulağına yaklaşarak. Dilara araya girerek heyecanla "Benceee." Dedi sıraları göstererek ve devam etti "Sıraları bir kere yalattırmıştık ya ona. Tek tek temizledi diliyle sıraları öyle mi yaptırsak önce?" Saye gözlerini dikmiş Dilara'ya bakıyordu. Nefes alışverişi istemsizce hızlanmıştı. Göğsü inip kalkıyordu. Bunu duyduktan sonra bugün onlara yapacağı hiçbir şey yeterli gelmeyecekti. Gözleri dolmuş, içindeki ateş tüm vücudunu kavurmuştu. "Sıraları yalatarak temizletmek neydi?" Elini kafasına götürdü ve başını tuttu. Kardeşini öyle hayal etti, bu onu daha da delirtmişti. Göğsü acıyordu.

GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin