50.Bölüm "Özel bölüm."

216 22 11
                                    

Röportajın başladığı henüz on beş dakika olmuştu. Seçkin Özen gayet rahat gözüküyordu, tabii ki rahat gözükecekti çünkü adam profesyoneldi. "Peki bunların hepsinin sizin zenginliğinize, ününüze karşı yapılan bir tepki olduğunu söylüyorsunuz doğru mu anlıyorum?" diye sordu ön sıralardan bir gazeteci

"Kesinlikle. Gaye, bizim biricik gelinimiz bizimle olmakla yetinen, gözü yükseklerde olmayan bir kızdı. Ancak sonra işler değişti gözü yükseklerde olmaya bizi ezip geçmeye başladı. Yine de oğlumun sevdiği kızdır diyerek göz yumdum. Oğlumu evimden götürmesine bile müsaade ettim. Sonunda ise kendi düşüncesizliğinden dolayı, arabada yaptıkları tartışmanın da etkisiyle kaza yaptılar." İki elinin parmak uçlarını birbirlerine değdirmiş, bilge bir adam gibi durmaya çalışıyordu.

Kardeşi hakkında söyledikleri Saye'nin tüm sinirlerinin gerinmesine, yüzündeki tüm kasların kasılmasına neden olmuştu. "Hatta şu ses kaydına bakın." Demişti. "Kardeşimin yarım bıraktığını tamamlamaya geldim." Diyordu Saye ses kaydında. Tabii bu ses kaydı kırpılarak ortaya çıkarılmıştı. Saye gülerek "Bakalım benim ses kaydım ortaya çıkınca neler yapacaksın?" dedi. Seçkin Özen'in kendinden emin konuşmasını dinleyerek keyiflendi.

"Şimdi ise bizim birçok insana yaptığımız yardımlar gelsin lütfen. Biliyorsunuz Özen A.Ş olarak birçok yardım vakfımız var." Diyerek gülümsedi kameralara. O an da bütün ışıklar kapandı ve görüntü de Seçkin Özen'in evindeki odasının kapısı belirdi. İçeriden ise sesler geliyordu.

"SA-NA BA-NA SAY-GI-SIZ-LIK YAP-MA DE-ME-DİM Mİ?" Diye bağırma sesleri ve sertçe bir şeye vurma sesleri geliyordu. İçeriden gelen kadının bağırış, yalvarış sesleri ve Seçkin Özen'in sinirli sesleri birbirine karışıyordu. "Lütfen beni öldürmeyin." Diye bağırdı kadın. Sonra ses kesildi ve koşma sesleri duyuldu kayıt kapandı.

Salon birden karışmıştı. Gazeteciler, Seçkin Özen'e yaklaşıp soruları sıralamaya başlayınca Seçkin Özen korumaları tarafından götürülmeye çalışıldı. "Bu ses size mi ait?" , "O kadın kimdi?" gibi sorular soruluyordu. Seçkin Özen ne yapacağını, nasıl kaçacağını şaşırmıştı. Tam o an da yukarıdan atılan kovayla kırmızı boya ve içinden dökülen eli,yüzü,bacakları kırık Barbie bebekler Seçkin Özen'in üzerine döküldü. Seçkin Özen'in üzeri tamamıyla kan kırmızısı olmuş ayaklarında ise kolları, bacakları kırık, yüzleri çizik, morarmış bebekler vardı. Ekran da ise kocaman yazıyla "KATİL" yazıyordu.

Saye daha fazla dayanamayarak ayağa kalktı ve İlayla beraber alkışlayarak bağırmaya başladılar.

"Bravoo, Tebrikler, harika bir röportajdı" Diyerek alkışlıyor, ıslık öttürüyordular. Saye ise Seçkin Özen'in yarı kırmızı boyalı suratından kendisine bakılan bakışlara kendinden emin bir şekilde karşılık veriyordu ancak o bakışları asla unutmayacaktı çünkü o bakışlarda uyuyan bir canavarın uyanışı saklıydı.

*****

Saye ve İlay eve gelirken ortalığın tamamıyla çalkalandığına şahit oldular. Büyük bir yankı uyandırmış, şehrin bütün televizyon kanalları hatta büyük binalara yansıtılan görüntüler de bile röportajda Seçkin Özen'in kafasından aşağıya dökülü kırmızı boyayla yerde duran bacakları, kolları kırık bebeklerin görüntüleri gösteriliyordu. Saye bravo diye bağırırken onu çeken kameralar ise direkt olarak ona zoom yapmışlardı. Seçkin Özen ise salondan çıkarken sadece Saye'ye bakarak korkunç bir gülümsemeyle karşılık vermişti.

Saye her ne kadar onun hiçbir şey yapamayacağını düşünse de zar zor yutkunabilmişti. Belki de ilk defa Seçkin Özen'in sadece bakışları onu tamamıyla ürkütebilmişti. Hele o sondaki korkunç gülüşü... Yüzü kırmızı boyayla kaplıyken daha da korkunç olmuştu. Saye evin oraya geldiklerini bile bu düşüncelerden dolayı fark etmemişti. "Saye." Dedi İlay onu dürterek. "Geldik hadi." Saye'nin içinde büyük bir sıkıntı vardı, sanki bir karabasan üstüne çökmüş ve göğsünü tamamen sıkıyordu.

GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin