45.Bölüm "Zaman yaklaşıyor."

163 15 1
                                    

Saye dergi çekiminden sonra eve gidip güzel bir uyku çekmişti. Öylesine yorgundu ki kalktığında neredeyse 24 saattir uyuduğunu düşündü. Telefonuna baktığında 25 cevapsız çağrı olduğunu gördü ve ne olduğuna bir anlam vermeye çalıştı. 25 cevapsız çağrı olacak kadar bir şeyler mi olmuştu?

Gözleri açık hala yatakta yatıyordu. Mutfaktan tıkırtılar duyunca alel acele kalktı. Öğlen vakti evine hırsız girmiş olamazdı dimi? İlay mı gelmişti acaba? Diye düşünerek yataktan kalkıp terliklerini ayağına geçirdi. Mutfakta uzun boylu arkası dönük birini gördü. "Nerede bu? Neredee?" diye söyleniyordu. Saye arkasından sessizce gidip onu yere serecekken Sungur kolundan tutup Saye'yi durdurdu.

"Kulaklarım hassastır." Dedi gülümseyerek önünü dönmüştü.

"Sen manyak mısın? Evimde ne işin var?"

"Seni 15 kere aradım hiçbirine yanıt vermeyince evine girdim. Bir baktım bizim deli kraliçe uyuyor. Bende sana kahvaltı hazırlayayım dedim ama bir türlü çayını bulamıyorum." Saye şaşkınlıkla onu izliyordu bir de rahat rahat kahvaltı hazırlamaya kalkmıştı.

"Niran, ben Sungurla normal hayatta bu kadar samimi değilim yanlış anlama." Dedi Saye sakin kalmaya çalışarak.

"Sungurla bir ekip değildin benimle ekipsin."

"Hadi otur senin için harika bir menemen yaptım." Dedi Niran mutfaktaki kokuyu koca burun delikleriyle içine çekerek. Saye masaya baktığında aç olduğunu hissetti. Her şey çok güzel gözüküyordu.

"Lütfen bir daha evime izinsiz girme."

"Telefonumu ilk aramamda açarsan olur." Diyerek çayları doldurdu bir yandan da. Saye onu dikkatle incelediğinde oldukça ilgili biri olduğunu fark etti. Aslında sorumluluk sahibi olan ama içindeki çocukluğu korkudan ve kısıtlanmaktan yaşayamayan küçük bir çocuktu. Görmediği ya da yarım kalan sevgisinin acısını çıkartmak isteyen küçük bir çocuktu. Bunu yüzündeki masumluktan anlıyordu. Böyle normal bakınca masumdu ama ilk karşılaştıklarında adeta kana susamış bir vampiri andırıyor, nereye saldıracağını bilmiyordu.

"Ne oldu çok mu yakışıklıyım?" Saye gülümseyerek çayını yudumladı. Niran cebinden telefonunu çıkartarak "Bu arada hoşuna gitmeyecek bir şey oldu." Dedi.

"Ne oldu?" Niran'ın telefonunu aldığında haber başlığını gördü.

"Özenlerin Rahmetli Gelini Bir Zorba Mıydı?" yazıyordu. Saye haberi incelediğinde Aleyna'nın çıldırmış olmasıyla ya da ona sorulan soruyla ilgili hiçbir şey yazmadığını fark etti. Sadece iki kardeşin birbirlerine olan destekleri ve onları kıskanan gelinden söz ediliyordu. Aleyna haberlerini kaldırıp Gaye'yi öne sürmüşlerdi. Saye kaşlarını çatıp dişlerini sıktı.

"Bunun bedelini ağır ödeyecek."

"Şu an bunun farkındayım çünkü deli kraliçe sinirlendi." Saye çayından bir yudum alarak telefondaki habere bakmaya devam etti. "Artık başlayacağız Niran hazır mısın?"

"İşte bu beee! Hem de nasıllll." Dedi bağırarak. Ellerini birbirine sürtüyordu.

"Ellerim kaşınıyor, dişlerim bileniyor ve ben yerimde duramıyorum." Diyordu Saye'nin karşısındaki deli. Ve Saye bu deliyi çok sevmişti.

"O zaman iki deli onları mahvetmeye başlayalım artık. Ama unutma biz de mahvola biliriz."

"Mahvolmaktan korktuğumu mu sanıyorsun?"

"Sanmıyorum. Çünkü bende korkmuyorum." Dedi Saye. Artık gözünü karartmıştı.

"Deli kral ve deli kraliçe bir arada." Diyerek elini yumruk yaparak uzattı Saye'ye. Saye'de ona karşılık verdi.

GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin