2▪︎ Arslan'ın Kızı

106 11 2
                                    

Burası cehennem gibiydi. Amasya'nın eşsiz güzelliklerinin yanında Mahenver boğuluyordu, ilk defa buraya gelmişti belki de bu yüzdendi buraya olan yabancılığı. Zaten buraya alışmak istemiyordu. Arslan'ın olmadığı hiçbir yerde durmak istemiyordu. Mezarına bile bir kez gidebilmişti, bir insanın toprağına sarılmak bu kadar zor olabilir miydi? Son nefesini Mahenverin yanında vermişti, Arslana tekrar nefes olabilmek için kendinden vazgeçebilirdi ama yapamamıştı. Arslanın yanına gidebilirdi ama evlatları vardı, onun tek sözüne bakan dört yiğit evladı vardı.

"Mahenver Sultanım."

"Söyle." Başını yasladığı minderden kaldırmış önümde eğilmiş duran Amasya hareminin baş kalfası Selimiye'ye çevirmişti.

"Birkaç maruzatım olacaktı, harem kaideleri malumunuz."

"Diyesin." Konuşmaya takati bile yoktu, eriyip gitmişsede hala bir çare umutla yaşıyordu.

"Şehzade Mustafa Hazretleri için ileride sunulacak hatunları seçecek misiniz? Birde Himayenize alacağınız hatunlar vardı." Gevher Sultan, Amasya sancağına Mahenverin herhangi bir nedimesinin gitmesine engel olmuş bütün yandaşlarını Edirneye sürmüştü. Yanında güvenebileceği kimsesi olmadığından günlerdir sadece düşünüyordu, bundan sonra ne yapacaktı ve iki oğlunu nasıl padişah'ın gazabından koruyacaktı daha doğrusu padişahın annesinden...

"Oğluma harem istemem, bir iki çalışkan cariye bulun sadece zaten daha küçüktür. Gözüm tuttu seni, bana haremden en güvendiğin hatunları seç sakın ola hainlik edeyim deme buradan haber uçmadan senin kellen uçar ona göre." Selimiye kalfa eğilmiş huzurdan çekilmişti. Hemen ardından içeri ulak girmiş elindeki mektubu uzatmıştı.

Haseki Mahenver Sultan Hazretleri'e

Validem sakın endişe etmeyiniz, ben burada kardeşim Mihrişah'a ve torununuz Elçin'e göz kulak oluyorum. İçinizi rahat tutun. Onları canım pahasına koruyacağım.

Size, evlatlarınıza ve torunlarınıza bunu reva görenler elbet cezasını çekecektir. Kendinizi hırpalamayın. Ben sizin yerinize de buradayım.

Bundan gayri, tuttuğumuz yası bir kenara bırakmalı ve canımız tekrar yanmadan onları bertaraf etmeliyiz.

Unutmayın ki ben sizin kızınızım ve ailem için yapamayacağım şey yok. Gönlünüzü ferah tutun.

Kamer Hanım Sultan

...
[İstanbul]

Gevher Sultan gününü gün ediyordu. Sultan oğlunun aklına girmek istiyor ve her şekilde çaba sarf ediyordu. Artık tek isteği rahmetli eşinin tüm oğullarının -tabi ki kendi oğlu Bayezıt dışında- idam fetvasının çıkmasıydı. Zaten haberinde yakın olduğunu temenni ediyordu.

Hasekileri göndermesiyle Büşra Sultanı Mısıra sürmüş, zaten Trabzonda nikahlı olan Asiye Sultana da orada kalacağını bilgilendiren bir mektup yazmıştı. Kasım, paşaları azlederde kendi paşalarını divana sokunca da İshak ve Cahit paşayı da sürecekti buradan. Kamer, Mihrişah, Meylişah ve İsmihan Sultan'ı da gönderecekti. Burada sadece kendi ailesi kalacaktı. Gerçek asil kandan gelen Osmanlının asıl Hanedanı Payitaht'ta olacaktı.

Ayrıca Gevher Sultan torunlarına karşı fazlasıyla sevecendi, hem Yakup'u hem Kadir'i eşit seviyordu ama her ne kadar gelinlerini ayırmıyor gibi davransada Gülrizi daima kayırıyordu. Hoşyar Sultan cazgırdı, makamını kullanmayı bilir hünkarın da huyuna giderdi. Haremde seveni kadar sevmeyeni de vardı. Sonuçta Baş Kadın değildi ama hünkarın sevdiği kadınıydı.

Sarayın Yansıması ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin