[Payitaht-Topkapı Sarayı]
Hoşyar Sultan, Gülriz Sultanın eğlencede dediklerinden sonra bir hayli hırslanmıştı. Gece boyu dairesinde dönüp durmuş nedimesi ile konuşmuştu. Bir şey yapmalıydı. Gülriz'i eski sessiz günlerine çevirmeliydi. Kendisinin daha güçlü olduğunu kabul ettirmeliydi.
"Sultanım, gece boyu uyumadınız bari biraz dinlenin."
"Uyku falan yok, madem Gülriz'in arkasında Valide Sultan var bende Hanzade Sultan ile bir olacağım."
"Sultanım haddime değil lakin Hanzade Sultan validesine bağlıdır."
"Onun çıkarları bizim çıkarımız olursa iş değişir." Hoşyar iki elini beline koymuş aklına gelen fikir ile sinsice gülümsemişti.
"Ortak çıkar." Fısıltısı bin çığlığa bedendi, zaten sonu acı haykırışlar olacaktı.
[Has Bahçe]
Hanzade Sultanın bahçede olduğunu duyar duymaz hemen hazırlanmıştı. Bu fırsatı kaçıramazdı. Şehzadesini nedimesinin kucağına bırakmış kendisi salına salına geziniyordu. Kurulan çardakta oturan Sultanın önünde eğilmiş işareti ile yandaki mindere oturmuştu. Başta sessizlik vardı, Hanzade Sultan yeğenini sevmiş öpüp sarılmıştı.
"Hayrolsun? Seni görmeyi beklemiyordum."
"Bense sizinle görüşmek istiyordum. Malumunuz son hadiseler.." Aslında hiçbir hadise yaşanmamıştı. Sadece kendi içlerinde yaşadıkları sessiz olaylardı bunlar.
"Nedir bu hadiseler?"
"Biliyorsunuz bayram geliyor, öyle hazırlanmalar-"
"Bana açık konuş, ne hadisesi?"
"Kamer Sultan, kefeye gittiğinden beri bir huzursuzluk belirdi içimde. Hünkarımız onu ve ailesini bayramda buraya davet etmiş."
"Bunları zaten biliyorum, Hoşyar. Bana bilmediklerimi söyle."
"Geçen günlerde halvete gittiğimde Hünkarımız ve zevciniz konuşurken işittim. Kendisi Gülriz'in oğlunu veliaht ilan edeceklermiş." Konuşma tam olarak böyle değildi lakin yalan göz çıkarmazdı. "Lakin kardeşlerini idam ettirmemekte epey kararlıydı."
"Malesef, Kasım fazla vicdanlı lakin bilmezki fazla merhamet kendine ve devletine ihanettir."
"Öyle, Sultanım. Birde o gün kendisinin rahatsızlığı arttı. Mazallah bir hal olmasından korkarım."
"Bana böyle bir bilgi gelmedi."
"Hekimlere bile nadiren gidiyor, işitilmesini engellemek için malum halk pek hararetlidir, bir bakmışsınız Şehzade Musa'nın ismini padişah diye zikrediyorlar." Hanzade Sultan rahatsız olmuş şekilde başını çevirmişti. Sesine yutkunduktan sonra kucağındaki yeğenini hatuna uzatmış ve tüm nedimelerin uzaklaşmasını istemişti.
"Ne yapmaya çalışıyorsun az çok anlıyorum ve emin ol bende aynı şeyi istiyorum."
"Eğer dilerseniz, ben sizin için hünkarımızı yumuşatabilirim."
"Sonrasını düşünmüyor musun?" Tek kaşını kaldırmış kendinden aşağıda oturan Hasekinin gözlerine bakıyordu.
"Sanrası?" Hoşyar anlamazca yüzünü buruştururken onun haline hanım sultan sadece gülmüştü.
"Şehzade Musa ölse, Şehzade Mustafa var o ölse Şehzade Orhan ondan sonra Şehzade Bayezıt var ondan sonra da Şehzade Yakup. Derim ki Şehzade Musa idam edilse ne olacak? Senin şehzadenin tahtta ne kadar hakkın var?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarayın Yansıması ||
Historical FictionSarayın Yansıması 2 Kan kokuyordu koridorlar, iktidar uğruna öldürülen bedenlerle dolup taşmıştı harem. Hünkar ölmüş taht savaşı yavaştan kendini hissettiriyordu.Ölüm gitgide yaklaşıyor, Sultanlar arasında güç hırsı katlanıyordu. O zaman tekrardan ...