[Topkapı Sarayı]
Güzel geçen bir halvet sonrası Lavinia ve Kasım terastaki kahvaltıya oturmuşlardı. Bir yandan sohbet ederken diyer yandan yemeklerini yiyorlardı.
Kasım içeriden bir defter almak için terastan çıktığında Lavinia bu fırsatı değerlendirmiş hemencecik bardaktaki şerbete birkaç damla ilaçtan dökmüştü. Hünkarın yanına oturmasıyla eski gülümsemesine dönmüş gösterdiği defteri incelemeye başlamıştı.
"Eliniz çok naif, harikulade çizim yapıyorsunuz." Kasım, arada çizim yapsada şu sıralar kitabı eline dahi almamıştı. Zaten uykusuz ve yorgun olduğundan devlet işlerine bile müdahil olamıyordu.
"Sende sever misin, çizim yapmayı?"
"Hiç denemedim ama güzel ney çalarım." Ferhat paşanın eğitimi sırasında bu kabiliyeti kazanmıştı. Çokta seviyordu çalmayı.
"Bir gün dinlemek isterim."
"Elbette, benim için bir onur." Lavinia cilveyle konuşurken onun bu halleri Kasımın pek hoşuna gidiyordu.
"Hünkarım, Valide Sultanımız ve Gözdeniz Paye Hatun geldiler."
"İçeri alın." Kasım defterini kapatmış ve yerden kalkmıştı. Hemen ardından Laviniada kalkıp üzerini düzeltmişti. "Şehzadem izninizle ben çekileyim."
"Luzmu yok, burada kal." Lavinia minik bir tebessümle gülmüş ve Kasımın bir adım arkasında durmuştu. İçeri giren Gevher Sultan ve Paye Hatun pek mutlu görünüyordu. "Oğlum, sabahın hayrolsun."
"Saolun validem." Gevher Sultan, Laviniayı şöyle bir süzmüş ardından bakışlarını Hünkara çevirmişti.
"Benimde sana pek hayırlı haberlerim var. Gözden Paye Hatun, gebedir." Kasımın yüzü ışıldamıştı. "Ne güzel bir haber bu." Hemen gözdesinin yanına gittiğinde Paye onun elini öpmüş, Kasımda Payenin alnını öpmüştü. "Günümü aydınlattın, Paye."
Paye Hatunun yüzündeki zafer ifadesini bir tek Lavinia fark etmişti. O an hatunu gırtlaklamak istesede planı bozamazdı. "Ne hoş, tanrı seni kutsasın." Paye, beklemediği kişiden gelen tebrik ile şaşırsada başı ile tebriği kabul etmişti. "Hünkarım, ben izninizle çekileyim. Siz ailenizle kalın. İzninizle Validem, Hünkarım." Gevher Sultan, Lavinia'nın sakince çıkmasını garipsemişti. Rakibi gebe olmasına sinirlenmemiş, hatta onları yalnız bırakmayı tercih etmişti. Gevher Sultanın aklına girmişti, sonuçta emeli gebe kalmak, Sultan olmak yada şehzadenin aşkı değildi. Birkaç ay hünkara yakın dur, halvet et, gebe kalmadan planı bitir, ülkene ve asıl makamın olan kontesiğe dön.
...
[Amasya]Mahenver Sultan, Amasya'ya gelen Büşra Sultanı misafir ediyordu. Tahmin ettiği gibi onu ziyaret ettikten sonra Payitahta dönecekti. "Burası tahmin ettiğimden çok daha güzel."
"Güzeldir de, Payitaht gibi değildir."
"Bir yeri güzel yapan be mimaridir ne insanlar; sadece anılar. Payitaht senin anılarının da başkenti, ailenin, sevdiklerinin." Büşra Sultan susmuş, kahvesini yudumlamış ardından terastan bahçeyi izlemeye başlamıştı. "Baharda geçiyor önümüz kış."
"Donarak geçireceğimiz ilk ve son bahardı. Kışta baharı yaşayacağız İnşallah."
"İnşallah, Payitahtta durumlar nasıl?"
"Her şey istediğim gibi, bir aksilik çıkmazsa kış gelmeden zaferimizi kazanacağız." Mahenver Sultan elindeki bardağı döndürmüş içmeden yerine koyup gözlerini güneşe çevirmişti. Her şeyden öte, ellerini kana bulayacaktı. Ama artık karar verilmişti, geri dönüşü yoktu. "Herhalde anlaşmamızı hatırlıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarayın Yansıması ||
Historical FictionSarayın Yansıması 2 Kan kokuyordu koridorlar, iktidar uğruna öldürülen bedenlerle dolup taşmıştı harem. Hünkar ölmüş taht savaşı yavaştan kendini hissettiriyordu.Ölüm gitgide yaklaşıyor, Sultanlar arasında güç hırsı katlanıyordu. O zaman tekrardan ...