[Topkapı Sarayı]
[Bir hafta sonra]Lavinia iki gündür arka arkaya halvetteydi. Ona verilen ilacın çoğunluğunu kullanmış hatta yedek olandan bile takviye almaya başlamıştı. Sabah kahvaltısında Kasımın birkaç dakikalığına masadan ayrılmasıyla hemen şerbetini birkaç damlatmış sonra hiçbir şey olmamış gibi kendi önünden yemeye devam etmişti. Birkaç kaşık yedikten ve şerbeti içtikten sonra öksürmeye başlamasıyla Lavinia hemen ağalara, ağalarda hekimlere haber etmişti.
Lavinia dışa endişeli gibi görünsede fazlaca mutluydu. Onu has odadan çıkarmışlardı. Valide Sultan, Hanzade Sultan, Hoşyar Sultan ve Gülriz Sultan hemen kapıya gelmiş Laviniayı sorgulamıştı. "Hatun ne oldu oğluma?"
"Bir bilgim yok Sultanım. Kahvaltı ediyorduk birden öksürmeye başladı."
"Zehirledin değil mi hünkarımızı yılan!" Hoşyar, Lavinia'nın kolunu sıkmış hıçla sarsmıştı. "Bana iftira atarmazsınız! Sırf halvete gidiyorum diye!"
"Yeter, kesin sesinizi." Hanzade Sultan ile herkes kendi işine dönmüştü. Sessizce beklerlerken hekim başı has odadan çıkmış Valide Sultan'ın yanına gitmişti. "Ne oldu hekim başı? İyi mi oğlum?"
"Sultanım malesef iyi bir haberim yoktur. Hünkarımızın şehzadeliğinden kalan hastalığı tekrar nüksetmiş. Malesef ki hünkarımızın nefes borusu çok tahriş olmuş, ciğerleri ise iflasın eşiğinde." Gevher Sultan duydukları ile nefesi kesilmişti elini gerdanına koymuş bir müddet susmuştu.
"Niye onca vakittir ortaya çıkmadı da şimdi aniden belirdi? İyileşmişti oysa."
"Sultanım, hünkarımız tahta çıktığından beri her hafta atak geçirir oldu. Özellikle son birkaç aydır her hafta gelmişimdir. Ömrü veren, alacak olan ve ölümü bilen yalnızca Allahtır lakin Hünkarımızın kurtulma ümidi çok azdır."
"Ne dersin sen?" Gevher Sultan olduğu yere bayılırken Hanzade duvarın dibine çökmüştü. Gülriz ve Hoşyar boş boş birbirlerine bakıyordular.
Gevher oğlunu, Hanzade kardeşini, Gülriz olası ihtimalde taht varisi olan oğlu ve Hoşyar hem Kadiri hem doğmamış bebeğini düşünüyordu. Kimsenin bilmediği bir gerçek vardı. Kasım dün gece herkesin kaderini değiştirecek olan o mektuba mührü basmıştı. Vefat etse bile gerçekleşecek olan o istek...
...
[Amasya Sarayı]Büşra Sultan yola çıkışını ertelemişti gelen haberle. Olası her ihtimali düşünmüş ve plana uygun olanı seçmişlerdi. Laviniadan gelen hünkarın en fazla bir haftalık ömrü kaldı, tanrı canını almazsa ben alacağım notu ile gönderdiği mektup ile Şehzade Mustafa yandaşları heyecanlanmışlardı.
Mahenver sedirine oturmuş, Ferhat Paşadan gelen mektubu açmıştı. Büşra Sultan merakla onu bekliyor yazılanları okumak için can atıyordu. Mahenverin yüzü git gide düşmüş en sonunda mektup yeri boylamıştı. Mahenver kafasını iki elinin arasına almış sessizliğe bürünmüştü.
Haseki Mahenver Sultan Hazretleri'e
Sultanım, Hünkarımızın ahvali pek kötü. Hekimler ömür bile biçemiyor. Bu bizim için iyi bir haber olsada Hünkarımız birkaç gece önce şeyhülislam efendiden fetva istemiş. Lavinia Hatun görmüş kağıdı, Şehzade Mustafa ve Şehzade Orhan'ın kendi sancaklarına cellatlar gönderilecekmiş. Mektupta ekim ayının son günü diye yazıyormuş.
Plan için Kamer Sultan Sarayı boşaltıldı, aynı şekilde Ruhsar Sultan'ın sarayı da teyakkuzda bekliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarayın Yansıması ||
Historical FictionSarayın Yansıması 2 Kan kokuyordu koridorlar, iktidar uğruna öldürülen bedenlerle dolup taşmıştı harem. Hünkar ölmüş taht savaşı yavaştan kendini hissettiriyordu.Ölüm gitgide yaklaşıyor, Sultanlar arasında güç hırsı katlanıyordu. O zaman tekrardan ...