[Payitaht]
Gevher Sultan zaten divanda etkin bir kadındı ama tam olarak otoritesini kabul ettirememişti. Bunun sebebininse oğlunun vicdanı ve merhum zevcinin son dileği olduğunun farkındaydı. Lakin duracak değildi.
Kızı Hanzade Sultan'ın sarayında uygun bir oda ayarlatmış kendi tarafında olduğunu belli eden paşaları da çağırmıştı. Bunlar Yıldırım Ali Paşa, Hasan Çavuş -ki şimdi Gevher'in etkisiyle paşa ilan edilmişti- ve de sevgili damadı Hüseyin Çelebi karşısındaki paravanın hemen ardında duruyordu.
Gevher sedirine oturmuş koyu mavi kaftanını düzettirmişti. Başına taktığı iki kat taca tülünü de tutturmuştu. Tül, saçlarını ve burnunu kapatıyor sadece gözlerini açıkta bırakıyordu.
"Az vaktimiz olduğunu belirtmiştim. Niye hala hayırlı haberler kulağıma çalınmadı?"
"Hünkar Hazretleri bu konuda fazlasıyla inat ediyor, nuh diyor peygamber demiyor." Söze ilk Yıldırım Ali Paşa atılmıştı. Elli belki elli beş yaşındaki Paşa orta boylarda iri bir adamdı, gençliğinde gemi savaşlarına katıldığından hayli tecrübeli ve bilinçli bir paşa ve komutandı.
"Aslında Valide Sultan Hazretleri, Hünkarımızı ikna edebildim, tam olarak kabullenmesede aklına girebildik." Gevher burnundan gelen hıh sesi ile gülmüştü. "Hünkarımız, bayramdan hemen önceki cuma şehzademiz Yakup Hazretlerini veliahtı ilan edecekler."
"Sizden istediğimi tam anlayamamışsınız. Şehzadem elbette Veliaht olacak yalnız seçildiğinden değil yaşayan tek şehzade o olacağından." Zalimceydi ama evlatlarına karşılık her canı alabilirdi. Şehzadesi Beyazıt konusunda endişeli olsada Kasım ona kıymazdı, Gevher de izin vermezdi.
"Siz merak buyurmayın, biz halledeceğiz." Hasan Çavuş ilk kez söz alsada hayli sıkıntı içinde gibi duruyordu, dediklerine kendi de inanmıyordu.
[Topkapı Sarayı/
Valide Sultan Dairesi]Gevher Sultan konuşma sonrası saraya dönmüş dairesindeki koca sedire oturmuş bir yandanda Sanavber Kalfanın -kalfa artık Başhaznedar olmuştu- harem ile ilgili harcamaların listelerini mühürlüyordu. "Validem bu ay harcamalar iki katına çıktı, harem için ayrılan tahsilat yetmeyecek."
"Benim hazinemden alınsın, zaten önümüz bayram sonrasında düzen kurulur." Bu ay iki ayrı eğlence tertip edildiğinden harcama fazla olsada Gevher'in, Valide Sultan aylığından dolayı hazinesi artmıştı.
"Validem, birde himayenize ve hünkarımız için hatunlar istemişsiniz. Saolsunlar, Ferhat Paşa gelirken sizlere hediye etmek maksadı ile Kafkasyadan eğitimli hatunlarla gelmiş."
"Necidir Bu Paşa? Güvenilir mi?"
"Güvenilirdir, hiçbir şekilde ne Hatice ne de Mahenver Sultan ile alakaları yoktur. Ben iyice temin ettirdim."
"Âlâ getir bakalım kızları." Gevher Sultanın emri ile Baş Haznedar Sanavber kapıya seslenmiş içeri birbirinden güzel hatunlar girmişti. Her biri alımlı, iyi huylu ve sakin görünüyorlardı.
"Üçüncü hatun, siyah saçlı olan." Sanavber Kalfa hemen hatunun yanına gitmiş onu bur adım ileri almıştı. "O benim hizmetimde olacak." Kız eğilmiş sonrada kenara çekilmişti. Gevher Sultan alıcı göz ile kızları bir bir inceliyordu, oğluna layık bir hatun seçmeliydi. "Şu, sarı saçlı olan." İşaret ettiği hatun başını hafif kaldırmış zümrüt yeşili gözleri Gevher Sultan ile buluşmuştu. Dişlerini göstermeden düz çizgiyi andıran bir gülümseme ile eğilmiş az önceki kızın yanına geçmişti. "Birde en sondaki, o da has odaya yollansın uygun bir vakitte."
"Emredersiniz, Valide Sultan'ım."
[Kefe]
Bayrama az kalmıştı, hemen hemen herkes kendine kaftanlar diktirmiş esnaftan özel takılar yaptırmış en ince ayrıntısına kadar özenle hazırlanmıştılar. Mehtap Sultan, Kamer Sultanın dairesine gitmiş birlikte takı bakıyorlardı. Elbet Kamer Sultan ve onun dudak uçuklatan serveti bir yana en ufak takısı bile haremdeki iki üç hatunun geliş fiyatına bedeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarayın Yansıması ||
Historical FictionSarayın Yansıması 2 Kan kokuyordu koridorlar, iktidar uğruna öldürülen bedenlerle dolup taşmıştı harem. Hünkar ölmüş taht savaşı yavaştan kendini hissettiriyordu.Ölüm gitgide yaklaşıyor, Sultanlar arasında güç hırsı katlanıyordu. O zaman tekrardan ...