Günler geçmişti, belki de birkaç hafta. Düşünceliydi Mustafa, o kızı gördüğünden beri bir başka şey düşünmüyordu. Tüm gün sadece terasta oturuyordu, ondaki bu değişimi bir tek Leon fark ediyordu zira onunla en fazla zaman geçiren kişi oydu ve pazarda olan olaylardan haberdardı. Leon, Mustafa'nın bu durumunu fazlasıyla örtbas etmişti. Çoğu işi Mustafa ile birlikte yaptıklarından dolayı Mustafa'nın yapması gereken şeyler kendisi de yapabiliyordu.
"Son günlerde çok durgunsun." Mustafa ellerini dayandığı mermerden uzaklaşmış Leonun getirdiği kahveyi tutmuş sonra sırtını Has Bahçeye çevirip mermere yaslanmıştı. Leonda kendi kahve bardağını da tek eliyle tutarken sarığını çıkarmıştı. Yüzündeki çarpık gülümseme ile o da mermere dayanmıştı. "Bilmiyorum, hiçbir şeye odaklanamıyorum."
"Bunun sebebi o hatun değil mi?" Mustafa inkar etmeden başını sallamıştı. Zaten neyi inkar edecekti ki?
"Dilersen konuş Valide Sultan ile, o aşka karşı durmaz." Haklıydı Leon, Mahenver nasıl kendi aşkı için dimdik durduysa aynısını şüphesiz oğlu içinde yapardı.
"Kız haremden olsa konuşmaz mıydım? Araştırttım hür ve türk bir kadın, evlenmemiz kaidelere uygun değil." İçindeki huzursuzluk sesine de yansımıştı. Kahveyi kenara bırakmış yüzünde yeni yeni çıkan sakallarını kaşımıştı.
"Devlet de kaide de kural da sensin, bir şey istediğin anda olacak. Eğer gerçekten hislerine güveniyorsan kim durabilir karşında?"
"Konuşacağım uygun bir vakitte." Konu sessizce kapanırken Leon devlet işleri ile ilgili birkaç şey anlatıyordu. Arslan döneminde yapılan birçok barış antlaşması şuan çok işlerine yarıyordu. Vergiye bağlanan derebeyliklerden gelen para ile devlet aşağı yukarı idare edebiliyordu. Zaten dolu olan devlet kasası ile maaşlar ödenebiliyordu.
"Sırp imparatoru Lucas sınır köylerimizden birine saldırma girişiminde bulunmuş."
"Tez vakitte sesini soluğunu kesmek icap eder." Leon, Mustafayı onaylar gibi mırıldandığında içeri bir ağa girmişti.
"Hünkarım, Valide Sultan Hazretleri sizin için bir hatun hazırlatmış." Leon Mustafa'nın omzuna iki kere dokunup daireden çıkmıştı. Hemen kapıda bekleyen hatunu görüp direkt kendi dairesine doğru adımlamıştı.
...
Mustafa yine hep yaptığı gibi hatunu erkenden hareme yollamıştı. Kendisi kahvaltısını hemen yapmış doğruca Valide Sultan dairesine gitmişti.
Bugün ahali içine karıştığı gün gördüğü kızın konusunu açacaktı. Mahenverin tepkisini az çok tahmin ediyordu. Yine de söyleyecekti. Kapıya geldiğinde hatunlar onu içeri almıştı. Validesi ve Halası içeride oturduğundan ilk başta acaba konuşmasam mı diye düşünsede sonra vazgeçti. "Gününüz aydın olsun Validem."
"Seninde oğlum." Mustafa Büşra Sultan ile de selamlaştıktan sonra annesinin yanına oturmuştu.
Önce Büşra Sultan ile sıradan şeylerden konuşurken Mahenver sözü devralmıştı.
"Oğlum, sen bir şey demek için mi gelmiştin?"
"Aslında evet."
"Söyleyesin o vakit." Mustafa yerinde rahatsızca kıpırdanmıştı. "Mümkünse yanlız konuşsak daha iyi." Büşra Sultan başta gitmek istemesede Mahenverle göz göze gelmeleri ile ayaklanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarayın Yansıması ||
Historical FictionSarayın Yansıması 2 Kan kokuyordu koridorlar, iktidar uğruna öldürülen bedenlerle dolup taşmıştı harem. Hünkar ölmüş taht savaşı yavaştan kendini hissettiriyordu.Ölüm gitgide yaklaşıyor, Sultanlar arasında güç hırsı katlanıyordu. O zaman tekrardan ...