28▪︎ Son Hazırlıklar

43 7 13
                                    

Düğünün kararlaşması ile haremde bir dedikodu almış başını gitmişti. Hatunlar kendilerinin ne olacağını düşünürken kalfalar onları sakinleştirememişti.

"Destur Valide Sultan Hazretleri!" Hatunlar kenara sıraladığında Mahenver aralarında kalmıştı. Minik bir fısıltı dahi yoktu. "Ben size tek bir tartışma dahi istemiyorum demedim mi! Nedir bu rezalet! Cihan Padişahının haremi misiniz pazardaki ucuz hatunlar mı!"

"Valide Sultan'ım, dedikodular malumunuz hatunlar kendilerine ne olacağını merak ediyor." Sabriye Kalfanın sözü bitirmesiyle Mahenver şöyle bir hatunları süzmüştü. Her tartışmada olduğu gibi yine Gülşah Hatun dibindeydi.

"Düğün doğrudur, hünkarımıza izdivacı uygun buldum. Sizse burada olmaya devam edeceksiniz."

"Nikahlı hatun varken bize ne gerek vardır? Azad edin bizi." Arkadan gelen bir ses ile herkes pür dikkat geri dönmüştü. "Kim konuştu derhal gelsin." Hatun çekinerek Valide Sultan'ın önüne kadar gelmişti başını dahi kaldıramıyordu. Mahenver hatunun çenesini tutup yukarı kaldırmış sonra elini çekmişti. Diğer elini kaldırıp hatun vurduğunda hatun iki adım gerilemiş başka bir hatunun üzerine düşmüştü. "Kalfa, at bunu zindana ekmek su verme. Tek laf ederse sat avrat pazarına!"

İki ağa hatunun koluna girmiş götürüyorken diğer hatunlar sus pus olmuştu. Gülşah Hatun biraz çekinerek biraz da az önceki olayın etkisiyle Mahenver Sultana doğru yaklaşmıştı. Sesindeki tereddüt belli olduğundan Mahenver onu dinlemeye başlamıştı. "Valide Sultan'ım, peki gözde hatunlara ne olacak?"

"Her şey eski düzeninde devam edecek, merak etme." Gülşah Hatun kendinden beklenmeyen bir şekilde nikahı kabullenmiş gibi görünüp gözdeler katına çıkmıştı. Şuanlık tek tesellisi ilk ve tek halvet eden kişi olmasıydı. Ve tek kadın olması devam edecekti, ondan başkası nikahlı biri bile olsa onu geçemeyecekti. İzin vermeyecekti.

...

Büşra Sultan, Mahenver ile olan son konuşmasından sonra bir daha Valide Sultan Dairesine gitmemişti. İçindeki hırsı atamıyor ve sürekli sinirle dolaşıyordu. Sonunda bugün Ruhsar Sultan'ın Sarayına gitmeye karar vermişti.

"Validem." Ruhsar Sultan sedirden kalkıp Büşra Sultan ile selamlaştıktan sonra sedire oturmuştu. Büşra Sultan da onun hemen yanına oturmuştu. "Hayrolsun İnşallah yüzünüzden düşen bin parça?"

"Ne olacak, Mahenver kendini bizden ayırdı! Gayri bana ihtiyacı yokmuş." Sinirle soluyordu, Ruhsar onu dinlerken kendiside sinirle dolmuştu. "Oğlunu tahta biz padişah eylemişken neyin böbürdenmesiymiş bu!"

"Ben ona edeceğimi bilirim, madem bizi yok saydı bizde onu sileceğiz."

"Nasıl? Hatun mu sunacağız hünkara?"

"Hayır, Valide Sultan'ı tahtından edeceğiz. O tahta biz Valide Sultan olacağız." Bu sözler ile Ruhsar put gibi kalmıştı. Tek kelime edemiyordu, yıllardır bu çatı altında Mahenver için onca şey yapmışlardı ve şimdi Mahenver onları yok saymıştı.

"Dilerseniz Cahit Paşa ile de konuşalım, divanı karıştırırız." Ruhsar'ın aklına gelen fikir ile Büşra Sultan sinsice gülümsemişti. "İşte benim kızım."

...

Mahenver düğün hazırlıklarını hızlı bir şekilde sürdürüyordu, sürekli pazardan efendiler geliyor onlardan belli şeyleri istiyordu. Tabi kaftanlar için kumaşlar seçilip terzilere gönderilmiş, takılar için mücevherler belirlenmiş ve şimdiden Lena Hatun'a daire hazırlıkları başlatılmıştı.

Tüm bunlar olurken Hanım Sultanlar da -Mihrişah, Meylişah ve İsmihan- kendi hazırlıklarına başlamıştı. İkiz bebeklerinden dolayı Topkapı'ya sürekli gelemesede tüm hazırlıklardan nasipleniyordu.

Sarayın Yansıması ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin