12▪︎ Ölüm ve Yaşam Arasındaki Araf

83 9 9
                                    

[Amasya Sarayı]

Leon, Mahenver Sultan ve Şehzade Mustafa'nın gidişiyle yalnız kalmıştı. Aslında o hep yalnızdı.

Hayatının belli bir kısmından sonra tek başına yaşamayı öğrenmişti. Şimdi de ona sarayda eğitim görme fırsatı tanıyan Mahenver Sultan'a olan şükran borcunu nasıl ödeyebileceğini düşünüyordu. Onu yedirmiş, içirmiş, giydirmiş, iyileştirmiş, eğitmiş ve sevgisini göstermiş olan Sultanına kendini kanıtlamak istiyordu. Beni kurtardınız ve sizi gururlandım demek istiyordu.

Leon fazla içine kapanık ve sessizdi. Söyleyeceği çok şey yapacağı çok iş vardı ama konuşması yasaktı. Eski Efendisi kendisiyle konuşmasını yasaklamıştı ve garip bir şekilde hala bunu devam ettiriyordu.

Sadece bayrama gidip gelecek olan Sultan ve Şehzade Hazretleri'nin yaklaşık bir ayı geçiktir hala dönmemesi ile korkmuştu. Gelen vefat haberi ile daha da evhama kapılmış. Mahenver Sultanın ulaklarındam biri ile mektup göndertmişti. Mahenver Sultanın ona bir geri dönüş yapacağından yada mektubunu ciddiye alıp almayacağını bilmiyordu.

"Leon, Topkapı Sarayından ulak geldi, sana mektup gelmiş." Leon oturduğu sandalyeden bir hışımla kalkmış, harem kalfasının getirdiği mektubu alelacele almıştı. Yaşlı kalfa eliyle oğlanın saçlarını karıştırıp odadan çıkmıştı. Bu Kalfa, Leon ile ilgilenen bir hoca misaliydi. Osmanlıyı öğretmiş, gelenek davranışlar hakkında onu uyarmıştı. Ayrıca Leon'u kendi torunu gibi gördüğünden davranışlarında çekilmiyordu. Kalfa evlat hasreti çeken bir anne, Leon anne hasreti çeken bir oğuldu neticede.

Leon'a

Merak etmeyesin, Hem ben hem Şehzade Mustafa yaşıyor. En yakın zamanda Amasya Sarayına döneceğiz.

Mahenver Sultan Hazretleri

Mektubun kısa oluşu onu üzmemiş hatta bir mektup aldığı için bile mutlu olmuştu. Mahenver Sultan, onun iğrenç yazısını okumuş ve karşı mektup yazmıştı. Leon buruk bir gülümseme ile mektubu masasının üzerinde ahşap kutuya koymuş kalfa girmeden önce çalıştığı Osmanlıca kitabına geri dönmüştü.

...
[Kamer Sultan'ın Sarayı]

[Minik bilgilendirme Kamer Sultanın kızı Elçin Sultan'ın kaç yaşında olduğunu tam olarak hesaplayamadım o yüzden 2 yaşında olarak devam ediyorum.]

Kamer Sultan, bir daha Topkapı'ya gitmemişti. Kimseyi görmek istememiş gelenleri geri çevirmişti. Tüm gününü yatakta geçiriyor üzerindeki kırgınlığı atlatamıyordu. Kalbi sıkışıyordu, nefes alamıyordu ama hekimler anlamıyordu. Sağlıklı olduğunu ve sağlıklı beslenmesini söyleyip gidiyorlardı. İshak Paşa, zevci için endişelensede elinden hekim getirtmekten başka bir şey gelmiyordu.

"Sultan'ım, ilacınız." Kamer yatakta doğrulmuş üzerindeki mor geceliğin önünü düzeltip nedimesinin getirdiği bir yudum ilacı içip geri yatmıştı. "Başım çatlıyor, uyku da tutmuyor."

"Dilerseniz kekik yağı getireyim. Baş ağrısına iyi gelir."

"Getir." Nedimenin odadan çıkışıyla kapı kapanmadan İshak Paşa gelmişti . Başındaki sarığı çıkarmış kenardaki masasının üzerine bırakıp Kamer Sultanın yanına, yatağa oturmuştu.

"Daha iyisin değil mi?"

"Ayağa dahi kalkamıyorum, hekimler başımda lakin tek bir çare bulamadılar." İshak Paşa iki eliyle Kamer'in yüzünü tutmuş kendine yaklaştırıp alnını öpmüştü. "Merak etme, tez vakitte iyi bir hekim gelecek. Konya çevresinde işinin ehli bir hekim varmış, haber saldım birkaç haftaya gelecek." Kamer, İshak Paşaya yaslanmıştı.

Sarayın Yansıması ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin