2.7

222 23 21
                                    

"Yaralar deşilmeden iyileşmez diyorlar."

"Abime hâlâ ulaşamadım Gökçe, ödüm kopuyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Abime hâlâ ulaşamadım Gökçe, ödüm kopuyor." Bacak bacak üstüne atıp oturuşumu düzelttiğimde Gökçe beni sakinleştirmek adına elini omzuma koydu.

"Bir şey yok bebeğim eminim ben. Ilgaz abi ile beraberdir belki. Hem biliyorsun o hep kaybolur ki, ben kötü bir şey olduğunu düşünmüyorum."

Tebessüm ettiğinde kafamı salladım. Haklıydı, abim her zaman iş nedeniyle dış dünyadan bağını koparır, tek odağını işi yapardı. Gökçe'nin omzuna başımı koyup durdum, duruldum. Yorulsam da soluklanmak zorundaydım çünkü önümde hâlâ upuzun bir yol vardı. Bunu biliyordum.

Masaya konulan çantalarla kızların da yanımıza geldiğini fark ettim. İpek'in yüzünde hakim olan heyecan tebessüm etmeme sebep olmuştu. Selamlaştıktan sonra hepimiz gözümüzü İpek'e dikmiş ağzındaki baklayı çıkarmasını bekliyorduk.

"Söyleyecek misin artık güzelim?" Kainat'ın sorusuyla İpek, gülümseyerek baktığı masadan bakışlarını Kainat'a çevirmişti.

"Şey kızlar," bir süre durdu, sanki doğru kelimeyi bulmaya çalışıyordu. "şey işte." Gökçe sinirlenip masaya doğru eğildi. "Ney kızım, ney!" İpek derin bir nefes çekti içine ve heyecanla konuştu. "Biz sanırım Ozan ile bir şeyiz."

"Oh!" Üçümüz aynı anda konuştuğumuzda birbirimize bakıp güldük.

"Sonunda be güzelim."

İpek utangaç bakışlarını ellerine çevirip gülümsedi. Ozan'ı çok seviyordu ve bunu ikisini tanımayan bir insanda uzaktan anlayabilirdi. Aşkının karşılıksız olmadığını da keza öyle.

"E, nasıl oldu anlatsana kızım!"

Gökçe'nin sorusu ile İpek olanları anlatmaya başladı. Yaklaşık bir aydır beraber olduklarını ve emin olana dek söylemek istemediklerini dile getirdiğinde üçümüzde anlayışla karşılamıştık.

"Darısı Toytoyumla Gökçe'min başına."

"Amin!" Kainat ile ben güldüğümüzde Gökçe ikimize göz devirip önüne dönmüştü. İpek zaten telefon ile konuşmak için dışarı çıkmıştı.

Kızlarla epey bir vakit geçirdikten sonra saat gece on gibi ayrılıp evlere dağılmıştık.

Bahçe kapısından içeri girdiğimde ayağımın geri geri gittiğini fark ettim. Bir zamanlar tek huzur bulduğum yer evimken artık eve girmek istemez olmuştum. O nottan sonra olmuştu, kendimi savunmasız hissediyordum.

Kapının önüne geldiğimde duraksamamı sağlayacak o kâğıt parçası görüş açıma girmişti. Ellerim titremeye, nefeslerim düzensizleşmeye başladığında korkarak kâğıt parçasını elime aldım.

"Yarım bıraktığım işi tamamlamaya geliyorum, kızım."

Kâğıtı elimde sıkı sıkı tutup etrafıma bakmaya başladım.

sende hissettin mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin