MERDO 1

50K 1.4K 79
                                    

Görüşeceğim kadınlar üçe ayrılır;

Birincisi: Sadece ortamda eğleneceğim kadınlar.

İkincisi: Kızlı erkekli bir gurupta sap kalmamak için yanımda duracak kadınlar.

Üçüncüsü: Gece yatağımı neşelendirecek kadınlar; gerçi öndeki iki şıkkın sonu kesinlikle üçüncü şıkta biter ya neyse.

Ayrıca onları; esmer, sarışın, kumral, kızıl, uzun, kısa, yerli, yabancı diye ayırt etmem önemli olan güzel olmalarıdır. Çünkü benim için aşkın bir tek dili vardır o da; BEDEN DİLİ...

"Meeeeert"

"Hmm"

"Uyanmayacak mısın?"

"Uyanmayacağım"

"Hadi ama bak kahvaltı hazırladım." Kahvaltı lafını duyunca gözlerimi araladım, ilk önce sırt üstü dönerek ellerimi başımın altına alıp adını bile tam hatırlayamadığım kızı incelemeye başladım.

Dün gece yüzünden, dağılan makyajını tazelemiş. Mavi gözlerinin etrafına siyah simli kalem çekmişti. Sürdüğü bronz allık beyaz teninde, vücutta oluşan amele yanığı gibi dursa da bunun dışında güzel görünüyordu. Kızıl saçlarını bir omzuna almış benim beyaz gömleklerimden birini üzerine geçirmişti. Ne zaman uyansam hatunların üstünde benim beyaz gömleğim olur üst düğmeleri göğüslerinin çatalına kadar açık bırakırlardı. Yani bu kızda beni şaşırtmamıştı. Hep aynı şey makyajsız görünmekten ödü patlayan ve beyaz gömlek fantezisi olan barby bebekler...

"Mert?" kızın sesiyle incelememe son noktayı koyup göğüslerinden gözlerimi çekerek yüzüne baktım.

"Ne hazırladın bakalım bana" diyerek çenesini tutup kendime doğru yaklaştırdım. Mavi gözlerini dudaklarıma kaydırıp, sabah sabah kırmızı ruj sürdüğü kendi dudaklarını yaladıktan sonra;

"Dereotlu omlet." Dedi.

Oha tek gece evimin dolabında dereotunun ne işi vardı ya. Hadi yumurta, sucuk, sosis, peynir, domates, biber ve tereyağı vardı ama dereotu dediği şey yoktu. Gerçi şu zamana kadar sucuklu yumurta yapan kız da daha çıkmamıştı ama neyse. Merakımın önüne geçemeyerek;

"Sen dereotunu nereden buldun? Dolapta yoktu ki." Dedim.

"Sabah uyandığımda kapının önünde gürültüler duydum, baktım ki kapıcın çöpleri alıyor açtım kapıyı, para verip rica ettim almasını." Dediğinde kapıcı Avni abinin, bu kadını karşısında böyle görünce ne yaptığını düşünmek gülmeme neden oldu. Büyük ihtimal ilk önce elini kalbine götürüp bir salavat getirmiş sonrada fesuphanallah deyip kıza bakmamaya gayret ederek parayı almıştır. Çünkü kendisi zamanında hızlı yaşayıp her halta karıştıktan sonra tövbe edip hacca gitmiş, kırk beş yaşında bir adam olur.

"Neden gülüyorsun sen bakalım." Kız ellerini omuzlarıma koyup bacaklarını iki yana açarak üzerime oturdu ve beni Avni abinin dünyasından çekip, Mert'in hareminin kapısından içeri buyur etti.

"Hiç düşündüm de sen omletten daha iştah açıcı görünüyorsun."

"Ama daha omletimi görmedin ki."

"Gördüm gördüm güzelim merak etme." Diyerek bir kerede kızı çevirip altıma aldım...

Sabah sporumu yatakta yaptıktan sonra, hatun yataktan çıkarak yerde duran beyaz gömleğe uzandı.

"Yeni bir omlet yapmalıyım anlaşılan." Dedi. İşte şimdi işin zor olan yanı, yani; elveda, hoşça kal, biz birbirimize göre değiliz, ben uzun ilişki adamı değilim, tek gece yaşandı ve bitti, ayrılmalıyız faslına başlıyorduk;

Sana GüvenmiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin