Selam Arkadaşlar...
Dayanamadım... Dayanamadım... Dayanamadım... Yazar yazmaz yüklüyorum...
Aslında mutluyum ama içimde tuhaf bir hüzünde var.
Finale geldik sonunda. Gerek yorum gerekse voteleriyle bu ve önceki hikayemi destekleyen tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim... Ben sizler sayesinde, yorumlarınız sayesinde yazmayı sevdim...
Neyse çok uzatmak istemiyorum, Sana Güvenmiyorum Final yapıyor ama 'Sana Aşık OLdum' Bora'nın hikayesiyle kaldığımız yerden devam edeceğiz çiftlerimizi okumaya ve tabiki çoğunuzun beklediği gibi ondan önce Aslan ve Nilgün'ün özel bölümlerini okuyacağız...
Ama önce mümkünse biraz dinlenmek istiyorum yani...
Sevgi'yle kalmaya devam edin canlarım...
Şimdilik hoşça kalın....
İnsana bazen yaşadıkları rüya gibi gelir. Ben bu sahneyi daha önce bir yerlerde görmüştüm diyerek dejavular yaşarız hayatımızda. Şimdi gözlerimi açmadan önce, bu yaşadığım şeyin rüya olmasını ve belki çok uzun bir zaman sonra, Mert her şeye kendini hazır hissettiğinde bunun gerçekleşip; daha önce ben bunu yaşamıştım gibi bir dejavu cümlesi kurmayı hayal ediyorum, daha doğrusu aynen böyle olmuş olması için dua ediyorum.
Gözlerimi açmaya korkmam sırf bu yüzden işte. Yaşadıklarımın rüya değil de gerçek olma olasılığından.
"Aylin abla, ne olur uyan"
Kulağıma dolan ses bana gözlerimi açmam için verilen bir emirdi sanki. İçime çektiğim derin nefesle elimi tutan gözü yaşlı Damla'yı, ayakucumda gülümseyerek bana bakan Nilgün'ü ve doktor odasının beyaz duvarlarını gördüğümde, aklımda tek bir cümle yankılandı 'siz hamilesiniz'. Refleks mi? İçgüdümü bilmiyorum ama boşta olan elimi karnıma götürdüğümde gözümden akan yaşa mani olamadım.
"Bu... bu nasıl..."
"Valla kuşum sana ayrıntılı olarak nasıl yapıldığını anlatmak isterdim ama..."
"Nilgün!"
"Ayh ne var sevincimi bile yaşatmadınız yahu, iki gebiş arkadaşımın iki güzel minik bebeği olacak ve ben teyzoşları onlara neler neler yapacağım rüya gibi."
"Aylin Hanım daha iyi misiniz?" Elinde tuttuğu ultrason kağıdıyla yüzüme bakan doktora cevap veremiyordum. Nilgün'ün kurduğu cümle, Damla'nın mutluluktan aktığını düşündüğüm gözyaşları, bana içimde büyümeye başlayan bebeği anlatıyorlardı. Bebeğimi... Bebeğimizi...
Doktor Gökhan'ın anlattıklarını elim karnımda dinlerken ağzımdan kaçan hıçkırıklara engel olamıyordum. Beş haftalık olduğunu öğrendiğim bebeğim, kendimi korkmadan, içimdeki aşkla Mert'e teslim ettiğim ilk gecenin davetsiz gelen misafiriydi. Bu kadar konuşmanın içerisinde sorabildiğim tek şey neredeyse bir buçuk ay önce gelen adet kanamam oldu ve bunun yerleşme kanaması olduğunu Gökhan Bey açıklayınca öğrendim.
Hastaneden çıktığımızda, yanımda konuşan kızları duymuyordum ya da tertemiz bahar havasını hissedemiyordum. İçimde olan duyguların hepsi ayağa kalkmış birbirleriyle yarış halindeydiler. Şaşkınlık; hala doktorun 'siz hamilesiniz' lafını düşünürken. Mutluluk; 'bir bebeğim olacak diye taklalar atıyor, merak şimdiden acaba kız mı erkek mi diye soruyordu. Ama hüzün vardı bir de; hiç sesini çıkarmadan sadece ellerini göğsünün altında birleştirmiş onları izleyerek içini çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Güvenmiyorum
Romance"Aşk..." diyerek onu ardında bırakıp giden kadının, içinde açtığı yarayı kapatamamış. Bu yüzden kadınlara tüm güvenini yitirmiş Mert Karaaslan... Namı diyar Merdo... Yaşadığı iki ilişkisinde de aldatılmış, son olarak düğününe bir hafta kala, yatağın...