Geldi geldi valla bölüm geldi:) Yetiştirdim canlar bölümü.
Sizlere upuzun bir bölüm yazdım ve karşılığında upuzun yorumlar bekliyorum haberiniz ola :D
Ayrıca finalmize sayılı bölümler kaldı ilemediniz 4-5 en bilemediniz 6 bölüm sonra bitiyor hikâyemiz :(
Neyse uzatmayayım ben görüşürüz arkadaşlar, keyifli okumalar,
Sevgi'yle kalın....
Aylin'den...
Bu cesaret bana nereden geldi bilmiyorum ama; seksi olduğunu düşündüğüm bakışlarımı onun yüzünden çekip yavaş yavaş acele etmeden eşofmanının bel lastiğinin vurgu yaptığı adonis kasının üzerine kadar getirdiğimde alt dudağımı ısırarak önünde durmuştum. Mert'in adem elmasının aşağı yukarı oynamasına bakılırsa bu yaptığımdan etkilenmişti. Yürü be kızım kim tutar seni...
"Mert..."
"Al bakalım iç." Elinde tuttuğu su şişesini yüzlerimizin arasına sokan bu odun, kesinlikle az önce gördüğüm ve mitoloji tanrısı diye nitelendirdiğim adam olamaz değil mi?
"Bu ne?"
"Su. Susamadın mı?"
"Susamadım."
"Ama az önce yavru kedinin süte baktığı gibi su içişime bakıyordun." Hayır Aylin kesinlikle sakin olacaksın. Hayır hayır! O su şişesini alıp onun kafasından aşağı boşaltmak istemiyorsun...
"Sakinim, sakinim sa..."
"Ne?"
"Yok, bir şey ver şunu."
"Al Sarışınım, senden suyu esirgeyeceğimi mi sandın?"
"Esirgediğin su değil zaten..."
"Anlamadım."
"Şaşırmadım." Deyip, yine havalı olduğunu düşündüğüm bir dönüş yaparak kalçalarımı sallaya sallaya merdivenlerden çıkıp odama girdim.
"Bu ne be!" aynanın karşısında; topladığım saçlarımın yana kaymış ve kabarmış hali, yastığımın iz yaptığı yüzüm ve en beteri bir paçası yukarı sıyrılmış tavşanlı pijamamla bana bakan yansımamı gördüğümde verdiğim tepkiydi bu. Öyle bir adamın karşısına nasıl bu şekilde çıkabildim ben ya! Hadi çıktım diyelim bas git geri, hatta kaç git. Taş gibi duran adamın yanına birde seksi olduğunu düşündüğüm bakışlarımla gittim. Adam 'yavru kedinin süte baktığı gibi' diye az bile söylemiş, düşününce kedinin kasap kapısına giderek et dilenen haline daha çok bezediğime eminim. Ah hele havalı olduğunu düşündüğüm çekip gidişime ne demeli... Allah'ım al yanına beni...
Sabahın köründe işe ya da okula gitmek için sıcacık yataklarından çıkıp kendilerine, hafta sonu yada tatil günlerinde öğlene kadar uyuyacaklarını hatırlatan insanların, o gün geldiğinde alıştıkları saatte uyanmaları ve bir daha uyuyamamaları vardır ya. Hani nasıl sinir olursun kendine, bir sağa bir sola dönüp durursun ama uyuyamazsın. İşte ben bugün kendi yaptığım aptallıklar yüzünden haftaya başlamama son bir gün kala sabahın yedisinde uyanmış ve bir türlü uyuyamamıştım...
Kendime olan sinirimden ve tabi ki benim odun sevgilimin dün gece ve bu sabah bana yaptığı eziyetten, önümde ki karıştırıcıyı kendim, büyük kâsenin içerisinde ki yumurta, un ve süt karışımını da Mert yerine koymuş hırsla çırpıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Güvenmiyorum
Roman d'amour"Aşk..." diyerek onu ardında bırakıp giden kadının, içinde açtığı yarayı kapatamamış. Bu yüzden kadınlara tüm güvenini yitirmiş Mert Karaaslan... Namı diyar Merdo... Yaşadığı iki ilişkisinde de aldatılmış, son olarak düğününe bir hafta kala, yatağın...