Bölüm 17: Can Acısı...

15.9K 1K 45
                                    


Selam selam selaaaam,

Sizi çok beklettim biliyorum ama upuzun bir bölümle gönlünüzü alacağımı düşünüyorum =)

Tamam Tamam uzatmayacağım yazıyı,

Sadece anlayışınız ve sabrınız için teşekkürler :) 

(Birde bölüm hakkında yorumlarınızı merak ediyorum)

Keyifli okumalar...

Sevgi'yle kalın.

Ofisten çıkıp Misket'in merdivenlerinden inerken ne ortamda ki kalabalığı görüyordum nede bangır bangır çalan müziği duyuyordum. Aklımda sadece İnce Topuk ve Aylin'in masasında kıyafetlerini çıkartarak dans edip, benim Sarışınıma asılan striptizci erkekler vardı. Gözümün önünde canlanan sahneler hiç iyi değildi. Kahretsin!

"Mert Bey?" Misket'in otoparkına açılan kapıda bekleyen Bahadır yüzüme bakarken endişeliydi.

"Bir sorun mu var?"

"Yok Bahadır. Aslan'la küçük bir işimiz var halledip geleceğiz. Biz yokken buralar size emanet. Bir şey olursa ararsınız."

"Tamam efendim."

Kendimi arabanın içine atınca derin bir nefes aldım. Ofisten çıkıp buraya gelmek sanki bir yıl sürmüştü. Zaman kaybetmek istemiyordum. Hatta şuan o lanet olasıca yelkovanın, ben Sarışının yanına gidene kadar hareket etmesini hiç istemiyordum. Ellerim direksiyonu sıkarken ayağım gaz pedalı köklemişti.

"Abi?"

"Söyle Aslan."

"Abi şimdi sen striptizci dövmeye gidiyoruz dedin ya."

"Evet, düşündüğüm şeyi yapıyorlarsa dövmeye hatta dünyadan isimlerini silmeye gidiyoruz."

"Tamam, abide kadınların mesleği bu hem seni tanırım, sende beni tanırsın bizde kadına el..."

"Kadın mı?" diye alayla sorduğumda Aslan'a bakmıştım. Kaşları önce şaşkınlıkla havaya kalktı. Sonrasında çatılabildiği kadar çatıldı ve dişlerinin arasından tıslarcasına sordu.

"Düşündüğüm şeyin doğru olmadığını söyle bana."

"Düşündüğün şey doğru hatta düşündüğün şeyin iki üç mislini düşünsen iyi edersen çünkü İnce Topuğun sahibi Kız Faruk." Dedikten sonra Aslan'ın yüzüne baktığımda sanki yansımama bakar gibiydim.

Faruk buranın tanınmış ailelerinden birinin çocuğuydu. Liseye geçtikten sonra ailesi Fransa'ya taşınmıştı. Fakat Faruk iki yıl önce Fransa'dan dönmüştü. Bu dönemde de Misket'in VIP müşterilerinden biri haline gelmişti. Yanında kız gördünüz mü diye sorun? Ah evet gördüm ama nedense onlardan çok gözü bizim Aslan'da olurdu. Aslan'da, Faruk ne zaman gelse küfürler ederek ofise girer çıkmazdı. Bir yıl kadar sonra bana bir mekân açmak istediğini ama bunun bizimkilerden biraz farklı olduğunu sadece bekârlığa veda partileri, doğum günleri gibi organizasyonlar için olacağını söylemişti. Bende onu işleri hızlandırması için birkaç yakınımla görüştürmüştüm. Kısa zamanda kulübün ismi bile daha koyulmamışken büyük bir parti düzenleyip açılış yapmıştı. Aptal herif davetiye hazırlatmıştı ve açınca ilk dikkat çeken şey pembe harflerle 'Yanınızda kıskanç birini getirmenizi tavsiye etmem ;) ' yazısıydı. Aynı davetiyeden tabi birde Aslan'a gelmişti hem de kırmızı zarfta. Aslan gitmemek için dirense de onu kandırarak partiye götürmüştüm. Ve itiraf etmeliyim ki hayatımda en çok güldüğüm günlerden bir tanesiydi. Neden mi?

Sana GüvenmiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin