Özel Bölüm: Aslan Nilgün 1

14.7K 747 46
                                    

Selam Arkadaşlar,

Biliyorum çook çook uzun zaman oldu ama sonunda sizinleyim,

Öncelikle merak edip mesaj atan arkadaşlarıma çok teşekkür ederim, sabırsızlıkla beklediğinizi biliyorum ama gerçekten geçerli sağlık problemleri ile uğraştım. Bu yüzden kafam çok dağınıktı ve yazmamın imkânı yoktu :(

Ama valla hep aklımdaydınız özledim sizi, yazmayı...

Her neyse fazla uzatmadan ilk özel bölümümüzü yüklüyorum...

Keyifli okumalar...

Sevgi'yle kalın :)


Hala inanamıyordum... İş başvurusu için gittiğim Misket'in demir kapılarının ardından giydiği siyah takım elbiseyle, aklımda çalmaya başlayan Sezen Aksu'nun 'Kaçın Kurası' şarkısının sözleri eşliğinde, bana doğru slow motion yürüyen ve o an için görüp görebileceğim gelmiş geçmiş en yakışıklı ve en karizmatik insan evladı olabileceğini düşündüğüm... Yanıma geldiğinde kalın gür seksi sesiyle ' on sekiz yaşından küçükleri almıyoruz ufaklık dışarı!' diye gürleyip benden kocaman bir 'öküz!' damgasını yiyen adamla bugün nikâh masasına oturuyordum.

Mahmut saçlarıma şekil vermek için çekiştirirken, ben onu ilk gördüğüm andan itibaren yaşadıklarımızın gözümün önünden film şeridi gibi geçip gitmesini izliyordum. Tabi Aylin'in sesinden sonra film bir yerde kopmuş ve ben aptal aptal sırıttığımı bile fark etmemiştim.

"Nini eğer öyle gülmeye devam edersen dudaklarının kenarlarında oluşmaya başlayan çizgileri Mahmut en iyi kapatıcıyla bile dolduramayacak."

"Ay bak yine Mahmut dedi! Kız sen benim önüme otur yolucam o saçlarını he!"

Tepemde dikilmiş isminin ve bir seksen boyunun, geniş omuzlarının, kemikli yüzünün ve sadece bir kadının anlayabileceği şekilde düzeltilerek alınmış kalın kaşlı görüntüsünün aksine. O incecik çıkardığı, sanki bir kilo yumuşatıcı içmiş gibi yumuşatılmış sesiyle elindeki tarağı Aylin'e doğru sallayan adamın görüntüsünü aynadaki yansımadan görünce kahkaha atmaya başlamıştım.

Mahmut'un kuaför salonunu bir yıl önce keşfetmiştim ve stres atmak için geldiğim tek adres olmuştu. Ne zaman biricik öküzüme kızsam ya da ne zaman onunla ilgili heyecanlanacağım bir olay yaşamış olsam, kendimi burada bulurdum. Mahmut'un şen şakrak sohbeti ve becerikli elleriyle şekillendirdiği saçlarım o anlık sinirimin geçmesini sağlayabilen tek şey olurdu.

"Sende, ölü balık gibi ne bakıyon yüzüme. Ayol geldiğinden beri sesin kaçtı bir taraflarına, gecenin stresimi sardı yoksa kııız!"

"Ayh ne alaka yaa!"

"Oh sonunda konuştu tebrik ederim seni Mahmu... şey yani Mamuş."

"Sende mi kuşum ya, bir hayal kurdurmadınız ama be!"

"Hayalimi kaldı Nilgüncüğüm evleniyorsunuz işte, mutlu son..."

Aylin beni rahatlatmak için konuşurken aklıma daha bir buçuk ay önce yaşadığımız yılbaşı gecesi geldi. Beni sevdiğini Mert'e itiraf ettiğinde mutluluktan akan gözyaşımın keyfini süremeden, biranda duyduğum patlama sesiyle onun gözlerimin içerisine bakarak yere yığılışı ve kollarıma çekip aldığım da kapalı göz kapaklarını bir daha açamayacağı düşüncesi...

"Ayh yok ben bunu boğacağım, kız ne bu duygusallık ne bu duygu değişiklikleri ayh yoksa hamile misin?" Daha Mahmut'un söylediğine yetişemeden, kuaför salonunun kapısından bir hışımla girip bağıra bağıra yanıma gelen Burcu'ya diyecek laf bulamıyordum.

Sana GüvenmiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin