Bölüm 10: Ev Ziyareti

16.3K 940 39
                                    

İyi akşamlaar milleet :)

Yarın küçük bir operasyon geçireceğim dualarınızı eksik etmeyin...

Merdosuz kalmayalım diye bu akşam oturup yeni bir bölüm yazdım sizler için umarım beğenirsiniz...

Sevgi'yle kalın..... =)

(Buarada yüklediğim fotoğrafta ki Aslan ve Nilgün için yorum bekliyorum sizden öpüldünüz)



"Büyüdün sen..." hayır

"Kendine yetebilmelisin..." Hayır

"Bana ihtiyacın yok..." Hayır

"Kendine iyi bak hoşça kal Mert..."

"HAYIR ANNE HAYIIR GİTMEEE..."

"Şiiiştt geçti, kalk oradan tut elimi."

"Ama sen!"

"Evet"

"Sarışın?"

"Hadi Mert güven bana tut elimi..."

"B-ben sana güve..."

................................................................

Kahretsin! Kahretsin! Kahretsin! Nasıl bir kâbustu bu böyle. Peki elimin altında ki kalbimi bu kadar hızlı çarpmasını sağlayan neydi? Korkmuş olmam mı yoksa ara sıra görmüş olduğum ve on altı yıldır alıştığım kâbuslarıma sarışının da dâhil olması mı? Hala hızlıca alıp verdiğim nefesimi bile kontrol edemezken bunlara cevap vermem çok zordu. Gördüğüm kâbus yetmiyormuş gibi beraberinde gelen baş ağrısı da cabasıydı üstelik.

Sıkı bir banyoya ihtiyacım olduğu için yataktan doğrulduğumda kendimi tek gece evimde bulmayı beklemiyordum doğrusu. En son ofisimde sessiz sedasız Aslanla karşılıklı içtiğimizi hatırlıyorum ama sonrası bulanık. Ah hadi ama hepsi o cadı sarışının suçuydu. Evet cadı çünkü ben ona tatlı rüyalar dilerken büyük ihtimal o benim için türlü beddualar sıralıyordu içinden.

Uzun zamandır gelmediğim bu evin banyosunun yolunu tutarken burada geçirdiğim o muhteşem günlerim gelmişti aklıma. Her hafta bazen her akşam farklı bir kadının bedenimde kaybolması... Kaç kadının adını hatırlayamadığım sabahlar. Sadece bedenimi rahatlatmak için ihtiyaç duyduğum o kadınlara ne zamandan beri ihtiyaç duymaz olmuştum ben?

Sarışını ilk gördüğün andan beri...

HAYIR!

Onu o kötü sesiyle şarkı söylerken gördüğün zamandan beri...

HAYIR!

Rol yaparken gerçekten karınmış gibi hissettiğinden beri...

HAYIR!

Dudaklarını onunla mühürlediğinden beri...

HAYIR!

Sana o tokadı attığı günden beri...

HAYIR!

Kısacası hayatına girdiğinden beri...

HAYIR DEDİM HAYIR!

Şu nasıl susturulacağını öğrenemediğim iç sesim. Keşke karşıma çıksan da ağzını burnunu başka organlarınla yer değiştirebilsem.

Kendi kendime verdiğim mücadeleye yine kendi kendime son noktayı koyduktan sonra artık duşa girebilirdim. Sıcak suyun kaslarıma ve gergin vücuduma olan etkisi mucizeviyken baş ağrıma hiç fayda etmemişti. Bir şeyler atıştırıp acilen ilaç almalıydım.

Sana GüvenmiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin