Özel Bölüm 3: Aslan Nilgün

11.2K 796 112
                                    

Selaaam arkadaşlar;

Öncelikle gecikme için özür diliyorum...

2. olarak; yaptığımız oylamayı maalesef geçersiz saymak zorundayım. Çünkü oylamaya katılamayan çoğu kişiden mesaj aldım oylamanın sadece 1 gün sürmüş olması yüzünden oy veremediklerini söyleyen çok arkadaşımız oldu. ( hatta çok çoook ) Onlarada sizede haksızlık etmek istemiyorum :( Bu yüzden Bora hiç ummadığınız bir isim olacak...

3. Olarak Sana Aşık Oldum oldum hikayemiz inşallah bu cumartesi birinci bölümüyle sizlerle :)

Keyifli okumalar,                                                            Sevgi'yle Kalın :) <3


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hiçbir zaman romantik bir adam olmadım. İstesem de olamam. Bir kere bünyeme ters... Benim sevme şeklim başka. Aşkım, canım, cicim lafları yakışmaz ağzıma zaten becerip söyleyemem de. Ben sahiplenirim. Kadınım derim meselâ. Kızım derim, Nilgünüm arada sırada ömrümde derim... Ama benim hatun tutturmuş neden ona aşkım demiyormuşum? Yoksa ona aşık değil miymişim? Bu yüzden de şimdi akşamdan beri bana tripli. Tribini yediğim...

Önümde duran bitmiş çay bardağımı ilgisini çekmek için üçüncü kez masaya vuruşum. Ama bizimkinde tık yok. Yüzüme bile bakmıyor...

"Nilgün'üm çay yok mu?" Ses yok! Sesi geçtim önüne koyduğu çaydanlıktan bir bardak çay dökesi bile yok.

"Suyumu yok?"

"Demi mi bitti?"

"İki bardaklık mı demlemiştin?"

"Dilini mi yuttun kızım cevap versene!" Son cümlemde ayarlayamadığım ses tonum işe yaramış olacak ki nihayet kömür gözlerini dikti gözlerime. Tabi ben o gözlerdeki ateşte yanmayı diledim o ara ya neyse. Yine de baktı ya, bir cesaret geldi bana...

"Çay istemiştim ama yok galiba?" dediğimde masanın ortasında duran, rakı balık harici hele ki kahvaltıda ağzıma koymayacağım yeşillik dolu tabağı, gözlerimin içine baka baka elime tutuşturan kadına hayretle bakıyordum. Acaba kulaklarında mı problem vardı? Ulan ben boşuna mı kızın günahını almıştım.

"Nilgün'üm?"

"Evet?"

"Ben çay istedim."

"Biliyorum."

"E bu ne o zaman?"

"Yeşillik." Dediğinde benim bam telim attı atacaktı. Sabrımın son kırıntılarıyla en olmayacak soruyu sorduğumu, verdiği cevaptan sonra anladım.

"Ne yapayım ben bunu?"

"Ye! Öküzgillerden olduğun için seversin!" diye çemkirip masanın üstündekileri toplamaya başladığında bende artık ne bam kalmıştı ne teli. Elinde tuttuğu bardaklar ben bileğinden yakaladığımda yere düşerken ikimizin de gözlerinden ateş çıkıyordu. Ya ben yanacaktım ya o, yada aynı anda yakacaktık kendimizi.

Sana GüvenmiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin