Selam arkadaşlar;
Anlayışınız için tekrardan çok teşekkür ederim...
Umarım bölümü seversiniz :)
Dediğim gibi şu perşembe günkü denetimden sonra daha çok görüşeceğiz...
Sevgi'yle kalmaya devam edin...
Aylin'den...
Gözlerimi bundan aylar önce açtığım odada bu sefer huzur içinde açıyordum. Mert sırf ben rahat edebileyim diye odasının hemen karşısında olan bu odayı hazırlamıştı benim için. Gerçi ben bavulumu açıp odada bulunan küçük giysi dolabına kıyafetlerimi yerleştirirken;
"Bu odada kalıcı olmayı düşünmesen iyi edersin." Diye dalga geçip gülmüştü bana ama bu günden itibaren gülme sırası bana geliyordu. Bu yaptıklarının bedelini ağır ödeyecekti Mert Efendi. Aylin Güven ile ev arkadaşı olmanın tüm kurallarını teker teker ezberletecektim ona.
İçimdeki hain planlar dün evin büyüklüğünü gördüğümde gözümü korkutsalar da bundan vazgeçmeye niyetim yoktu. Tabi önce okula gidip sevgili öğrencilerime örnek bir edebiyat öğretmeni olarak ders anlatmalıydım.
Odanın hemen yan tarafında olan banyoya girip ardından kapıyı kilitledim. Sevdiğin adamla aynı evde yaşamanın zorluklarından olan sessiz tuvalet merasimimi, Mert'in bu saatte uyanmayacağını da hesaba katarak başarıyla tamamladıktan sonra odama geçip okula gitmek için hazırlandım.
Mert'in kapalı kapısının ardında nasıl uyuduğunu deli gibi merak ederek, gözümü odasının kapısından ayırmadan merdivenlerden aşağıya inmeye çalıştığım sırada duyduğum sesle, neredeyse düşüyordum.
"Güzelim o kadar merak ediyorsan o kapıyı açıp bana gitmeden 'şimdilik hoşça kal ama geleceğim' öpücüğünden verebilirsin."
"Ne zamandır öyle bir öpücük var."
"Sen bu eve taşındığından beri..." diyerek birkaç basamak yukarı çıkıp beni belimden tutup dudaklarımızı birleştirdiğinde, ayaklarımın yere bastığından emin değildim.
"Kahvaltı yapmadan mı gidiyorsun okula."
"Evet"
"Neden?"
"Çünkü zamanım yok."
"Bizde zaman yaratırız." Kollarından kurtulmuş kapıya doğru giderken neden 'nasıl' diye sormaktan korkuyordum acaba?
"Seni her sabah ben bırakacağım böylece vakit kazanmış oluruz."
"NE!"
"Bağırma Sarışın, ne var bunda?" Tamam, aslında bunda bir şey olmayabilirdi, tabi Mert gecenin üçünde, dördünde gelip, sabahın yedisinde beni okula götürmek için uykusundan feragat etmeyi teklif etmeseydi. E hani sen bu adamı süründürecektin, al sana fırsat... diye içimden seslenen cadıya karşı kulaklarımı kapadım. Çünkü bu farklı bir konuydu yani bu benim işimdi...
"Olmaz, gerek yok."
"Neden?"
"Çünkü bu benim işim ve buradan da o kadar uzak değil okulum, senin her sabah uykunu bölmeni istemiyorum."
"Uykumu bölmüyorum ki?"
"Ya ne yapıyorsun?"
"Hiç uyumadım diyelim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Güvenmiyorum
Dragoste"Aşk..." diyerek onu ardında bırakıp giden kadının, içinde açtığı yarayı kapatamamış. Bu yüzden kadınlara tüm güvenini yitirmiş Mert Karaaslan... Namı diyar Merdo... Yaşadığı iki ilişkisinde de aldatılmış, son olarak düğününe bir hafta kala, yatağın...