Bölüm geldi canlaaaaar :)
Umarım bana kızmazsınız... :(
Keyifli okumalar...
Sevgi'yle kalın ve kalmaya devam edin :) ;)
"MERT!" kapıdan gelen acı çığlığa doğru başımı çevirdiğimde, yeşil nemli gözlerde ki saf korkuyu gördüm.
"LANET OLSUN!" Kemal'in gür sesine döndüğümde de Nilgün'ün kucağında tuttuğu kardeşime baktığını... Bedenim soğuk havada saatlerce kalmışım gibi kaskatı kesilse de ruhum, kalbim yanıyordu. Alevlere atılmış gibi yanıyordu işte.
"Sen..." Yeni yıla girdiğimizi haber veren havai fişekler gökyüzünü aydınlatırken, duyduğum fısıltı gibi sesle yan tarafımda yatan arkadaşım; solan yüzü ve yarım açtığı gözleriyle kucağında olduğu kadının yüzüne bakıyordu.
"Benim, yanındayım Aslan seni..."
"Se...seni... sev...dim."
"Bende, bende seni seviyorum yemin ederim seni seviyorum..." duyduğu cümleyle açık olan gözlerini yavaşça kapadıktan sonra dudakları yukarı doğru kıvrıldı güçsüzce.
"Mert hadi acele edin hastaneye gitmeliyiz!" Kemal yanımıza çektiği arabanın kapısını açmış bağırdığı sırada Aslanın dudağının kenarından sızan kanı gördüğümde o kanda boğulmak istedim.
"Aslan dayan koçum gidiyoruz."
"Abi..."
"Yorma kendini."
"O... sana... emanet"
Bora ile birlikte kaldırdığım adama hastaneye varıncaya kadar bağırdım.
"Yaşayacaksın, emanetine kendin sahip çıkacaksın!" diye ama duydu ama duymadı bilmiyorum. Bildiğim tek şey bu adamın yaşamak zorunda olduğuydu.
Hastanenin önünde bizi ordu gibi bir ekip karşıladı. Bora herkese talimatlar verirken Aslan'ı hızlıca ameliyathane almışlardı. Çok değil iki aya yakın bir süre önce burada Aylin'i beklerken şimdi içerden çıkmasını ümit ettiğim kişi kardeşimdi. Niye ben olamıyordum içeride. Neden hep bekleyen bendim. Orada o çocuğun değil benim olmam gerekirdi. Azraille çatışan ben olmalıydım o değil.
Omzuma dokunan elin sahibini biliyordum. Geldiğimizden bu yana iki saat geçmişti. Aylin, bayılan Nilgün'ün odasında ona destek olmaya çalışıyordu. Ama şimdi gelmişti.
"Nilgün?"
"Uyutuyorlar."
"İyi."
"Sen iyi misin?"
"Benim yüzümden oldu."
"ŞŞŞT." Dediğinde ameliyathanenin kapısı açıldı. Yeşil önlüğüyle kapıdan çıkan doktor, alnında biriken terleri başından çıkardığı bonesiyle sildi, biz ağzından çıkacak kelimeleri beklerken sabırsızdık.
"Doktor Fuat Konuşsana!" diyen Bora hepimiz yerine uyardı adamı.
"Bakın Bora Bey, hastanız geldiğinde durumu kritikti kurşun kalbi besleyen damarlardan birini parçalamış..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Güvenmiyorum
Romance"Aşk..." diyerek onu ardında bırakıp giden kadının, içinde açtığı yarayı kapatamamış. Bu yüzden kadınlara tüm güvenini yitirmiş Mert Karaaslan... Namı diyar Merdo... Yaşadığı iki ilişkisinde de aldatılmış, son olarak düğününe bir hafta kala, yatağın...