Bölüm 22: Dostum...

14.2K 1K 93
                                    

Bölüümm Geldiii...

Arkadaşlar öncelikle kısa bir açıklama yapmam lazım, yoksa bana kızacaksınız;

Bildiğiniz gibi ben hemşireyim ve çalışıyorum, 

İki hafta sonra almam gereken bir sertifika için sınava girmem gerekiyor ve tek sayfa açıp çalışmadım.

Ayrıca işyerimiz önemli bir denetime giriyor buda iki hafta sonra yani bu iki hafta çok yoğun olacağım bu yüzden gelecek bölümü ne zaman yazacağım hakkında bilgi veremiyorum anlayın beni :(

Ama söz ilk fırsat bulduğum anda yazacağım,

Şimdiden anlayışınız için teşekkürler, seviliyorsunuz,

Sevgi'yle Kalın :)

......................................

Yemeğin üstünden iki hafta geçmişti. Masam da oturmuş laptoptan gözümü ayırmıyordum. Ve açtığım boş Word sayfasına rastgele bastığım tuşları işliyordum. Tabi böyle yaptığımı Aslan bilmiyordu.

"Abi?"

"Aslan çok işim var." Böyle dememin nedeni Aslan'ın ne konuşmak istediğini bilmemdi. Ama ben iki haftadır her gün ona bahaneler üretmeye bıkmıştım.

"Abi sadece dinle o zaman." Dediğinde yine pes etmiştim.

"Olmaz Aslan olmaz diyorum."

"Yapma abi Kadıköy'de ki mekâna ver beni oraya gideyim."

"Neden?"

"Burada ki çocuklara güvenim sonsuz biraz da diğerlerinde durup toparlasam." Yine saçma sapan bir bahane üretmişti işte.

"Onlara da benim güvenim sonsuz Aslan."

"Biliyorum abi sadece yeni gelen çocuğu geliştirirdim."

"Çocuk zaten en iyi mekânlarda korumalık yapmış."

"Abi Bebek'tekine gönder o zaman."

"Orada ne yapacaksın. Daha doğrusu ne bahane üreteceksin gitmek için merakla bekliyorum."

"Bahane değil abi ne alaka."

"Yeme beni Aslan o geceden beri..."

"ABİ!"

"Olmaz koçum gitmeyeceksin hem yarın yeni yıla bensiz girmene izin vermem."

"Daha iyi ya zaten Kadıköy'de olacağım abi."

"Aslan olmaz diyorum in aşağı."

"Abi?."

"Aslan hayır konu kapanmıştır, yarın bizimle birlikte geçersin Kadıköy'e ama ertesi gece tekrar burada olacaksın."

"Peki Abi."

Onu böyle görmek içimi parçalasa da gitmesini istemiyordum. Savaşmalıydı. Aptal gibi kaçamazdı. Hem nereye kadar devam edecekti böyle. Bu çocuk kör müydü? Nilgün'ün bakışlarında hiçbir şey yoktu o adama karşı. Göremiyor muydu bunu? Zamanında benim yaptığım hatayı yapmasına izin vermeyecektim. Evet, sonunda biz birlikteydik. Ama o Sarı piç böyle bir hata yapmasaydı şimdi Aylin... Kahretsin bunun düşüncesi bile bu denli canımı yakarken dayanamazdım. Ve Nilgün'ün yanında gördüğüm adam bu hatayı yapabilecek birine hiç benzemiyordu. Nilgün'e değer verdiği bakışlarından anlaşılıyordu ama Nilgün'ün gözlerinde yoktu bu. Evet belki yanında gülüyordu ama Aslan'a baktığı gibi bakmıyordu o adama yada Aslan'ın düştüğü durumlara güldüğü zaman gözlerinin içinde oluşan pırıltılar olmuyordu gözlerinde. Eğer öyle olsaydı, Nilgün'ün bakışlarından ya da davranışlarından bunu hissetseydim o zaman Aslan'ı yollardım. İzin verirdim acısını, bilmediği aşkını kalbine gömmesine. Ama şimdi olmazdı. Bu ikisi birbirlerini anlayana kadar olmazdı.

Sana GüvenmiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin