...Lorensi size keyifli okumalar diler...
Bölüm Otuz Yedi - Bela
Yazar
Sabahın erken saatlerinde Ömer Asaf'ın göreve gitmesiyle ben de evden çıkmıştım. Taha abi ve Şirin hastaneye, doktora muayene için gitmiş, gerekli işlemleri yapmışlardı. Eve geri geldiklerinde ise bebeğin henüz bir buçuk aylık olduğunu öğrenmiştik. Bu da bizi epeyce mutlu etmişti.
Omzumda ki çantamı daha sıkı tutup, mağza mağza dolaşıyordum. Neden mi?
Hem kendime ve hem de Ömer Asaf'a uygun bir kaç parça kıyafet almak için. Gitgide yaz ayına giriyorduk ve havalar epey ısınmaya başlamıştı. Girdiğim bir başka mağazadan eli boş çıkacakken, derin bir nefes aldım ve yanlışlıkla çarptığım bedenden özür dilemek adına beyefendiye döndüm. Döndüm ve dondum.
Mavi gözleriyle gözlerime bakan Cihan'ın yüzü tam karşımdaydı. Dişlerim sıkı sıkıya birbirine yaslanırken, bana bakan yüz ifadesiyle öfkeli bir bakış atıp, önünden hareket edeceğim vakit, "İkra" diyerek koluma dokunmasıyla öfkeli bir şekilde geri çekildim.
"Dokunma bana!" Dişlerimi sıkarak ikaz ettim.
"Görüşmeyeli nasılsın?"
"Sen ruh hastası falan mısın? Bana bak ben evlendim anlıyor musun? Ev-len-dim. Bırak artık benim peşimi yoksa gerçekten babama söyleyeceğim! Ayrıca sen kimsin bana çiçek gönderiyorsun!" diye konuştum dişlerimin arasından.
"Aldığına sevindim" dedi yüzünde ki alaycı sırıtışla.
"Bana bak seni buraya gömerim anlıyor musun!"
"Bu yükselmelerin baya hoşuma gidiyor!" deyince aniden havaya kalkan çantam ile omzuna sertçe vurdum.
"Ya sapık mısın sen!" diye yükselttim sesimi ve tam o anda yanımda hissettiğim bedene baktım.
"İlker?"
"İkra?" deyince, bakışları bir Cihan'a bir bana baktı. Yutkundu ve bakışları bana döndü.
"Neler oluyor?"
İçimdeki sıkıntıdan bir an önce kurtulmak adına daha fazla bu sırrı içimde tutamayıp, titreyen sesimle araladım dudaklarımı.
"İlker..."
"Ne?"
Bütün olanları bir bir anlattım, İlker'in değişen yüz ifadesiyle Cihan' a öfkeyle bakması bir oldu. Elleri yurmuk halini aldı, aniden onun üzerine atılacağı vakit, kolundan tuttum onu.
"Dur!" dedim sesimi hafif yükselterek.
"Lan sen kimsin!?"
Etraftan gelip geçen insanların bize bakan bakışlarından rahatsız olup, İlker'in elini sıkı sıkıya tuttum ve derin bir nefesimin ardından onu geriye çektim.
"Sen kimsin!" diye kükredi bir kez daha. "Bana bak seni bir kez daha İkra'nın yanında görürsem, onu rahatsız ettiğini duyarsam, yemin ediyorum seni öldürürüm hayvan köpek!" dedi ve öfkeli bir sesle ekledi.
"Utanmıyor musun evli bir kadının peşinden koşmaya!"
"İlker tamam! Tamam bırak gitsin!" dedim İlker'in elinden tutup, onu sıkı sıkıya onun yanından uzaklaştırarak. İkimiz arkamızı dönüp, ilerledikçe ilerledik ve karşıma çıkan ilk parka girdim, banka oturup, birbirimize baktık.
"Ne zamandan beri böyle bu şerefsiz?" dedi öfkeli sesi ve titreyen elleriyle.
"En başından beri! Yani dedem vefat ettikten sonra Sivas'tan döndüğümüzden beri!" dedim ve o sinirle yüzünü sıvazladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURŞUN İZİ
ActionTerörler tarafından kaçırılan genç doktor, kendini hiç beklemediği bir anda mermilerin içinde bulur. Terör örgütü liderinin yaralanması ve göğsüne saplı kurşunu çıkartmaları için kaçırılan doktor, ve doktorun orada olduğunu bilmedikleri için operas...