4. Bölüm "Saçlar"

8K 451 65
                                    


Bir süre daha o ortamda kalıp Tunay ile Alya nişan haberlerini verirken konfetiler havada uçuşurken bir hayalin veya rüyanın içindeymişim gibi hissediyordum. Olaylar gelişiyordu ama ben o olaylara dahil değildim. Sonra da zaten nefes alamadım daha fazla, kaçıp gitmek istedim. Koşmak, uzaklaşmak istedim. Nişan kutlamaları için patlatılan şampanyalardan içmek de bir kaçış yoluydu tabi ama bedenen hala burada olmamı engellemiyordu bu.

Kızlara iyi eğlenceler dileyip migrenim tuttu bahanesiyle kaçarak uzaklaşırken de kapıda birine çarptım. Sendeleyip hemen toparlanırken oldukça kısa bir süre göz göze geldik. Ben mi ona çarpmıştım o mu bana çarpmıştı idrak edemedim doğrusu. Kıvırcık saçlı adamı kolumla kenara iterek koşar adımlarla çıktım oradan.

Yine açık bir tekel bulmam ve bir paket sigara alıp boş bir bankta sigara içip ağlamamla devam eden harika bir geceye dönüştü gecem.

Taksiye falan binsem evi tarif edebilir miyim acaba? Burçin'le konuşsam gelip beni alabilir mi acaba? Babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi? Gibi sorular eşliğinde sigaramı içerken bir yandan da Burçin'e canlı konum atıp mesaj yazıyordum.

Kısa bir özet geçip sigaramı içmeye devam ettim. Yine yürüyen küllük olacağım işte.

Bir sigara sönmeden ötekini yakıyor ve sessiz sessiz ağlıyordum. Evden çıkarken yapmayı düşündüklerim ve gecenin sonunda geldiğim noktayı göz önünde bulundurunca bir hıçkırık kaçtı dudaklarımdan.

Gözyaşlarımın arasından buğulu bir şekilde bana uzatılan mendili görünce doğal olarak irkildim ve sıçradım.

"Çok kabasın" dedi çarptığım kıvırcık saçlı adam mendili bana doğru biraz daha yaklaştırırken "İnsan birine çarptığında özür dilemeli"

Başımı olumsuz anlamda salladım.

"Mendilini istemiyorum, git buradan"

Aman şimdi mendilini falan alırım zaten sarhoşum da. Tacize falan uğrasam sarhoştu, mendil uzattım aldı der falan. Rızası vardı damgası da yerim... Zaten ıssız bankın birinde gecenin bir saati oturuyorum.

Evet, genel olarak sesim çıksa da söz konusu taciz olduğunda sırf benim sesimin çıkması yetmiyordu. Bu ülkede taciz edilen, tecavüze uğrayan, eşleri tarafından öldürülen bunca kadın varken ve zanlıları hala serbestken sadece benim sesimin çıkması yetmiyordu. Ve evet, bende çoğu kadın gibi korkuyordum işte.

Kafamda bin bir türlü senaryo döndükten sonra bilmem kaçıncı sigaramı atıp kalkıp uzaklaşmak için bir hamle yapmamla popomun üzerine geri banka düşmem bir oldu.

"Al işte" diye tekrar uzattı mendili.

"Nereden bileceğim psikopat bir sapık olmadığını?" diye çemkirdiğimde bir kahkaha patlattı, sonra duraksadı.

"Sen de haklısın" dedi yanıma otururken, "Mendile şu malum bayıltan şeyden sürsem, sende alsan koklayıp bayılsan..." devam edemedi çünkü kafasına çantamla vurdum.

Çantam küçük olmasına rağmen içinde oldukça sert bir parfüm şişesi vardı.

"Dur!" dedi çantamı tutmaya çalışırken "Dursana!"

"İmdat!" diye bağırdım avazım çıktığı kadar.

Telaşa kapılıp beni susturmak için çırpınırken bir yandan da konuşmaya çalışıyordu.

"Şaka yapıyordum" dedi ayağa kalkarken "Deli misin kızım sen?!"

Bir kez daha ayağa kalkmayı deneyip bu kez başardım.

Alone (M6)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin